Yazan: Turgut Koçak 24 Nisan 2020
Sermaye güçleri özellikle sosyalistlere karşı öyle aşılması güç engeller koymuş bulunuyorlar ki işte bu engelleri aşıp da her yerde, tabi sistemin küçük farklılıklarla temsil edildiği mecliste de olmalarını engellemek için başvurmadıkları oyun bulunmamaktadır. Bütün bu zorlukları HDP listesinden seçimlere girip de 2 milletvekiline sahip olan TİP meclise girmeyi başarmıştır.
23 Nisan 2020 tarihi TBMM’nin 100. Kuruluş Yılı olduğu için mecliste özel bir oturum gerçekleştirilmiştir. Bu özel oturumda TİP’in grubu olmadığı için TİP Genel Başkanı Erkan Baş, kişisel olarak söz almış ve deyim yerindeyse sermaye partilerinin balonunu patlatıp ellerine vermiştir. Erkan Baş’ın konuşması bizce çok önemlidir. TSİP’le TİP ayrı ayrı partiler olmamıza karşın hiçbir öznellik taşımaksızın dün Erkan Baş’ın konuşması Türkiye Sosyalist İşçi Partisi’nin de konuşmasıdır diye paylaştım.
6 dakikalık bu konuşma yığınlar arasında gerçekten de hak ettiği olumlu tepkiyi görmüştür. Öyle ki bazı televizyonların bu konuşmayı kesip başka yayınlara geçmesi bile binlerce insanın eleştirisi ile karşılaşmıştır. Uzatmayalım sonuçta etkili bir konuşması nedeniyle bütün içtenliğimle Erkan Baş’ı kutluyorum.
Buradan bile kolaylıkla anlaşılmaktadır ki eğer sosyalistler kendilerini anlatabilecekleri olanakları olsa kimse kuşku duymasın ki toplumda ne büyük karşılığının olacağı açıkça görülecektir. Bu yüzden sermaye güçleri de gerçekleri iyi bildikleri için sosyalistlerin kendilerini ifade edebilecekleri bütün alanları kapatmayı kendilerine bir görev saymışlardır. Bugün bizler engeller yüzünden mecliste temsil edilemediğimiz gibi yazılı ve görsel basında da bizlerden söz edilmemesi özellikle dikkat edilen bir yoldur. Gerçi bazı televizyon ve gazeteler bir ayrım yapmadıklarını söyleseler de niçin tartışma programlarında ya da haberlerinde bizlerden söz etmediklerini bir türlü yüreklice çıkıp da açıklayamazlar. Örneğin bizlere neden TELE 1’de ya da ne bileyim Halk TV ve benzeri televizyonlarda her türden insan çağrılıp konuşturulduğu halde bizler bir kez olsun akıllarına bile gelmeyiz? Ya da ne bileyim bazı sol yapıların temsilcilerine arada sırada da olsa yer verdikleri halde özellikle TSİP akıllarına bile gelmez. Ne bileyim belki bu kesimlere bazı sol yapılar iyi görünüyordur bunu bilemem de eğer ölçütleri seçimlere girip alacağı oy sayısı ise acaba TSİP’in ne kadar oy alacağını zahmet edip hiç düşünmüşler midir?
Uzatmayalım, kim ne söylerse söylesin gerçek anlamda sosyalizmin kararlı savunucularına ekranlarını kapatanlar kime neyi anlatırlarsa anlatsınlar söyledikleri hiçbir şekilde inandırıcı olmamaktadır.
Neyse bugünkü yazımda bir konuya daha değinmeyi yararlı görüyorum. Bizler hiçbir zaman İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu seçilmeseydi de Binali Yıldırım seçilseydi noktasına düşmedik, dünya yerinden oynasa, gökyüzü yere inse yine de böyle abuk sabuk sözler etmeyiz. Ancak bir şey eleştirilmesi gerekiyorsa onu da eleştiririz. Örneğin; Hiç kimseyi yerinden etmemek gibi ne anlama geldiği belirsiz yöntemlerle AKP’lileri mecbur kalıncaya kadar onca tahribatlarına karşın işin başında tutması nedeniyle Ekrem İmamoğlu’nu eleştirdik eleştiririz. Sürekli bel altı siyaseti yapan AKP ve saray iktidarı karşısında olmayacak şeye dua etmek gibi anlayışlar sergilemiş olan Ekrem İmamoğlu’nun tutumunu eleştiririz, üstelik bunu da gerekli olduğu için yaparız.
Ama şunu anlamamız olası değildir. Aman şimdi sırası mı? Bakın karşımızda bize dünyayı dar eden bir iktidar varken sizler de kalkmış CHP ve belediye başkanlarını eleştiriyorsunuz gibi bir anlayışla tıpkı AKP trolleri gibi hop oturup h0p kalkanlara göre de kendimizi ayarlayacak değiliz. Çünkü şunu biliriz ki CHP kazandığı yerleri yarın yitirmekle karşı karşıya kalırsa bizim eleştirdiğimizden değil ama iktidara şirin gözükme davranışları sergilediği için ya da yapabileceği şeyleri bile yapmadığı için yitirecektir.
Neymiş efendim Can Ataklı sabah programında Ekrem İmamoğlu’nu eleştirmiş ya yer yerinden oynadı. Can Ataklı’ya söylemediklerini bırakmadıkları gibi TELE 1’i de yayın çizginiz değişti mi sorularıyla topa tuttular. Bu konuya yanıt veren Merdan Yanardağ’ın yanıtı ise inanın bizim için doyurucu değildi. Günah çıkartma bağlamında bilmem şundan yanayız da, bilmem şöyle olunca şöyle olur da şeklinde verilen bir yanıtın doyurucu bir anlamı olamaz.
Hani biz, şu çıkarılan af konusunda 139 milletvekili olduğu halde sadece 18 ret oyu veren CHP’yi eleştirmeyecek miyiz? Eleştirdiğimizde de yine karşımıza çıkıp şimdi zamanımı mı diye tepemize dikileceksiniz? Ya da ortada 100. Yılı kutlanan meclis kalmamış ama bunu yüreklice söylemekten uzak, üstelik meclisi fiilen işlevsiz bırakan AKP, MHP ve saraya neden ısrarlıca kutlama çağrılarında bulunuluyor? Yok, olan bir şey varmış gibi gösterilerek yığınların yanıltılması eleştirilmeyecek bir şey mi?
Uzatmayalım biz sosyalistler niteliği de biliriz, nitelik farkını da, mış gibi yapanları da. Hem var ya biz sizi evet eleştiriyoruz ama size iş yaptırmamak üzere “topal ördekler” falan da demiyoruz. Bunu diyenler size iş yaptırmayacaklarını söylüyorlar. Sizin işiniz bize bahane bulmak değildir, eğer size iş yaptırmayanlar varsa ki var, onları ezer geçersiniz. Bunun yollarını da size ben söyleyecek değilim.