NEYDİNİZ Kİ, NE OLACAKSINIZ?

Yazan: Turgut Koçak 9 Ocak 2015

İslamın adını kullanarak ne zaman insanlık dışı bir eylem yapılsa birileri hemen ortaya atılıp “İslam bu değil” diyor. Anladık, sizin dediğiniz gibi İslam bu olmasın, peki nasıldır sizin sözünü ettiğiniz İslam?

İslamiyetin olduğu ülkelere bir bakarsanız, rüşvetin dikalasını, arsızlığın-hırsızlığın feriştahını, zalimliğin, katliamın akıla gelmez türlüsünü, kadına yapılan şiddetin akıllara durgunluk vereninin uygulandığını, demokrasinin, eşitliğin, adaletin kapısından geçilmediğini, her türlü özgürlüklerin raptı zapt altına alındığını, basın özgürlüğünün ya hiç olmadığını var olan ülkelerde de en kısıtlısının olduğunu en yalın hali ile görürsünüz. Ayrıca yoksulluğun ve sefaletin ne büyük bir felaket olarak yaşandığını da eklememiz gerekiyor.

Şimdi bu durumda nasıl oluyor da birileri İslam bu değil diye terter tepiniyor anlamak gerçekten de zor.

Başta Suudi Arabistan olmak üzere şu İslam ülkelerinde öykünecek bir tek örneğiniz var mıdır ki, İslam bu değil diyerek aklınızca dünyaya mesaj vermeye kalkışıyorsunuz? Bırakalım başka ülkeleri, bizim ülkemizde durumun övünülecek bir yanını siz görebiliyor musunuz acaba? Hırsızlık sizde, rüşvet sizde, ihale yolsuzlukları, adam kayırma, devleti soyup soğana çevirip milyon milyon götürmek sizde. Her yaptığınız kepazeliğe AKP Adıyaman Milletvekili Mehmet Metiner gibi ayet uydurmakta da üstünüze yok. Çaldığınız halde “Allah verdikçe veriyor” diyerek ayıp kapatma hallerinde kimse Bülent Arınç’ınızın eline su dökemez.

İnsanlık düşmanı politikaya verdiğiniz destek sonrası Reyhanlı’daki katliamı yapanlar belli, sınır kapısında bomba patlatıp onca insanın ölümüne sebep olanları da bilmiyor olamazsınız. Niğde Uluşkışla’da güvenlik güçlerine ateş açarak katledenleri de unutmuş olamazsınız. Onlarla ilgili konsolosluk görevlilerimizin takas edildiği söylendi de sesiniz bile çıkmadı. Daha dün Çeçen bir kadın Sultanahmet’teki Turizm Müdürlüğü’ne canlı bomba olarak girmeye çalıştı ve kendisini patlatarak bir polisin yaşamını yitirmesine, diğerlerinin yaralanmasına yol açtı. Bunları da sizin o sakat İslam anlayışınız sonucu ülkeye doldurup, Suriye’ye IŞİD’çı olarak siz gönderdiniz. Neymiş efendim karadullarmış. İnsan katil olduktan sonra karadul olmuş, akdul olmuş ne yazar söyler misiniz? Peki, Nijerya’da onca katliama bir de 2000 kişinin katliamını ekleyen Boko Haram örgütüne ne buyuruyorsunuz? Bunlar; İslamiyetten feyz almıyorlarsa öğrendiklerini ve uyguladıklarını nereden öğreniyorlar dersiniz? Ya da sizlerin zaman zaman işin kolayına kaçarak bu terör örgütleri mensuplarını manyak, meczup, aklını yemiş kimseler olarak değerlendirmenize ne demeli?

Aslında sizler; bu ve buna benzer kaçış sözleriyle gerçeklerle yüzleşmekten kaçıyorsunuz. Zaman zaman öyle bir sıkışıyorsunuz ki, İslam’ın böyle bir şey olmadığını isteseniz de istemeseniz de söylemek zorunda kalıyorsunuz. Bir kez olsun dünyadaki İslama bağlı insanlar savundukları görüşlerle hesaplaşmayı niye denemiyorlar? Her yıl koş koşa Hacca gidenlerin işi sadece Kâbe’nin çevresinde dolaşmaktan mı ibaret? Onca Müslüman’ın toplandığı bu yerde niçin yaşanılan sorunları tartışmak hiç kimsenin aklına gelmez de buradan durmadan yobazlık pompalanır durur? Ya da şöyle soralım; Hacca gidenlerin bazıları akıl edip sorunları tartışmayı denese ne yaşarlar acaba? Söyleyelim, Suudi polisi derhal başlarında biter ve kafasından hurafeleri ve akıl dışı şeyleri İslam’dan arındırmak geçenlerin alıp başlarını vurmaz mı? Ya da zindana atıp çürütmez mi?

AKP iktidarına bakalım bir. Yurtaşlarına her türlü kumpas kurup içeri attırmak sizin hüneriniz değil mi? Demokratik hak ve özgürlükleri, kısıtlamak için her yola niçin başvuruyorsunuz? Sokakta insanları katledip bir de bu katliamınızın haklılığı üzerinden ahkâm kesmeyi neye dayandırıyorsunuz? (İslami inancınızın gereği olmasın) Ülke insanı aç, yoksul ve sadakaya muhtaç hale getiren sizin iktidarınız.. Asgari ücret olarak çalışanlara vere vere 949 TL verdiniz, Sizlerin yaptığınız zamlardan haberiniz var mı? Çalışma yaşamını her türlü güvenceden yoksun hale getirip sonra yaşamını yitirenler için de niye bu işin fıtratında var diyorsunuz? Bu sözleri söylerken referansınız İslam değilse nedir? Çalma, çırpma sizde, Lüks ve israfta kimse sizlerle boy ölçüşemez. Saraylarınız altından, altından olmayanların da sarayında bir su bardağının fiyatı 1000 lira.

Sizin öykünüz budur. Bu öyküye karşın inançlarınızı masaya yatırmaz ve de bir aydınlanma yaşamayı göze almazsanız daha çok katliam yapar, Paris’teki işlenen katliamın doğrudan sanığı olmasanız da ortağı olmayı sürdürürsünüz. Önceki yazılarımızda yazdık, bir kez daha vurgu yaparak yazmakta yarar var diye düşünüyoruz. Sizlerin cinayetleri devam edecek, bu cinayetlerin bugün işlendiği yer Paris olabilir. Yarın bir başka yer, belki de İstanbul, Ankara olacaktır.

Bilmem aynada kendinizi görmenize yardımcı olabildik mi? Olamadıysak üzgünüz, sizler daha çok Suriye’de, Irak’ta ve de daha başka ülkelerde baş kesip kelle uçurmaya devam edersiniz…

Ne zamana kadar diyorsanız, yanıtını verelim. Herkesin inancını özgürce yaşadığı, demokratik hak ve özgürlüklere kimsenin dokunmadığı, gecelerinde aç yatılmayan, gündüzlerinde sömürülmeyen bir düzen kurulduğu bir zamana kadar…

Eeee şimdi sormak bizim hakkımız.

Neydiniz ki ne olacaksınız?