NE YANİ ALİ KIRAN BAŞKESEN MİSİNİZ?

Yazan: Turgut Koçak 5 Eylül 2021

24 Haziran 2018 seçimlerinin ardından artık yeni bir rejime adımımızı atmış bulunuyorduk. Tek kişilik sistem bizi şahlandıracak ve hatta arşı alaya çıkaracaktı. Yıl 2021 neler yaşıyoruz hepiniz görüyorsunuz. Bazı sıkışık durumlarda ekonominin sorumlusunun kendisi olduğunu söyleyen Erdoğan’ın söylediklerini anımsıyoruz da ne hale gelmişiz anlaşılır gibi değil. Oysa neler yaşayacaktık neler? 2023 yılında dünyamız hilale boğulacak, 2051’de uçan halı ile gezecek, 2071’de de akıl bile yürütemiyorum artık nereye varacaksak varacaktık ama her şey tersine döndü. Şimdi iktidar ne edip edip seçimleri kazanmanın hesabını yapıyor. Bunun için işe barajı 7’ye indirmeyle başladı. Yasal hilelerin arkası gelecek mi diye soruyorsanız bence gelir. Çünkü bu iktidarı artık işbaşında tutsa tutsa ya zorbalık ya da zorbalıkla yapılacak olan hileler tutabilir.

Dedik ya zorbalıkla ya da zorbalıkla uygulanacak seçim hileleriyle ancak cumhur ittifak seçimi kazanır. Geriye dönelim 12 Haziran 2018 ‘de Suruç’ta esnaf ziyareti yapan AKP Urfa Milletvekili İbrahim Halil Yıldız’ın kendisine oy vermeyeceğini söyleyen Şenyaşar ailesine karşı giriştikleri saldırı girişimini bir anımsayalım isterseniz. O günlerde yaşananlar olağan bir şey miydi? Değilse onca kanlı olaya kim ya da kimler nasıl izin verdiler ve bu olayda adalet yerini buldu mu acaba? Her iki taraftan da insanlar yaşamını kaybeder fakat bu olayı tezgâhlayanların kime dayanarak veya yaslanarak böyle bir girişime kalktıklarını herkes bilmiyor mu?

Görgü tanıklarının ifadeleri ortada. Olaylar sonrası hastaneye gelin AKP milletvekili taraftarları hastanede cinayet işleyip kan dökmediler mi? Bütün hastane kameraları ve acil servis ve servisler tahrip edilmedi mi? Olayı aydınlatacak olan kan izleri olay yeri inceleme ekibi oraya gelmeden kanıtlara ulaşılamasın diye temizlenip yok edilmedi mi? Olaylar bu denli büyüdüğü halde güvenlik güçleri gözaltı yapmaları gerekirken sadece havaya ateş etmekle yetinmediler mi? Sağlık çalışanlarını kim ya da kimler nasıl tehdit edip susmalarını ya da susturulmalarını sağladı? Bütün bunların HDP tarafından hazırlanan kapsamlı bir raporu ortada durmuyor mu?

Bu ülkede az provokatif davranışlarda bulunulmadı. Ortalıkta sanki bir heyula dolaştırılıyor. İsteniyor ki korku herkesin içine düşsün. Yoksa dünkü Erdoğan’ın Rize konuşmaları başka türlü okunabilir mi? HDP seçmeni terörist, CHP’ye oy veren hain, İyi Parti’ye oy verenler ihanetçi, sola ve sosyalistlere oy verenler Erdoğan’ın dünkü Rize konuşmasında Gezi göstericileri ile ilgili olarak söylediği gibi Vandal olarak nitelenirse ve de iç çatışmayı sürekli zorlayan bir üslup hep gündemde tutulursa cumhur ittifakının oyları azalsa da hatta dibe bile vursa yine de kazandım demeyeceğinin bir garantisi var mı?

Birkaç gündür adaletle ilgili zaten yazıp duruyoruz. Bugün Soma işçileri öldüler de yargı onların haklarını teslim edip adaleti mi sağladı? Yukarıda söz ettiğim Suruç’ta yaşananların suçlularını eğer yargı ayıklayıp suçlulara cezalarını vermediyse tam tersi saldırıya uğrayanlar suçlu gibi görülüyorsa kim kime ne anlatabilir ki? Ya da Erdoğan’ın kendi memleketindeki kimseler doğa tahribatına karşı tepkilerini koydukları için onlara kandırılmış halk muamelesi yapıp işin içindeler diye komünistleri işaret ederek Erdoğan aklınca sola ve komünistlere karşı kışkırtıcı bir konuşmayı rahat rahat yapabiliyorsa her şeyin olabileceğini iyi düşünmemiz ve daha şimdiden sandıklara sahip çıkmak için örgütlenmeliyiz derim o kadar. Yoksa bunların gerçekten de gözleri dönmüş gerçekten de…

Bir de şu var,

NE YANİ ALİ KIRAN BAŞ KESEN MİSİNİZ?