Yazan: Turgut Koçak 25 Mart 2015
Havlamak!
Parsel parsel Ankara’yı satmak!
Mahkemede hesaplaşacağız!
Akçeli işlerle işim olmaz!
Kendimi tutamadım.
Parti disiplini işletilecek!
Kimse cumhurbaşkanımızı eleştiremez!
Arkası gelecek.
Bu ve bunlara benzer o kadar çok şeyi sıralayabiliriz ki, ne kadar işe yarar bilemeyiz ama bir kez daha hafızalarımızı tazelemiş oluruz.
Bülent Arınç’la başlayan tartışmalar sonuçta gideceği yere gitti ve AKP’de ki çatlaklar da böylece dışarıya vurmuş oldu. Bu tartışmaların hemen arkasından Cumhuriyet Savcılığı da harekete geçti. Soruşturmalarda ne gündeme gelir, onca yolsuzlukları bilenler karakolda doğru söyleyip mahkemede şaşarlar mı bilinmez ama ortada bilinen ama dava için susulduğu da gerçek olan pek çok yolsuzluk olduğu da bir gerçektir. Bu tartışmalar kızışır da ne var ne yok ortaya dökülürse siz o zaman seyreyleyin AKP’nin halini. Yok, her zaman olduğu gibi yine susulursa da bizler yine AKP’nin halini seyredeceğiz seyretmesine ya, bu kez gözümüzün önünden geçecek olan AKP halleri yavaş çekim geçecek, geçecekte yine de sonuç değişmeyecek ve AKP hak ettiği tarihi yok olmuşların arasında yerini almaktan kurtulamayacak.
Bülent Arınç Başbakan Yardımcısı ve hükümet sözcüsü. Böylesine etkili ve yetkili bir yerde bulunan kişinin söyledikleri öyle anlaşılıyor ki, AKP iktidarınca yeterince kavranmakta zorluk çekiliyor. İ. Melih Gökçek dendi mi sokakta kime sorsanız yolsuzlukların başbecereni olduğunu söyleyecektir size. Haydi diyelim, bu yaklaşım AKP iktidarını sevmeyenlerin ve İ. Melih Gökçek’e düşmanlık besleyenlerin yargısıdır; peki, Bülent Arınç’ın söylediklerini nasıl bir kaba koymamız gerekiyor o zaman?
Hangi iktidar olursa olsun o iktidarın bir bakanı çıkar da böyle şeyler söylerse ilk iş, İçişleri Bakanlığı tarafından o belediye başkanı görevinden alınır. Sonra da gerekli soruşturmaların selameti için ilgili savcılığa kolaylıklar sağlanır ki, gerçekler ortaya çıksın. Peki, Bülent Arınç ve İ. Melih Gökçek arasında geçen tartışmaların seyri böyle mi oldu? Hayır. İ. Melih Gökçek hem yolsuzluk yaptığı hem de seçimleri kıl payı kazandığı söylenerek seçimlerde hile yapıldığı yolunda bir dokundurma söz konusu olmasına karşın, yeni bir gelişme olmazsa ki, görünmüyor, İ. Melih Gökçek kaya gibi yerinde.
Haydi, onu da geçtik. Recep Tayyip Erdoğan ve AKP iktidarı ‘paralel Yapı’ olarak adlandırdığı Fethullahçılara operasyon çekmiyor mu? Evet çekiyor. Öyleyse karşılıklı olarak iki tarafta Fethullahçı olarak nitelendirildiğine göre niçin böyle bir operasyon söz konusu değil? Bunu anlamakta zorlanmaya gerek yok. AKP iktidarı kendisi paralel çünkü. Daha düne kadar her istenilenin kendilerine verildiği, sınavlardan tutun da her türlü kumpasa kadar birlikte kotarıldığı Fethullahçı yapıyı hiç AKP iktidarından ayrı düşünmek olası mı? Kuşkusuz değil. Bu yüzden de bu tartışmalar öyle görünüyor ki, tatlıya bağlanmasa da en azından seçimlere kadar susularak üstü kapatılacak. Çünkü bu gelişmeden AKP gemisi fazlasıyla su alacak ve hatta batma durumuna da gelmesi olasılık dışı değil.
Bülent Arınç için dürüst akçeli işlerle işi olmaz değerlendirmesi yapanlara soruyoruz.
Dürüst insan; yolsuzlukları, hırsızlıkları, rant vurgunlarını bilir de susar mı hiç?
Susmaz.
Bilen ve aynı gemide yer alan kimseler bu durumda suçlulara yardım ve yataklık yapmış olmaz mı?
Bu durumda Bülent Arınç; suskunluk tarihini nasıl olmaktadır da 8 Haziran tarihinden sonraya bıraktım diyebilir?
Tabi o tarihte yine suskunluğa gömülmez konuşursa…