NATO SALDIRI VE SAVAŞ ÖRGÜTÜDÜR

Yazan: Turgut Koçak 3 Aralık 2015

Yukarıdaki başlık altında birçok yazı yazdım ve NATO’nun dünyanın mazlum halklarının bir numaralı düşmanı olduğuna vurgu yaptım. Çünkü NATO karşısında başka bir pakt olmamasına karşın varlığını bir kez olsun tartışmaksızın devam ettirdi.

Devam ettirdi çünkü emperyalist/kapitalist sistem için her zaman bir düşman bulmanın olanağı vardır. Dün emperyalist/kapitalist sistemin karşısında Varşova Paktı vardı bugünse yine kendisinin yarattığı ve bahane olarak kullandığı teröristler var.

Bilindiği gibi Afganistan’da Taliban’ı kuran ve Sovyetler Birliği’ne karşı dövüştüren Amerika idi. Gün geldi Sovyetler Afganistan’dan çekildi, sonrasında ise; 11 Eylül İkiz Kulelerin vurulması bahane oldu ve Taliban düşman ilan edilerek Afganistan işgal edildi. Ayrıca sola ve sosyalistlere karşı mücadele etsinler diye özellikle de Ortadoğu’da pek çok İslami terör örgütleri kuruldu. Bunlar her fırsatta kullanıldılar ve gün geldi bunların da işi bittiği için bu örgütlerin varlıkları ve giriştikleri eylemler bahane edilerek Irak işgal edildi.

Libya yıkıldı ve Kaddafi linç edilerek öldürüldü. Mısır’da gündeme getirilen “Arap Baharı” iktidara Müslüman Kardeşleri taşıdı sonrasında ise bunlar da askeri bir darbe ile devrilerek Sisi iktidara geldi. Durum Suriye’de de farklı değildi. Recep Tayyip Erdoğan ve AKP iktidarı ta boğazına kadar işin içine girdi ve emperyalist güçlerle birlikte Beşşar Esad’a karşı bütün terör örgütleri desteklenip Suriye’ye sokuldu. Öyle oldu ki, beslenen kargaları artık kontrol etmenin olanağı kalmadığı için IŞİD’a karşı mücadele adı altında Irak’tan Suriye’ye kadar yeni bir savaş başlatıldı. Bu andan itibaren artık NATO denilen halk düşmanı saldırı ve savaş örgütü her anlamda savaşın içindeydi. Gün geldi Küreciğe radar üssü kuruldu, gün geldi Almanya ve Hollanda Suriye sınırlarını hedef alan patriot füzeleri yerleştirdiler. İncirlik Üssü ise ABD ve müttefiklerinin cirit attığı bir üs haline getirildi.

Suriye’de devreye Rusya’nın da girmesi ile birlikte kara, deniz ve gökyüzü yeniden ısındı. Beşşar Esad’ı iktidardan düşürmek ve yerine emperyalizmin kontrolünde bir rejim oturtmak isteyen bütün NATO ülkeleri Kürtleri de devreye sokarak bölgede işi daha da karmaşık hale getirdiler.

Emperyalistlerin hedefi belliydi. Türkiye sınırından Akdeniz’e bir Kürt koridoru açılacak ve Kuzey Irak’tan ve diğer petrol bölgelerinden pompalanan petrol doğru İsrail rafinerilerine gidecekti. Rusya NATO’nun devresini karadan ve havadan müdahale ederek yaktı. Bunun üzerine NATO; Türkiye’yi koçbaşı olarak kullanıp Rusya’nın uçağını düşürterek test etmek istedi. Sonrasında ise Türkiye ve Rusya arasında sürekli olarak tırmanan bir gerilim söz konusu.

Ne yazık ki, gerilimi düşürmek gibi bir yolu seçmeleri gereken Türkiye yöneticileri; Recep Tayyip Erdoğan’ın efelenen hareketleriyle yumuşama sağlanacağı yerde sertlik daha da arttı. Bu arada bir yandan da NATO üyesi ülkelerin önde gelen ülkelerinden Türkiye’nin yanında olunduğunu ifade eden açıklamalar birbirini izledi.

Bu olaylardan sonra Akdeniz savaş gemilerinin ve uçakların cirit attığı bir yer haline geldi. Hem Ruslar hem de Amerikalılar bölgede güçlerini sürekli olarak takviye ettiler. Bu arada öğrendik ki, İncirlik Üssü NATO üyesi ülkelerin rahatlıkla kullanabilecekleri bir üs haline getirilmiş. Almanlar, Fransızlar buraya savaş uçakları gönderiyor. Yani bizim topraklarımız emperyalist güçlerin savaşı körüklemesi için çöplüğü haline getiriliyor. Bütün bu olaylar yaşanırken de Türkiye’nin en tepesindeki kişi Katar’da dolaşıyor. Neymiş efendim Katar’dan doğalgaz alınacakmış. (bu iş nasıl olacaksa) Bu arada bir de ikiliden tepemizi attıracak açıklamalar geldi. Erdoğan’a göre bizim halkımız meşakkate dayanıklıymış, böylesi zor zamanlarda katlanmayı seçer yöneticilerini de zorda koymazmış. Davutoğlu ise bir Erzurumlunun söylediklerini örnek göstererek halkımıza tezek yakmalarını söyleyecek kadar ileri gidiyor ve bu ikili ne yazık ki kendi beceriksizliklerinin ve keyfi yönetimlerinin sorumluluğunu ve ağırlığını halkın üzerine yıkmak istiyorlar.

Uzatmayalım saldırı ve savaş örgütü NATO, Türkiye’yi her an ateşin içine atmaya hazır. Muktedir kişi Recep Tayyip Erdoğan ve sözüm ona hükümetin başı Ahmet Davutoğlu ise olup bitenlere teşne gibi görünüyorlar. Gelişmelerle ilgili Genelkurmay’ın ağzını bıçak açmıyor.

Yani zor günlerin eşiğindeyiz vesselam.

Öyle görünüyor ki, AKP’ye oy veren %49,5’luk bir oy desteği ile Türkiye uçurumun eşiğinde bir gidip bir gelerek sallanıp duruyor.