Yazan: Turgut Koçak 5 Eylül 2014
Recep Tayyip Erdoğan Galler’de yapılan NATO toplantısına gitmeden önce bilindiği gibi Azerbaycan’daydı. Recep Tayyip Erdoğan’ın Azerbaycan’a gitmesi Azerbaycan’a bir şey kazandırdı mı derseniz; bizce hiçbir şey kazandırmadı, aksine Azerbaycan’ı daha da tehlikeli sularda kulaç atar hale getirdi. Neymiş efendim; NATO, Azerbaycan’a verdiği sözü yerine getirmeliymiş. Bu konuyu Recep Tayyip Erdoğan Galler toplantısında dile getirecekmiş. Yani Azerbaycan’ın NATO üyesi olması için çaba harcayacak. Türkiye’nin nasıl NATO’ya üye olup başı göğe erdiyse Azerbaycan’ın da NATO’ya üye olmasını sağlayıp denilebilir ki, başını göğe erdirecekmiş.
Önce şu saldırı ve savaş örgütü NATO’ya kısaca değinelim. Biliyorsunuz NATO, uluslararası sermayenin askeri gücüdür. Nerede sömürüye karşı bir diklenme olsa NATO güçleri füzeleri, uçakları ve en modern silahlarıyla oradadır. Bir anlamda NATO, saldırı ve savaş örgütü olarak mazlum halklara boyun eğdirme görevini üstlenmiştir.
Türkiye NATO’ya girdiği günden beri bedel ödemekte, emperyalist dünyanın ucuz askeri olmak gibi bir görevi üstlenmiş bulunmaktadır. Kore Savaşı ile başlayan macera o günden bu güne Türkiye’nin başını sürekli olarak ağrıtmaktadır. Türkiye toprakları emperyelistlerle girilen bu anlaşma gereği üslerle donatılmış, NATO’ya bağlı silahlı saldırı güçleri ülkemiz topraklarına çöreklenip bir tehdit unsuru olarak 1952’den beri görev yürütmektedir. Söylediğimiz gibi NATO’ya üye olmanın bedeli olarak emperyalist dünyanın en kritik bölgelerine Türk askeri birlikleri gönderilmeye başlanmış, Türkiye’ye verilen koçbaşı görevi ise işbirlikçi yöneticiler tarafından sürekli olarak övünç meselesi olarak nitelendirilmiştir. Kuzey Afrika’dan Afganistan’a kadar uzanan bir bölgede NATO jandarmalığı ortalığı kana bulamaktadır. Emperyalistlerin Yeni Dünya Düzeni programı gereği Libya, NATO güçleri tarafından dümdüz edilmiş, Kaddafi gibi Libya’ya kişilik ve kimlik kazandıran bir lider NATO güçlerinin girişimleri ve işbirlikçi yerli hainleri harekete geçirmeleri ile linç edilerek öldürülmüştür. Fransa ve İtalya’nın Libya’ya müdahale etmelerinin arkasından işin içine sokulmak istenen NATO’ya karşı; “Libya’da NATO’nun işi ne” diyerek tepki koyan Recep Tayyip Erdoğan iktidarı hemen çark etmiş NATO güçleriyle birlikte savaşın içinde yer alarak Libya’da yüzbinlerce insanın ölümüne ve Libya’nın viraneye çevrilmesine ortam hazırlanmıştır. Tunus, Mısır, Yemen, Bahreyn, Suriye ve Irak’ta yaşanan ne kadar insanlık dışı olay varsa hepsinin tertipleyicisi NATO’dur. Türkiye’de NATO’nun için yer alan bir ülke olarak suç ortağı konumundadır.
İşte bu emperyalist güçler Beşar Esad’ı devirmek için Suriye’de iç savaş başlatmışlar, El Kaide, El Nusra, Müslüman Kardeşler ve IŞİD gibi terör örgütlerini besleyip kollamakla kalmayıp üstelik onların organize olmalarını da sağlayarak bu örgütleri bölge ülkelerinin başına bela etmişlerdir. Recep Tayyip Erdoğan iktidarı ise bu konuda başı çeken bir rol oynamış ve Türkiye sınırlarını boydan boya bu terör örgütlerine açarak onları yedirip, içirip, silahlandırıp koruyup kollayarak bu terör örgütlerinin insanlık dışı cinayetlerine ortam hazırlamıştır.
Recep Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanı sıfatı ile Azerbaycan’a gitti ya, işte orada Azerbaycan halkı ile dalga geçer gibi NATO’yu bir kurtuluş seçeneği gibi Azerbaycan halkına önerebilmektedir. Neymiş efendim; Azerbaycan NATO üyesi olursaymış Karabağ sorununu çözmek kolaylaşırmış. Sizin anlayacağınız Recep Tayyip Erdoğan’ın ipi ile Azerbaycan kuyuya girerse bir daha kuyudan çıkmamak üzere NATO kuyusuna düşürülmüş olacaktır. Azerbaycan’ın Karabağlar sorununu dahil sorunlarının çözülmesi emperyalist dünyaya entegre olmasında değil, doğal müttefikleri ile birlikte davranmasındadır. Yani Rusya’nın da içinde olduğu Asya ülkeleriyle birlikte davranırsa Azerbaycan ancak ve ancak sorunlarını çözebilir ve de emperyalistlerin tuzağından kurtulabilir. Yoksa Recep Tayyip Erdoğan gibi öngörüsüz bir o kadar da emperyalist güçlere bağlı birinin önerileri Azerbaycan’a bir şey kazandırmış olmayacaktır.
Sonuç olarak yavuz hırsızlar Ortadoğu’da yarattıkları terör örgütlerini konuşacaklarmış. Kendi yarattıkları canavarın öyle sanıyoruz ki, kullanım tarihi bitmiştir. Bu nedenle de bu canavarları buradan sürmenin yollarını aramaktadırlar. Öyle sanıyoruz ki, bu canavarların artık başka başka ülkelerde kullanılmasına gerek duyulmuştur. Örneğin Hindistan, Myanmar, Yeni Zelanda, Malezya gibi.
İşte bu yüzden Galler’de toplanan NATO çetesinin yakından izlenmesi gerekiyor.
Çünkü buradan bilinmeli ki yeni acılar, yeni işgaller, kan ve gözyaşı kararları