Yazan: Turgut Koçak 4 Haziran 2013
Biliyorsunuz; emperyalistlerin başlattığı “Arap Baharı” sonrasında ABD’nin de tercihi ile Müslüman Kardeşler Örgütü Mısır’da iktidara taşınmış, Mursi de Cumhurbaşkanı seçilmişti. İşinin kolay olacağını düşündüğü için Mursi hemen kolları sıvadı ve şeriat düzeni ile ilgili olarak anayasal değişiklikler yaptı. Bütün bu değişiklikleri gerçekleştirirken de Recep Tayyip Erdoğan, partisi AKP ve gericilerin cümlesi Mursi’nin yanında yer aldılar. Mısır gibi Arap dünyasının önemli büyük devleti artık sıradanlaşmış tam anlamıyla Katar gibi cürümsüz bir Emirliğin yörüngesine sokulmuştu. Hiç kuşku yok ki, Katar gibi Mursi de Amerikancı olup bölgede Amerikan çıkarlarına hizmet etmesi kaçınılmazdı. Üstelik Amerika ve öteki emperyalist güçler tarafından dünyanın gözü önünde Suriye’de de emperyalist güçlerce Recep Tayyip Erdoğan iktidarının da fiilen desteklediği kalkışmalar tezgâhlanmış, oluk oluk kan akıtılmaya başlanmıştır.
Emperyalistlerin Mısır’a getirdikleri yeni düzenin oturtulması sanıldığı kadar kolay değildi. Hem halk durumdan hoşnut değildi hem de öteden beri BAAS’çı özelliği olan ordu. Sonuçta kitleler Tahrir Meydanı’na indi. Gösterileri bastıramayan Mursi çareyi kaçıp saklanmakta bulduysa da ordunun 48 saat içinde aranızda anlaşın süresi vermesinden sonra durumda bir değişiklik olmayınca da ordu iktidara el koydu. Böylece Mısır’da Müslüman Kardeşlerin iktidarı son buldu.
Bu değişikliğin hiç kuşku yok ki, önemli etkileri olacaktır. Dönem Başkanlığı’nı Katar’ın yaptığı Arap Birliği eskisi gibi toplanamayacağı gibi bundan böyle Amerika’nın bölgedeki sözcüsü gibi de karar alamayacaktır. Dahası bu toplantıya katılan Türkiye’ye bundan böyle ne eskisi gibi söz söyleme hakkı verilecek ne de bölgeyi tasarımlamakta Amerika’nın görevlisi gibi davranmasına göz yumulacaktır.
Bilindiği gibi Mursi yaşadığı sorunlar nedeniyle bizzat Recep Tayyip Erdoğan iktidarından acil yardım istemiştir. Uzun süredir sesini soluğunu duymadığımız için rahat ettiğimiz Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu hemen ortaya çıkmış, Arap ülkelerine ve AB’ye bir çağrıda bulunarak Mursi’ye karşı seçimle geldiği savıyla darbe yoluna başvurulmaması için yardım talebinde bulunmuştu. Sonuçta Davutoğlu’nun bu isteğine bir tek olumlu yanıt gelmemiş Mursi görevinden alınmış, ordu cumhurbaşkanı seçimleri ve parlamento seçimleri yapılıncaya kadar iktidara el koymuştu.
Peki, Mursi’nin Amerikancı olduğunu bile bile Mursi’yi desteklemek üzere sokağa kim çıktı dersiniz? Söyleyelim; Saadet Partililer, Anadolu Gençlik Derneği üyeleri, Özgür-Der ve Mazlum-Der üyeleri. Bunlar Beşiktaş’taki Mısır Konsolosluğu’nun önüne toplanmışlar Mısır’da Mursi’nin görevden alınması ve ordunun iktidara el koymasını protesto ederek Recep Tayyip Erdoğan’a sesleniyor; “iktidar uyuma kardeşine sahip çık” diyorlardı. Ne kadar da ilginç değil mi? Recep Tayyip Erdoğan’ın kardeşi Mursi ve dinci çevreler sahip çıkılmasını istiyorlar.
Saadet Partisi de dahil olmak üzere bugün birçok dinci örgütün gerçek anlamda Müslümanlıkla örtüşen bir yanları kalmış değildir. Eğer kalmış olsaydı, dünya halklarına kan kusturup kanını emen Amerika emperyalizminin çıkarları doğrultusunda davranan Mursi’yi desteklemeye kalkmazlardı. AKP iktidarı ile en yüksek düzeye çıkmış olan vurgun, talan, dünya malı edinme hırsı bu çevrelerin hemen hepsini bir şekilde kanserli hücre haline getirmiştir. İşte mısır konsolosluğu önünde çıkan sesler bu kanserli hücrelerin sesidir. Ancak bütün bu çabalar boşunadır. Bugün Recep Tayyip Erdoğan’a yapılan çağrının adresi yanlıştır. Çünkü artık bundan böyle Recep Tayyip Erdoğan’ın kendisinin durumu da sağlam değildir. Bu yüzden de Mursi’ye yardım edecek mecali de yoktur.
Bizler; elbette ki, Mısır ordusundan ülke yararına, bir şeyler çıkacağından umutlu değiliz. Çünkü Mısır ordusunun her ne kadar BAAS’çı özellikleri varsa da, artık bu özelliğin de emperyalist kapitalist sisteme karşı bayrak kaldırıp mücadele edecek kadar ne dermanı vardır ne de hevesi. İşte bu yüzdendir ki, Mısır halkı için bundan sonrası tuzaklarla doludur. Mısır halkının bu tuzakları boşa çıkaracak denli ne örgütlülüğü ne de sola ve sosyalizme yönelen bilinç sıçraması vardır. Ancak olup bitenleri de hepten küçümsememek gerekiyor. Bize göre ABD’nin bölgedeki Büyük Ortadoğu Projesi çökmüş olup Recep Tayyip Erdoğan’ın da rütbe tenzili yapılmasının zamanı gelmiştir. Yani Recep Tayyip Erdoğan BOP Eşbaşkanı’ydı ya; eğer iktidarı sürerse ki bu çok zor, Amerikalıların ona yeni bir görev rütbesi vermesi de kaçınılmaz olacaktır, bir farkla rütbe tenzili yapılarak…
Ne diyelim Mursi’ye güle güle…
Recep Tayyip Erdoğan için de aynı temenni de bulunuyoruz bulunmasına ya askeri darbe ile değil.
Başlayan halk hareketinin demokratik tepki ve istekleri doğrultusunda…