Yazan: Turgut Koçak 3 Aralık 2021
Demokrasi konusunda sınıfta kalsak da her fırsatta halkın kendi iradesiyle karar verdiği yolunda tariften pek de ayrılmış değiliz. Acaba doğru mudur diye sorarsanız, halkın seçtikleriyle bir başka deyişle iradeleriyle seçtikleriyle iş başına gelen iktidarların iktidarda yapıp ettiklerinden bellidir demek bizce daha doğru olacaktır. Şimdi şöyle söyleyelim. Hal sandığa gidiyor bu bir demokrasi ile kazanılmış haktır fakat iş seçim bitip de iş başına gelen iktidarların uygulamalarına baktığımız zaman sonucun hiç de öyle olmadığını görüyoruz. Açlık var, pahalılık var, hak ve özgürlüklerin çiğnenmesi var, baskı ve zulüm var özetle söylersek sömürü diz boyu bir avuç haramzadenin soygunu ve debdebe içinde yaşaması var ama halk için hiçbir şey yok. Yoksa halk, demokrasinin gereğini yerine getirerek bu olumsuzlukları dibine kadar yaşamak olarak mı anlıyor demokrasiyi?
Bu anlayışı özenle savunanlara ne buyrulur? Yoksa egemenler halkı demokrasi ve sandık diye diye mi en iyi şekilde uyuttuklarını düşünmektedirler? Bugün TUİK enflasyon oranını açıkladı. Kasım ayı enflasyonu 3,5’muş. Görüldüğü gibi kağıt üzerinde halkın yaşamıyla ilgili bir konuda bile yaşamsal olan şeyleri kağıt üzerinde değiştirerek halka demek istiyor ki siz ne yaşadığınızı bilmiyorsunuz? Aslında siz ne yoksulsunuz ne aç, ne de işsiz enflasyon da söylendiği gibi değil 3,5. Buyurun anlayın sandık demokrasisi neymiş?
Bugün burjuva demokrasisi için ve de bu demokrasinin bugüne kadar daha iyisi yoktur düşüncesinde olanların niyeyse akıllarında hiç mi hiç sosyalist demokrasi gelmemektedir. Demokrasiyi saldık seçimlerde partilerden birini seçmek olarak anlayanlar bu demokrasinin ezici bir çoğunluğun üstünde bir diktatörlük olduğunu söylemeye bir türlü dilleri varmıyor. Varmadığı için de bir Milli İrade uydurmacasıyla kitlelerin gözleri boyanmak isteniyor.
Oysa burjuva demokrasisi nasıl ezici bir çoğunluğun üstünde küçük ve mutlu bir azınlığın diktatörlüğü ise sosyalist demokrasi de ezici bir çoğunluğun o da sistem için tehlike olmaktan çıkıncaya ve tasfiye edilince kadar bir avuç azınlığın üzerinde diktatörlüğüdür. Gerçeği maddi koşulları ile açıklamak yerine birilerinin niyeyse niyet açıklamalarıyla demokrasi tarif edip durmalarının çok da bir anlamı yoktur.
Eğer toplum iyi bir eğitimden geçirilirse demokrasi konusunda tutarlılığı da o oran da artmış olur diye sürekli düşünceleri ileri sürüldüğünü görürüz. Eğer bu doğru olsaydı eğitim sorununu çözmüş kimi ileri kapitalist ülkelerde demokrasi yaşanan tüm çelişkileri çözmüş olmaz mıydı? Peki, eğitimli olduğu düşünülen gelişmiş kapitalist ülkelerde çalışanların sorunları çözülebiliyor mu? Yaşanan en küçük krizde bile bütün ağırlıklar kimin sırtına yükleniyor? Daha da ileri giderek söylersek eğitim elbette tamamen etkisiz demiyoruz ama niye eğitimi yüksek ülkelerde sistemi değiştirmek için yığınlar sosyalizmi savunan partilere yönelmiyorlar da sürekli olarak sosyalizm düşmanlarını iktidara getirip duruyorlar?
Bu nedenle sisteme karşı sosyalist öğretinin yığınlar arasında yoğun bir propagandası yapılmalı ve yığınların politik uyanıklılığı sağlanmalıdır ki demokrasi denilen kuş doğru anlaşılabilsin. Çare diye her fırsatta kapitalist sistemin demokrasi anlayışı dikte ettirilirse ne halkın kandırılması engellenebilir ne de sandık demokrasisi ile gelip giden sistem partilerinin iktidara gelmesi Milli İrade sözleriyle açıklanarak olup bitenlere demokrasi denir.
Partimiz Türkiye Sosyalist İşçi Partisi’nin genel olarak demokrasi konusunda birilerinin ezberini bozmak için vardır ve de bu yolda yoluna kararlıca devam edecektir.