MAVİ VATAN FALAN DERKEN

Yazan: Turgut Koçak 12 Mart 2021

Sağcı iktidarlar sürekli olarak gerçekleri geniş halk yığınlarından saklarlar.

Bilindiği gibi ‘Mavi Vatan’ adıyla AKP ve saray iktidarı ülkeyi az oyalamadı. Bu oyalama sırasında ise verilen bilgilerin aksine ne söylenmişse tersi gerçekleşti. Onu da gördük.

Ama son günlerde Doğu Akdeniz’de Türkiye’yi dışlayan adımlar atılması sonrası yeni gelişmeler olacağı yolunda bazı belirtiler var. Biliyorsunuz içinde Mısır’ın da olduğu Doğu Akdeniz’de bazı güçler bir proje peşindeler. Ki bu proje de Miçotakis’in Sisi’yi arayarak ‘ne oluyor’ demesi ile bu konu bir kez daha konuşulur olmuş. Mısır ise Türkiye ile yeni bir anlaşmanın yapılacağı yolunda ileri sürülen savları yalanlamış yalanlamasına da bu yönde bir şeyler olursa da şaşırmamak gerekir. Çünkü Mısır ve Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de sorumluluk alanları konusunda yeni bir anlaşma imzalayacağı yolunda görüşler ileri sürülüyor.

İşi özü ise Türkiye ve Mısır’ın arasının iyi olmadığı gerçeğidir. Çünkü Recep Tayyip Erdoğan bölgede ve Mısır’da İhvan görüşünü destekleyen bir tutum içindedir. Mısır’la Türkiye arasında ilk kötü dönem Menderes dönemini kapsayan 1950-1960 arasında yaşananlardır ikincisi de AKP iktidarı ile birlikte yaşananlardır. 23 Temmuz 1952 günü, Nasıl önderliğinde Hür Subaylar bir darbe gerçekleştirmişler ve Kral Faruk’u tahttan indirmişlerdir. O dönemde Türkiye’nin Kahire Büyükelçisi ise Fuat Hulusi Tugay’dır.

Bu kişinin eşi ise Mısır Kralı Faruk’un yeğenidir. Dolayısı ile bu kişinin görevden alınması gerekirdi ama dönemin Dışişleri Bakanı Fuat Köprülü Nasır’dan hiç hazzetmediği için Fuat Hulusi Tugay’ı görevden almamıştır. Bu kişi ise sürekli olarak Nasır ve kralı devirenler aleyhine uluorta konuşmasının sürdürür. Bu da ister istemiz Mısır’ın yeni yönetiminin hışmını üstüne çeker.

İşin daha da olumsuz bir yanı şöyle cereyan eder. Bir gün Nasır’la Fuat Hulusi Tugay ile bir operada karşılaşır ve Nasır elini uzatır tokalaşmak ister. Fuat Hulusi Tugay ise “ben centilmen olmayanın elini sıkmam” diyerek tokalaşmaz. İşte bu olaydan sonra ise Mısır Türkiye’nin Büyükelçisi’ni ülkesinden gönderir.

Bu olay ilk olay değildir. Hür Subaylar kralı devirmişler fakat ne yapacakları konusunda çok da hazırlıklı değillerdir. Bu arada da Süveyş Kanalı’nı millileştirirler. O sırada binbaşı rütbesi ile görev yapan Binbaşı Salah Salim şu öneride bulunur:

“Biz ne yapacağımızı daha önce Türkiye Mustafa Kemal aracılığı ile gerçekleştirmiş, bizde gidip onlardan öğrenelim” der.

Öyle de yaparlar. O zaman Nil kıyısında olan Türkiye Büyükelçiliği’nin kapısına dayanırlar. Büyükelçi Hulusi Fuat Tugay genç subayların isteklerine yanıt vermez ve onları gerisin geri geri çevirir. Hatta azarlayarak çok kötü davranır.

Bu olayı her ne kadar Fuat Hulusi’nin eşi ve kendi konumuna bağlayanlar varsa da böyle düşünülmemesi gerekir. Çünkü Türkiye o sıralarda emperyalizmin güdümünde Bağdat Paktı içerisindedir ve de Bu Pakt Nasır’a karşıdır.

Bu yaşananları özetledikten sonra bugüne döndüğümüzde ise mevcut iktidar AKP ve saray iktidarıdır. Bu iktidar ise Sisi’nin karşı olduğu İhvan’ı desteklemektedir. Bu yüzden de yapılacak olan yeni bir anlaşma söz konusu olsa bile gerçekten de başarılması oldukça zordur. Çünkü ülkemizin dış politikada başarısını getirecek hiçbir yeni adımda Türkiye’nin mevcut iktidarının çabası da yoktur çalışması da.

Dolayısıyla da Miçotakis’i telaşlandıran ve “ne oluyor” diye sorduran telaşın maddi temeli yeni bir gelişme için çok ama çok yetersizdir.