Yazan: Turgut Koçak 28 Mart 2013
Eğer bugün Makyavel ülkemizde yaşamış olsaydı yazdıklarından vazgeçer, ya da yazdıklarının bin katı belge ve bilgi toplayarak kendisinden bin kat daha fazla söz ettirirdi. Çünkü amaca giden yolda her yol mubahtır diye özetleyeceğimiz bu görüşü en iyi devrimciliğe bulaşmış insanlar bilir ve bu anlayışa da uzlaşmaz bir karşıtlıkla yaklaşırlar. Söze böyle başlamışken asıl konuya girelim.
Bilindiği gibi Abdullah Öcalan’ın mektubu okunduktan sonra Fethullah Hoca’ya dokunan sözlerin edildiği görüldü. Bu yaklaşım hemen yıldırımları üzerine çektiği için bu işten nasıl sıyrılınacağı hesap edildi ve yolu da bulundu. Abdullah Öcalan’a ait olduğu söylenen şu sözler hemen ortaya atılarak hiddetin önü kesilmeye çalışıldı. “Fethullah Gülen’in durumunu en iyi ben anlarım.” Abdullah Öcalan, Fethullah Hoca’nın durumunu en iyi nasıl anlıyor bilemeyiz ama bu sözlerde bir uzlaşma arayışı olduğu çok belli. Ancak bu arayış da yetmemiş olmalı ki, BDP’nin bir heyetinin Pensilvanya’da hocayı ziyaret edeceği haberlerde dolaşmaya başladı.
Abdullah Öcalan’ın okunan mektubunda sol ve sosyalizmle ilgili dikkatimizi çekecek bir ileti yok, yok olmasına ya, devrimci güçlerin karşısında konumlanan her tür örgütlenmeye bol bol iletiler verilmiş. Üstelik de bu mektup öncesinde de verilen başka iletiler söz konusu. Örneğin iletinin birisi şöyle. “AKP’ye iktidarı altın tepsi içinde biz sunduk.” Bu yazımızda altın tepsi içinde iktidarın sunulduğu AKP nasıl bir partidir değinmeyi gereksiz görüyoruz. Sadece şunu söyleyip geçersek anlatmak istediğimizi de özetlemiş oluruz. AKP iktidarı uluslararası sermayenin ve ABD’nin işbirlikçisidir. Altın tepsi içinde iktidar sunulan parti de bu partidir. Dolayısı ile PKK altın tepsi içinde iktidarı bu partiye sunmuş oluyor.
Şimdi gelelim Fethullah Gülen’e. Fethullah Gülen, Erzurum’da Komünizmle Mücadele Derneği’ni kuran adamdır. Bu dernek ki, 1960’lı yıllar da ve 1970’li yılların başında sol ve sosyalistlere sürekli saldırmış olup öldürme ve yaralama olaylarının failidir. Bu dernek de sosyalizme ve sosyalist sisteme karşı doğrudan Amerika’nın yeşil kuşak projesine uygun olarak görev yapmıştır. Bugün bu dernek sıralarından geçmişlerin çoğu AKP iktidarı ile birlikte devlet yönetmeye başlamışlardır. Fethullah Hoca’nın işlevi çok daha kapsamlı olduğu için CIA ortaklığında eskiden olduğu gibi şimdi de kılık değiştirerek hizmet yürütmeye devam etmiştir. Bu yüzden kendi yandaşları Türkiye’nin her yerinde örgütlü olmasına karşın kendisi Türkiye’yi güvenli bulmadığı için Pensilvanya’ya yerleşmiş, korumaları ve hizmetçileri olan bir zat olarak güllük gülistanlık bir yaşam sürdürmekte CIA denetiminde ABD’ye hizmette kusur etmeden görevini yerine getirmektedir.
Özetle söylersek; Fethullah Gülen kimlik ve kişilik olarak bilinmeyen bir zat değildir. Abdullah Öcalan AKP ile ucu açık bir barış görüşmeleri yürütmektedir. İktidar içinde de Fethullahçılar hatırı sayılır bir güçtür. İşte bu güce yönelik artık dil sürçmesinden mi nedendir bilinmez bir söz edilmiş ve bu sözün telafisi için kırk takla atma yolu seçilmiştir. BDP’liler eğer Fethullah’a giderlerse neyi görüşecekler dersiniz? Öyle sanıyoruz ki, her iki kesimde Kemalizm’i yıktıkları konusunda düşün birliğinde oldukları için sanırız aralarındaki sohbetin büyük bir bölümünü bu ayarda konuşmalar alacaktır. bu görüşmede kimse kimsenin ne Amerikancılığını anımsayacak ne de dünden bugüne devrimci düşmanlığını. Öyle ya amaca giden her yol mubahsa niçin taraflar birbirlerinin eğriliğini görsünler ki? Şimdi durum budur. Bu durumu devrimcilik adına sineye çekip seslerini çıkarmadan BDP destekçiliğini sürdürenler unutmasınlar ki, devrimcilikte her yol mubah değildir. devrimciliğin ve sosyalistliğin ilkeleri vardır ve de bu ilkeleri yararcı bir neden yüzünden bir kez sattınız mı artık sizi kimse durduramaz, hep satarsınız.
Abdullah Öcalan’ın geçmişte nasıl dini bütün ve nasıl namazında niyazında bir genç olduğunu keşfedenlerin yani AKP’lilerin Makyavelizmi ile BDP ve PKK’lıların Makyavelizmi birbirine ne kadar da benziyor.
Ne diyelim; MAKYAVEL ÖLDÜ YAŞASIN YENİ MAKYAVELİSTLER