LİBYA TEZKERESİ

Yazan: Turgut Koçak 2 Ocak 2020

İhvancı, Müslüman Kardeşler Örgütü ve pek çok dinci terör örgütü sevdalısı AKP ve saray iktidarının Libya Savaş Tezkeresi bugün mecliste görüşülecek.

Bu tezkere AKP ve saray iktidarınca bu denli önemli görülüyor olmalı ki tezkereyi bir an önce öne çekerek TBMM’den geçirmek istediler. Onlar için ne kadar önemliyse bu tezkere bizim için de o kadar hatta daha da önemlidir. Bu yüzden buradan CHP, HDP ve TİP’in 2 milletvekiline çağrı yapıyorum. Bugün orada olmalısınız ve firesiz oy kullanarak tezkereye karşı olmanın hakkını kesinlikle vermelisiniz. Karşıyız deyip de fire verirseniz bunun hesabını da kamuoyuna kesinlikle vermek zorundasınız.

Dikkat ederseniz Meral Akşener’in partisine böyle bir çağrıda bulunmuyorum. Çünkü bu parti daha nerede duracağının seçimini bile tam anlamıyla yapmış değildir. Bir başka deyişle bu partinin milliyetçilik hasletleri ile eli ayağı bağlı konumdadır. Bu yüzden de nasıl bir tutum alacağını kestirmek gerçekten de zordur. Eğer bu partiyi izlemişseniz, İyi Parti’de sözüm ona milli çıkarlar denildiği an hoşafın yağı kesilmekte Allah belalarını vermektedir. Bu yüzden de nasıl bir tutum takınırlar kestirmek gerçekten de zordur.

Bazılarına göre İyi Parti milliyetçilerin yanında merkez sağı da kucaklamak için kurulmuş bir parti olmasına karşın görülmektedir ki İyi Parti Merkez sağ çizgiyi politikalarında çok da öne çıkarmamaktadır. Hoş ülkemizde merkez sağ çizgi denilince at izinin it izine karıştığı örneğinde olduğu gibi politikalarında da faşist anlayışlar iç içe geçmiş durumdadır. Bu yüzden de İyi Parti’nin tutarlı bir yol izleyeceği sanmak yanıltıcı olur.

Aynı durum dikkat ederseniz Saadet Partisi için de söz konusudur. Çünkü konu tartışılmaya başlandığında Libya’ya asker gönderilmesi ile ilgili Temel Karamollaoğlu’ndan tutarsız bir açıklama pat diye gündeme gelmiştir. Nedeni üzerinde çok da durmanın bir yararı yoktur. Çünkü din konusu gündeme geldiğinde Saadet Partisi’nin de ayağı yerden kesilmekte, dipten doruğa büyük bir yanlışın içinde olanların arkalanması gereği duyulmaktadır. Bugün sağlıklı bir kafa ile düşündüğümüzde Libya’da iç savaş söz konusu ise bu savaşın tarafı olmak nasıl Müslümanlıkla bağdaştırılır diye düşünürseniz fazla kafanızı yormayın çünkü Saadet’in politikası da son tahlilde İhvancılardan yana ağır basmaktadır.

Bildiğiniz gibi kendisi de Müslüman olan ancak Yeşil Komünist olarak nitelenen Kaddafi’nin sözü edilen çevrelerce linç edilerek öldürülmesi karşısında bunların kılı bile kıpırdamış değildir. Trablus’a sıkışmış olan İhvancı Serrac hükümetinin sayılı günleri ya vardır ya yoktur. Daha da önemlisi AKP ve Recep Tayyip Erdoğan iktidarınca desteklenin bu iktidarın Libya’nın kaçta kaçını elinde tuttuğundan tutun da Eski Libya’dan hangi kurumları elinde tuttuğuna kadar pek çok şey tartışıldığında Serrac ve çevresi bir hiçtir. AKP ve saray iktidarınca terörist ilan edilen Hafter’e gelince Libya’da iç savaş başlamadan önce de Genelkurmay Başkanı’dır, şimdi ise Libya’yı kurumsal bağlamda temsiliyete bakılırsa Libya’nın en güçlü kişisidir.

Bütün bu gerçekler ışığında bir sorgulama yaparsak Saadet Partisi’ni doğru politikadan uzaklaştıran gerçek de tam anlamıyla dinci yandaşlıktır. İyi Parti’nin yanlışlığı ise tabiki de böylesi zamanlarda el birliği içinde olmalıyız yanlışlığına düşmek olup bu partiyi bu kuyuya çeken şey de milliyetçilik hastalığıdır.

MHP’yi tartışmıyoruz bile. Çünkü bu parti için o beka sorunudur, çöp beka sorunudur. Bu, şu, Suriye konusu da Libya konusu da beka sorunudur. Özetle aklını beka ile yemiş bir Bahçeli’den söz ediyoruz ki değerlendirmeye almak bile gereksizdir.

Şimdi Libya’daki İhvancılar bizden ivedi olarak kara, deniz ve hava birlikleri istediğine göre durumu ciddiye almak gerekir. Sonuçta bu akla uyulup Libya’ya asker gönderilirse, gönderilen askerlerimiz de bizzat çatışmanın göbeğine düşerler, şehit ve gazilerimiz olduğunda acaba bu iktidar askerlerimizin yakınlarına ne diyecektir dersiniz?

Onların şaşmaz bir yaklaşımları vardır. “Çocuğunuz şehit olmuştur, ne mutlu ki size sizler şehit anası ve babalarısınız.” Şehitlik meselesi çok su götürür ya neyse, şimdilik burayı geçelim. Hiç değil o zaman yaşamlarını yitirecek olan çocuklarımızın anne ve babaları kendilerine bu şekilde telkinlerde bulunanlara kalkıp da biraz da siz mutlu olun derlerse ki göreceksiniz diyeceklerdir acaba o zaman bizlere bataklık politikalarını dayatanlar çıkıp ne diyebilirler hiç aklınızdan geçiriyor musunuz?

Uzatmayalım, bugün tezkere görüşülecekse kimin kim olduğu da ortaya çıkmış olacaktır.

Hiç aklınızdan çıkarmayın, tezkereye evet diyenler küçülürken hayır diyenlerse kesinlikle izledikleri politika nedeniyle daha da güçleneceklerdir.

Biz söyleyelim de…