KUBBE VEZİRLERİ SEÇİLE…

Yazan: Turgut Koçak 27 Ağustos 2014

Bugün AKP’nin 1. Olağanüstü Kongresi yapılıyor. Atılan her adım, yapılan her iş o kadar demokratik ki, ne oluyorsa bir tek kişinin yani zatı şahanelerinin emriyle oluyor. Daha önce Haşmetmeap hazretleri buyurdu sadrazamın kim olacağı bütün cihana açıklanıverdi. Şimdi de büyük bir kubbenin altında toplanılacak ve şu şu kubbe veziri ola denilecek ve işaret edilen muhteremlerde el etek öptükleri efendilerinin hidayetine mazhar olup kelleleri vura denilinceye kadar debdebe içinde hüküm sürecekler.

Yukarıda işaret ettiğim kongre kendisini muhafazakâr olarak ifade eden AKP’nin kongresidir. Böyle bir kongre için televizyonların ezici bir çoğunluğu, gazetelerin bir kaçı dışında tamamı sadece ve sadece kongrenin tantana ve şaşası ile ilgilenecekler. Demokrasi varmış ya da yokmuş akıllarına bile getirmeyecekler. Oysa aynı yazılı ve görsel basın CHP Kurultay’ı ile ilgili olarak neler yazacaklar neler. 5-6 Eylül tarihlerinde yapılacak olan CHP Kurltayı’nda demokrasinin işlemediğinden tutun da, birilerine yeterince fırsat verilmediğine kadar bir sürü şeyin üzerinde duracaklar.

Tamam da, Muharrem İnce CHP İl Örgütlerinde toplantılar düzenleyip hem eleştiriler yapıyor, hem de niye aday olduğunu CHP’lilere anlatmaya çalışıyor. CHP yönetimi ya da il örgütleri niçin “Kılıçdaroğlu varken sen burada konuşamazsın” demiyorlar? Demiyorlar, çünkü CHP’de AKP’nin aksine önemli ölçüde demokrasinin özümsendiği görülüyor. Böyle bir toplantı AKP’nin herhangi bir örgütünde yapılabilir mi peki? Yapılamaz. Yapılırsa da kim böyle bir şeye kalkmışsa paralel ilan edilip ipi çekiliverir.

Geçen gün bir bayanın yönettiği bir TV programda, konuşmacılar AKP’nin durumunu ve IŞİD’ı tartışıyorlar. Konuşmacılardan bazılarına göre AKP, muhafazakâr bir devrim gerçekleştirmiş. AKP’yi yerlere göklere koyamayanlar bir de diyorlar ki, AKP şunları şunları yaparsa yapılan iş çok başarılı olur. O konuşmacılara ise Milliyet Gazetesi yazarlarından Kadri Gürsel yanıt veriyor. Sizin savunduğunuz “muhafazakâr devrim, dini devlet anlayışıdır” diye. Gürsel olup bitenleri de örnekleyerek görüşlerini anlatmaya çalışıyor. AKP’yi savunanlarsa yavuz hırsız rolünde durmadan araya girerek Kadri Gürsel’en etkisini kırmayı deniyorlar ama olmuyor işte. Yani sizin anlayacağınız mızrak çuvala sığmıyor. “İktidarın avatarı” Abdülkadir Selvi’nin çırpınışlarıyla kalıyor.

Sayın okurlar; bugün tantana ve şaşa içinde kubbe vezirlerinin seçilişine tanık olacak, yarın da Recep Tayyip Erdoğan’ın taç giyme merasimini pardon yemin merasimini izleyeceksiniz. Sonrası; sayısı 75’e çıktığı görülen ülkelerin temsilcilerinin katılımıyla öyle bir tantana ve şaşa izleyeceksiniz ki, bu tantananın bir eşi dünyanın hiçbir yerinde gerçekleştirilmemiş olacak ve Yeni Muhteşem Hazretleri de gücünü cümle cihana bu şekilde gösterecek. Hemen ertesinde de Sadrazam Davutoğlu Hazretleri ve kubbe vezirleri birer ikişer Muhteşem hazretlerine bağlılığını açıklayarak görevlerini devralacaklar. Sonrası mı? Sonrası malum, adım adım İslami faşizm, adım adım felaket.

Bu arada çok konuşulmadı ama bir başka durum ortaya çıktı. Recep Tayyip Erdoğan’ın törenine CHP katılmayacağını açıkladı. MHP ise her zaman olduğu gibi devleti bahane ederek törene katılacağını bildirdi. HDP ise şimdilerde “çözüm süreci"ne bağlanmış olduğu için doğal olarak o da tantana ve şaşanın bir parçası olacak ve devletlüyü devletin başına oturtup muratlarına erecekler.

Bir de geçerken değinmekte yarar var. Hani bu çözüm sürecine yönelik eleştiri yapanlara sık sık “siz anaların ağlamasını mı istiyorsunuz” denir ya, bu sözlerin de altının boş olduğu bir güzel ortaya çıktı. Şimdilerde bölgede polis ve askerlerın öldürülmesi haber bile yapılmamasına karşın yine de analar ağlamaya devam ediyor. Tabi bölgede yaşamını yitiren PKK’liler de var. Bakalım göreceğiz, Alicengiz oyunlarıyla anaların ağlaması engellenebilecek mi? Bize göre bütün bunlar bir senaryo. Bu senaryo ise emperyalist başkentlerde hazırlanmış, AKP ve PKK’lilerin ve onların etki alanlarında bulunanların önüne konuluvermiş. Yani sizin anlayacağınız oyun içinde oyun var tıpkı matruşka bebek gibi…

Önemli not. CHP’nin Recep Tayyip Erdoğan’ın TBMM’de yapılacak olan yemin törenine katılmama açıklamasını Türkiye Sosyalist İşçi Partisi olark destekliyoruz.

Çünkü, Abdülkadir Selvi gibi gazetecilerin dile getirdiği muhafazakar devrim karşı devrimin ta kendisidir…