Yazan: Turgut Koçak 15 Şubat 2021
Ülkemizde iktidar sürekli gerginlik yaratan bir politikanın peşine düşmüş, hemen herkesin haddini bildirmek için her bir şeyi rahatlıkla yerine getiriyor.
Diyebiliriz ki iktidarın bu yönde politikasını en açık şekilde dile getiren de Bahçeli ve Süleyman Soylu oluyor.
Recep Tayyip Erdoğan dahil Bahçeli ve Soylu Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerine yönelik demediklerini bırakmadılar. Anlaşıldığı kadarıyla bu konuda edilen sözler toplum üzerinde yeterince etkili olmayınca bu kez de aynı söylemi sürdürmenin gerekçesini PKK üzerinden yapmayı uygun bulmuş olacaklar ki bölgede yapılan operasyonlar sonrasında ortaya çıkan üzücü sonuçların rüzgârını da arkalarına alarak bakın Bahçeli neler buyurmuş bir görelim. “Bundan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacak, hiç kimse şablon ve bildik ezberlerin arkasına saklanamayacaktır… Herkes tarafını ve tercihini yapmalıdır. Ya hıyanet ya hidayet, ya melanet ya da millet…”
İşte bu sözleri okuyunca yapılmak istenen şeyin ne olduğunu çok daha iyi anlıyorsunuz. İktidarın iç ya da dış konularda tüm politikalarını beğenmek ve de desteklemek zorunda değiliz. Bunu söylediğimiz zaman biliyoruz ki yukarıda söylenen sözlerin muhalif duran herkes üzerinde kullanılmak istendiğini de iyi biliyoruz. Özetle söylemek gerekirse ülkede AKP ve saray iktidarının yarattığı ekonomik, sosyal ve siyasal yıkım yüzünden artık iktidarın söylediklerine prim verenlerin sayısının çok azaldığını bunlar da çok iyi biliyorlar ki “Aya sert iniş yapacağız” dediğinde Erdoğan kimse tınmadı bile. Boğaziçi Üniversitesi’nde gerçekleşen öğrenci eylemlerinin üzerinden söylenenlerin de bu iktidara bir getirisi hiç ama hiç olmadığı gibi aksine bir etkisinin olduğunun da altını çizmek isteriz.
Geriye sıcak bir şekilde PKK üzerinden konuşmak kalıyor ki operasyonların sonuçlarından sonra da işte tam da buraya gelmiş olduk. Öyle anlaşılıyor ki HDP ile ilgili kim ne söylese bu kadar lafa bakılırsa PKK ile ilişkilendirilip herkes böylelikle susturulmak istenecektir bu belli oldu. Cumhur ittifakının oyları artık yüzde 35’lerde olduğu için en sıcak yöntemle bundan böyle sanırız iktidar bu yönde kuracak bütün tuzaklarını. Yani iktidardan değilseniz durum çok açık düşman ilan edilip icabınıza da bakılacak. Böylece de Soma’da 301 madencinin ölümü ve onlara çektirilenler, Ermenek Madencilerinin yaşadığı ölümler ve hak ihlalleri, kadın cinayetleri, işçi cinayetleri, işten atılmalar, kuru ekmeğe muhtaç hale getirilmenin sonuçlarından kurtulunacağı sanılıyor. Onca adaletsizlikler ve hak gaspları da ayrıca bu söylediklerimize eklenebilir. Hani ülkemizde iktidar sat sat her şeyi bitirdi ya bu kez de ortada hiçbir şey yokken aydan maden getirilmesinden söz etmiyor mu vallahi işte her şey şaka gibi.
Devlet adına konuşanlar ağzından çıkan her söze kesinlikle dikkat etmelidir. Hem dikkat etmeli hem de ne nasıl yapılacaksa hukuk çerçevesinde yapılmalı ki toplum olup bitenlere güven duysun. Son operasyonlarda 13 yurttaş PKK’lılar tarafından katledilmiş. Bunların nasıl öldüğü hakkında bir fikrimiz yok. Ancak ülkenin İçişleri Bakanı olaylarla ilgili konuşacaksa bu konuşmanın bir usturubu olmalı bizce. Neymiş efendim; O Karayılan’ı yakalayıp bin parçaya ayırmazlarsa imiş yüzlerine tükürülsünmüş. Gerçekten söylüyorum bu nasıl bir açıklama? Yeminle söylüyorum kahvedeki yurttaş bile İçişleri Bakanı gibi konuşmuyor. Hem bu tür konuşmanın kime ve neye yarayacağını bu ülkeyi yönetenler hiç mi bilemezler. Bilirler de başka türlüsü yurttaşların ayranını kabartmaz ki. Yurttaşların ayranı kabartılmalı ki böyle böyle AKP’nin düşen oyları yeniden arttırılabilmeli. Ama göreceksiniz bunlar da bir işe yaramayacak ve AKP doldurduğu süresini tamamladığı için iktidardan yurttaşların iradesi ile gönderilecektir.
İnanın bu ülkede iktidar tarafından tıpkı Almanya’da faşistlerin Reichstag yangınına benzer çıkardığı olaylar var. Örneğin 7 Haziran’dan 1 Kasım 2015 tarihine kadar ülkede canlı bombalarla katledilenler oldu. Fetö kalkışması yaşandı. Gezi gösterileri öyle bir yere konulmak isteniyor ki bu gösterileri yapanlar terörist ve hain.
Kimsenin aklına niyeyse yurttaşların anayasal haklarını kullandıkları gelmiyor. Gelmiyor da gerçekler de ortada.
Yeni Anayasa hazırlamak isteyenlerin amaçlarına gelince iyi bir şey olmayacağına göre sanırız 2023 yılında cumhuriyeti de kaldırıp laikliği de hiç ettikten sonra din devleti kurmak olmalı ki işte bu kafaya da geçit verilmeyecek, demokrasi güçleri gereğini yapacak birlikte davranarak tuzakları bozacaktır.