KONUŞAMAMAK, YAZAMAMAK VE ÇİZEMEMEK

Yazan: Turgut Koçak 18 Haziran 2014

Buyurdu ki devletlü; konuşulmayacak, yazılmayacak ve çizilmeyecek. RTÜK harekete geçti, koydu yasağı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı harekete geçti mahkeme kararıyla çıkardı yasağı. Bu gerçeklerle yüzyüze gelince insan neyin nasıl işletildiğinin daha açık ayırdına varıyor. Yasaymış, şuymuş, buymuş hepsi anlamsızlaşıp bir mutsuzluk çöküyor içinize…

Neyse konumuz bu değil, nasıl olsa ne kadar yasak konulursa konulsun, ne kadar yaptırım getirilirse getirilsin uygulanması olası olmayan ne yasaklara uyulur ne de yaptırımlara boyun eğilir. Belki de bu yüzden halkımızın arasında “yasaklar çiğnenmek için vardır” sözü yaygın olarak kullanılmaktadır.

İslami terör örgütlerine gelince; onlar için neyi görüyor ve biliyorsak yazarız da, çizeriz de, konuşuruz da. El Kaide, El Nusra, IŞİD ve Müslüman Kardeşler Örgütü yanıbaşımızda Suriye’de katliamlar gerçekleştirdi. Bu katliamların görüntülerine baktığımız zaman tüylerimiz diken diken oldu. İnsanlığımızı bütün nesnelliğimizle sorguladık, gözlerimize uyku girmedi. Salt Alevi oldukları için insanların akıl almaz işkencelerle topluca öldürülmelerini gördüğümüzde tepki koyduk. Tersi olsaydı yine tepki koyardık. Oysa Recep Tayyip Erdoğan ve partisi Suriye’deki katilleri destekledi. Suriye kentlerinin yakılıp yıkılması el ovuşturularak seyredildi. Bu örgütlere para, silah ve her türlü lojistik destek sağlandı. Bu örgütlere kamplar kurulup, eğitimine yardımcı olundu. Yaralıları, hastalaları Türkiye’de tedavi edildi. Bu örgütlerin toplantıları Türkiye’de organize edilip destek çıkıldı. Bu örgütlere neredeyse 2013 yılında toplanan toplam vergi kadar parasal yardım yapıldı. Bu destek en çok da IŞİD’a verildi. Deyim yerindeyse IŞİD desteklenip semirtildi. Bu örgütün arka plandaki destekçisi Irak Eski Cumhurbaşkanı Yardımcısı Haşimi ise Recep Tayyip Erdoğan’ın koruması altına alınarak bugünkü tezgahın arka planı oluşturuldu.

IŞİD’ın Suriye’de işlediği cinayetler kanımızı dondurdu. Ne var ki, AKP iktidarı bir kez olsun bu örgütlere yönelik eleştirel anlamda bir tek söz söylemek şöyle dursun eleştirenleri hedef alıp onlara demediklerini bırakmadılar. İşin içine soktukları MİT aracılığı ile yapılan yardımlara karşın, bu örgütlerin militanları dönüp tıpkı Niğde Ulukışla’da bir polis, bir asker ve kayonetini çaldıkları şoförü katlettikleri gibi benzer katliamları gözlerini kırpmadan gerçekleştirdiler.

IŞİD’çılar, “ortalık mis gibi ceset kokuyor” diyerek, Irak topraklarında akıllarımızı durduran cinayetler işliyor. Sunni olup olmadığını anlamak için İnsanları sınava çektikten sonra sınavı geçemediğini düşündüğü kimseleri kurşuna dizmekle kalmıyor insanlığın çağlar boyu unutamayacağı hunharlıklar gerçekleştiriyor. Türkmenler, Şii kökenli Araplar Musul’dan ya kaçmak zorunda kaldılar ya da katledildiler. Bölgede sürekli hareket halinde olan IŞİD’çılar yerleşim yerlerini işgal etmek için yapmadıklarını bırakmıyor. Bazı yerler düştü. Türkmen kenti Telafer işgal edildi. Burada katliamlar yapıldığına ve Türkiye’den yardım istenildiğine dair feryatlar geliyor. Umudunu yitiren Türkmenler ya yollarda ya direniyor ya da kurşuna diziliyor.

Bölgemizde yaşanan bu dram karşısında ise AKP iktidarının gıkı bile çıkmıyor. Ve hatta IŞİD’a terör örgütü bile diyemiyor. Diyemiyor, çünkü dememesini gerektiren aralarında derin bağlar var. Bugün her şey toz duman içinde. Bilincimize çıkarmamız gereken pek çok şeyi yeterince bilgi eksikliğinden çıkaramıyor da olabiliriz ancak yarın hiçbir şeyin üstü örtülü kalmayacak ve Pandora’nın kutusu açıldığında bütün adilikler ortaya çıkacaktır.

Unutmayalım Recep Tayyip Erdoğan ve partisi AKP, dün Amerika’nın işbirlikçisi olarak bölgede kan dökülmesinin suç ortağıydı, bugün de terör örgütlerinin suç ortağı.

İşte bu yüzden Recep Tayyip Erdoğan ve partisinin ülkemizde ve bölgemizde işlediği ve işlemeye devam ettiği suçları asla unutmayacağız asla…