KOMİK

Yazan: Turgut Koçak 9 Ocak 2020

Amerika, Ortadoğu gibi bir bölgede her an her şeyin değiştiğini ya da değişeceğini hesap etmeden Bağdat Havalimanı’nda İran’ın çok önemli komutanlarından sayılan Kasım Süleymani’yi katletmiş olamaz. Bu olayın arkasında İran’ın Süleymani’nin intikamının alınacağını bütün dünyaya ilan ederek Süleymani’nin cenazesinin toprağa verildiği gün de İran 2 ABD üssünü füzelerle vurdu. Bu olayın arkasından da İran’ın attığı füzeler sonucu üslerde tahribat olduğu fakat ABD’lilerin de Iraklıların da kayıp vermediği söylenirken İran ise 80 Amerikan askerinin öldürüldüğü açıklamasını yaptı.

Bu olay sonrasında biz kim haklıydı ya da değildi gibi toplumun sadece duygularına seslenen bir yazıdan çok konunun özünü dile getirmek istedik ve bu konu ile ilgili yazılar yazdık. Yazılarımızda özetle Amerika’nın bölgede ne adına ve niçin bulunduğuna işaret ederek kapitalist/emperyalist sistemin bütün dünya halklarının düşmanı olduğunu bir kez daha yüksek sesle dile getirmiş olduk.

Öte yandan bazıları gibi İran rejiminin de matah bir şey olmadığını söyleyip buradan yürüyerek ABD emperyalistlerinin işlediği suçları da hafifletmeye kalkışmadık. Özetle bu bölgede yaşananları da sınıf penceresinden bakarak değerlendirdik ve kapitalizm var olduğu sürece herkesin bu sistemin zulmünden payını alacağını söyledik.

Fazladan bir şeye daha işaret ettik ve dedik ki süper güç korkutması ile ABD ve ABD gibi düşünenlere boyun eğilmesinin de gerçekte bir tırı vırı olduğunu söylemesek de işi abartanların tersine süper gücün de yeri geldiğinde elinin ayağının bağlanacağını yazıp çizdik. Bütün bu değerlendirimleri yaparken kararlılığın gerektiği zaman gerektiği yerde ne kadar önemli olduğunu da söylemeden geçmedik. Çünkü öyle ya da böyle İran’ın kararlılığı sonucu şu son ABD üslerinin vurulması yaşandığı gibi İran tarafından da ABD askeri gücünün boşluklarının dünya aleme gösterilmiş olması da oldukça önemlidir. Yani, bir devlet düşünün ki şunu yapacağım, bunu yapacağım diyordur ama dedikleri palavradan öteye geçmiyordur. Bu tür devletlerde yöneticilerin söyledikleri de fazladan önemsenmez. Bir anlamda İran dediğini yaptığı için yarattığı algı da kuşkusuz oldukça etkili olmuştur.

Bu olup bitenleri bir de Erdoğan üzerinden değerlendirdiğimiz zaman durum hemen farklılaşmaktadır. Adam bir bakıyorsun Emevi Camisi’nde namaz kılıyor, bir bakıyorsun bir operasyon başlatmış ama birileri çıkıp hop senin işin buraya kadar dediği zaman hoşafın yağı kesiliyor bir daha da kimse olup bitenlerden söz etmiyor. İdlip’de İslami terörist grupların silahsızlandırılması görevi Türkiye’ye verilmişti ama Türkiye küçücük bir adım bile atmadı. Sonra ne oldu? Buranın temizlenmesi Suriye merkezi güçlerine, İran ve Rusya’ya kaldı. Dolayısı ile de burada bulunan terörist yapılar sivillerle birlikte karışarak ve kaynaşarak yüz binlerce insan gelip Türkiye sınırına dayandı. Ve de Barış Pınarı Harekâtı’nda daha dün yol kontrolü sırasında bombalı araç patlatıldığı için isimlerini bile yazmaya cesaret edemeyen Genelkurmay’ın verdiği bilgiye göre 4 askerimiz yaşamını yitirdi. Oysa Barış Pınarı Harekâtı kamuoyuna ne büyük palavralar çekilerek başlatılmıştı tek sözünü bile unutmuş değiliz. Şimdi ne oldu peki? Amerika buraya kadar dedi ve palavra sıkanlar da harekâtı zınk diye durduruverdiler.

Şimdi de benzer bir girişim Libya’da yaşanıyor. Libya’da durum şuydu, buydu, falanı falan destekliyor, filan şu durumda diye ince eleyip sık dokumaya gerek yok. Şimdi de ülkemizin evlatları buraya ölüme gönderiliyor. Niçin? Bize sorarsanız yanlış hesap yüzünden. Bu nedenle de AKP ve saray iktidarın yanlış hesabı geri dönecektir kesin.

Herkes Amerika’da sabahın sökmesini bekliyordu. Amerika’da sabah sökecek, Trump kameraların karşısına geçecek ve İran’ı bombalayıp eleğe çevirecek emrini verecek.

Öyle olmadı. Komik komik sözler etti. İran halkının refahından yana olduğunu söyledi. Sözlerindeki en gülünecek olanı ise Irak’taki üslerden çıkarız ama parasını da Irak’tan alırız demesi oldu. Bu sözleri duyunca önümüzdeki günlerde hiçbir şey olmayacak sonucu çıkarılmamalı hiç kimsenin düşünemeyeceği boyutlarda olaylarda yaşanabilir. Ama böyleyken bile insanlığın yazgısına ne gibi hokkabazların etki ediyor oluşlarını da akıldan çıkarmamak gerekir.

Daha da önemlisi kapitalist/emperyalist sistemin çıldırmışlığını anlamaksızın ve insanlığın doğasına aykırı olan bu sistemi silmediğimiz ve sosyalizmi gerçekleştirmediğimiz sürece de daha çok tiranlar, sultanlar, krallar, sahte halk düşmanı hokkabazlarla karşılaşacağımızı da bilmemiz gerektiğini hiç aklımızdan çıkarmamalıyız hiç…