Yazan: Turgut Koçak 17 Mayıs 2021
(FARC)ı faka bastırmıştı. Anlaşmada sözü geçen maddelerin hiçbirisine uyulmadı. Bu yüzden de Kolombiya halkı sandıkta bu anlaşmayı tanımayarak sandığa gömdü. Yüzlerce af edilmesi gereken (FARC) üyeleri suikastlere kurban gitti. ABD’nin koruyup kolladığı iktidar ise ülkeyi çok uluslu ve agree Businness gibi şirketlere peşkeş çekti.
Salgının ve yoksulluğun yayıldığı böyle bir ortamda iktidar ülkede ne adalet ne eşitlik ne de hak ve özgürlükler bıraktı. Bu yüzden de ülkenin her yerinde iktidarı protesto eden gösteriler başlatıldı. 28 Nisan tarihinde iktidar yığınlarla dalga geçer gibi ‘Sürdürülebilir Dayanışma Yasası’ adı altında bir vergi reformu tasarısı hazırladı ve yığınlar ise sokaklara döküldü.
Bu tasarı yasalaştığında iktidar 6.3 milyar dolar vergi toplamayı hesaplıyordu fakat evdeki hesap çarşıya uymadı. Kamu çalışanlarının ve emeklilerin maaşları yeniden vergilendirilmek istendi. Ülkede tüm temel gereksinimlere yüzde 19’luk bir zam öngörüldü. Bu sözde reformdan sadece ve sadece çok uluslu ve önemli şirketlerin zarar görmemesine ise özen gösterildi.
Tasarıya karşı işçi sendikaları, eğitim emekçileri, öğrenci dernekleri ve kırsal alanda örgütlü güçler ulusal düzeyde grev ilan ederek karşı koydular. Başkent Bogota, en önemli kentlerden Medellin gibi büyük kentlerle gösteriler sınırlı kalmadı en küçük kasabalara kadar uzandı ve insanlar sokaklara döküldü. Gösteriler halen sürüyor. Gösteriler tam da Güney Amerika ülkelerine uygun sürerken ordu ve polis gücünden oluşun ESMAD’ın teröriyle birlikte ortalık savaş alanına döndü. Yaralananların sayısı hızla arttı. Yaşamını yitirenler ise 100’e yaklaştı. Kayıp insanlar ise çoktan yüzleri geçti. Gençler ve göstericiler sokak ortasında motosikletli katiller tarafından katlediliyorlar.
Duque vergi reform tasarısın çekerken Maliye Bakanı Alberto Carraspuilla istifa etmek zorunda kaldı. Ancak bu iktidarın tasarıyı hepten çektiğini göstermiyor. Uygun ortam bulduğunda yeniden getirmeyi düşünüyor. Ulusal grevin başını çeken sendikalar ESMAD’ın dağıtılması, polis reformu, ve sokakların askerden arındırılmasını istiyor. Eğitim, sağlık hizmetleri gibi alanlarda özelleştirmeye hayır denilirken aşı konusu, köylülere şiddete son verilmesi, küçük işletmelere destek istekleri de giderek güçlenip yığınların desteğini kazanıyor. Dupue yönetimi bir yandan göstericilere zeytin dalı uzatırken geceleri de ortalığa polis çeteleri salınıyor. Seçim tarihi olan 2022 yılına kadar iktidar durumu idare etmeyi hesaplıyor.
Korona virüs salgınında Kolombiya’da yaşamlarını yitirenlerin sayısı 80 bini geçti. Vaka sayısı ise çok yüksek. Sağlık sistemi büyük bir çöküş yaşıyor. Hastanelerin yoğun bakım üniteleri dolup taşmış durumda. Bogota Belediye Başkanı Claudia Lopez salgın konusunda uyarıcı açıklamalarda bulunurken göstericiler ise salgından ölmesek bile açlıktan öleceğiz diye haykırıyorlar. Kolombiya’da sadece nüfusun yüzde 8’i ilk doz aşısın ancak olabildi. Durum bu merkezdeyken hükümet özel sağlık kuruluşlarına para ile aşı yapabilmeleri için izin verdi. Bir yandan da göstericiler ülkede yaşanan yolsuzlukları protesto ediyor ve isyan bayrağını yükseltiyorlar.
Gösteri yapılan tüm mahallelerde 1 yılı aşkın bir süredir kızıl bayrak asılarak yiyeceklerinin bittiğini dile getiren halk yardım isteminde bulunuyor. Kolombiya’nın nüfusu 50 milyon. Salgın sonrası yoksulluk sayısına 3.6 milyon daha yoksul nüfus eklenmiş. Nüfusun 42.5’i yoksulluk sınırında. Yüzde 63.8’i asgari ücretle geçinmeye zorunlu kılınmış ki bu para 270 dolara denk düşüyor. Bir Kongre üyesinin maaşı ise 9bin 450 dolar. Bunların ayrıca bir sürü olanaktan yararlandıklarını görüyoruz. Tıpkı burada da yöneticiler bizdeki gibi bir debdebe ve şaşa içindeler. Bu gerçeklere karşın Başkan yardımcısı Marta Ramirez halkı korona virüs salgınında kendisini korumadığı için eleştiriyor.
Sözün özeti; Kolombiya Latin Amerika’nın en sağlam neo liberal ülkesi konumunda. Bugün ABD varlıklarına el koydurarak Venezuela için dile getirdiği onca eleştiri ve saldırıyı söz konusu Kolombiya yöneticileri olduğunda gıkını bile çıkarmıyor.
Eğer kolombiya’da haklı olarak halk bir isyan başlatmış ve olup bitenlerin hesabını soruyorsa bir kez, beş kez yüz kez değil bin kez haklıdır bin kez.
Bu yüzden de Türkiye Sosyalist İşçi Patisi (TSİP) olarak Kolombiya halkının yanındayız ve de sonuna kadar onları destekliyoruz.