KOF MANZARA

Yazan: Turgut Koçak 5 Temmuz 2015

Seçimlerin arkasından Deniz Baykal çağrısı üzerine Recep Tayyip Erdoğan’la koştura koştura görüşmeye gitti. Arkasından MHP’li bilinmeyen bir milletvekilinin de aynı şekilde Erdoğan’la görüştüğü söylentisi bir anda yayıldı ve Bahçeli bu milletvekilinin kim olduğunu tespit eder etmez partiden atacağını söyledi.

Doğal olarak Türkiye’yi olmadık kötü bir manzaranın eşiğine getirmiş ve diktatöryal anlayışla yönetmek isteyen Erdoğan’la görüşmeler hoş karşılanmadı ve her taraftan ağır eleştiriler yapıldı. Kamuoyuna yapılan açıklamalar ise doyurucu olmadığı gibi meclisi bekleme odasına aldım diyen biriyle yapılan bu ve buna benzer görüşmelerin de yıldırımları üzerine çekeceği su götürmez bir gerçekti.

Ancak; öyle anlaşılıyor ki, eleştiriler kimse için uyarıcı olmamış olmalı ki, Recep Tayyip Erdoğan’la görüşmelerin arkası kesilmedi. Bu kez de Erdoğan’la görüşme isteği devrimciliği laf ola beri gele cinsinden 1968’in mirasını yiye yiye bir hâl olmuş eskilerin CHP’lisi şimdilerin HDP’lisi Gaziantep Milletvekili Celal Doğan’dan geldiği görüldü.

Neymiş efendim?

Recep Tayyip Erdoğan cumhurbaşkanıymış ve de Celal Doğan geçmişte Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanıyken de kendisiyle görüşüp hasbıhal ediyormuş. Ne yani insan ülkenin cumhurbaşkanı ile görüşemeyecek miymiş. Bilmem görüşür herhalde desek bu muktedir muhteremle ilgili bir kağnı laf o zaman niye edilmiştir?

Bir kez bu muktedir muhterem kendisini cumhurbaşkanı olarak görmüyor ki, onunla bu bağlamda görüşülsün. O ki, parlamentoyu bekleme odasına aldığını söyleyen, sınır tanımaz davranışlarıyla hukuk mukuk tanımayan, astığı astık kestiği kestik bir anlayışla davranan, yargıyı kontrolüne alan, dış politikada akıl almaz yol ve yöntemlere imza atmış, dönemi ve de şimdiki görüntüsüyle ülke olanaklarını har vurup harman savuran, yolsuzlukların arşı alaya çıktığı biridir ki, görüşülürse de bu gerçekler dikkate alınarak görüşülecek bir muktedir muhterem bir zattır.

Ayrıca Celal Doğan’a partisi bu görüşmeden dolayı ne diyebilirmiş ki? Haklı bir şey diyemez. Öyle ya zaman zaman dondurulan, zaman zaman külleri eşelenip ateşi harlandırılan “Çözüm Süreci” topal ördeğe dönmüşken ne diyebilir ki? İşin daha da önemli yanı HDP, “Çözüm Süreci” yeniden görüşülüyormuş gibi yapılmazsa seçmenlerini nasıl oyalar ki? Bu yüzden de HDP’ye ivedi olarak seçmenlerini oyalayacağı bir oyuncak çok gereklidir çok. Dolayısı ile bakıp görüyoruz da ülkemizde seçmenlerin oylarını alarak politika yapan partiler bize tırı vırı geliyor.

Oysa şu bizim solcu takımı ve HDP’ye emanet oy verenler ne çok şey beklemişti HDP’den. Tabi olmuyor, çünkü eşyanın doğası gereği olabilecek şey var olamayacak şey var. Bu yüzden de beklentileri boşa çıkanlar inanıyoruz ki, sayfalar dolusu yazılarını kısarlar artık. Bir zamanların solcusu olmak zevahiri kurtarmaya kesinlikle yetmez yetemez. İçi oyulmuş, çürüyüp sararıp solmuş çınar görüntüsü veren hallerle solculuğu, sosyalistliği birbirine karıştıranların hazin sonudur bu görüntüler aslında. Bu çevreler inanıyoruz ki, yine kırk dereden su getirerek karşılaşılan bu manzaralara bir kılıf uyduracaklardır. Ancak ortada da dağın fare doğurduğu bir durum vardır.

HDP öyle görünüyor ki, tarzanın zorda olduğu hesap zordadır. İçinde bulunduğumuz koşullarda fazladan söyleyeceği bir şey de kalmamıştır. Bu yüzden de bilinen şeyleri yineleyerek kendisine oy verenlerin coşkusunu diri tutmaya çalışacaktır. HDP’nin diri tutma yöntemini de hemen öğrendik. “Barış mitingleri” düzenleyecekmiş. Hemi vallaha, hemi billaha bu tür kof manzaralar içimizi bulandırmaktadır. Artık öyle ki, HDP çıkışsızlığı ‘O YALAN BU YALAN; GEL BİRAZ DA SEN OYALAN’ tekerlemesi ile bire bir örtüşür hale gelmiştir. Bu yüzden de Celal Doğan gibi bezirgan politikacıların HDP’ye katacağı bir şey olmadığı daha ilk adımda belli olmuştur.

Ne büyük şansızlık. Dengir Mir Mehmet Fırat ki, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun söylediklerinin sonrasında AKP Genel Başkan Yardımcılığı’ndan ve AKP’den ayrılmıştır ama HDP’de yeniden politikaya dönerek can bulmuştur. İş bu kadarla da kalsa iyi. HDP, Dengir Mir Mehmet Fırat’ı TBMM Başkan adayı olarak gösterecek kadar da gözü kara davranmıştır. Yani sözün özü yurttaşlar sizin oylarınızı alan politikacılar mı çok akıllıdır, siz mi dünyadan bir habersiniz oturup bir düşünün. Hele de bu yazdıklarımı şu solcu takımı oturup bir düşünsün ki, TSİP’e niye benzemediklerini benzeyemeyeceklerini bir zahmet anlasınlar.

Hani şu İsmet Yılmaz TBMM Başkanı oldu da teşekkür konuşması yaptı ya, aslına bakarsanız bu manzara da müthişti. Bu kişinin sözleri demokrasinin işlediği bir ülkede asla söylenemez. Neymiş? Yargı da dahil, Recep Tayyip Erdoğan’ın koordinatörlüğünde bütün kurumlar tıkır tıkır işlemeliymiş.

İşte buna; dakka bir gol bir derler.

MHP böyle birinin TBMM başkanı olmasını sağladı ki, elimizi nereye atsak ortalık dibi kara kazandan geçilmiyor.

Kısacası kof manzara göz zevkimizin içine etti vesselam…