Yazan: Turgut Koçak 19 Eylül 2014
Neymiş efendim? Recep Tayyip Erdoğan TÜSİAD’ın toplantısında tatlı sert konuşmuş. Bazı yalaka basın konuyu böyle ele almış. Oysa adam hiç de öyle davranmış değil. TÜSİAD’ın yöneticilerini kastederek açmış ağzını, yummuş gözünü. Söylediği sözlere bakınca; insanın Allah Allah çekesi geliyor. Eğer tatlı sert davranmak buysa bu işin serti nasıl olur varın orasını siz düyünün gayri. Bazı TÜSİAD yöneticileri de Recep Tayyip Erdoğan’ı daha fazla celallendirmemek için yumuşamışlar da yumuşamışlar.
Önce Recep Tayyip Erdoğan’ın konuşmasından bazı kısa bölümleri koyalım, gerisini değerlendirmek sizlere düşüyor. Recep Tayyip Erdoğan; Suzan Sabancı Dinçer için; “Neymiş? Hukuk sistemi sorgulanmaya başlanmış. Türkiye’nin itibarı zedelenmiş”. Koç Grubu’na “Ananasta, rafineride, tesbihte ağızları bıçak açmadı.” sözleriyle esmiş de esmiş, yağmış da yağmış. Suzan Sabancı Dinçer’in işaret ettiği neymiş ki de bu kadar kin venefret dolu bir şekilde konuşuyor Bay Tayyip? Suzan Sabancı Dinçer sadece Türkiye’de hukukun çiğnendiğine, bu nedenle de sorgulanmaya başlandığını ve de Türkiye’nin itibarının zedelendiğini söylemiş. Bay Tayyip öfkeli tabi. Onun hukuk anlayışı kendisiyle sınırlı olduğu için kime ne yapılırsa yapılsın hak etmişlerdir kafası taşıyor. İş kendisine gelince de ortada ne yargı kalıyor ne de yargı mensupları. Böyle bir ülkenin içerde ve dışarda nasıl itibarı olur diyorsanız Recep Tayyip Erdoğan’a kulak verin. Yeri gelir muhterem; satmışım içerdekilerin de dışardakilerin de anasını der çıkar işin içinden. Dolayısı ile herkese mum tutturmaya çalışan bu muhteremin kafası bir türlü iş çevrelerinin hukuk mukuk demesine alışmış değil. O haklı olarak iş çevrelerinin toplumdaki diğer kesimler ne kadar zaptı rapt altına alınırsa alınsın alışkanlık gereği alkışlayacaklarını öğrenmiş şimdiye kadar. Bu yüzden de muhterem bunlara da ne oluyor yahu diyerek celalleniyor işte.
Ya Koç Grubu’na ne demeli? Gezi göstericilerini polis öldüresiye gazlarken onlar değil miydi otellerinden içeri alan? Eee bütün bunlar olacak da Recep Tayyip Erdoğan da gözyumacak değil ya. O da Koç Grubu için tehdit içeren şu sözleri söyleyiveriyor. “Lojistik sağlayanları da, kimlerin fonlandığını da tek tek biliyoruz:” Vay anasına ki ne vay! Geziciler olarak nerelerden fonlanmışız ve lojistik destek görmüşüz de haberimiz yok. Ben neredeyse 10 yaşımdan bu yana bu sermaye iktidarlarının sözcülerini iyi bilirim. Soldan kim ki kendilerine karşı çıkmıştır, onlara göre ya bir yerlerden destek almışlardır ya da Recep Tayyip Erdoğan’ın söylediği gibi fonlanmışlardır. Bu yalan ve iftira komünistlere karşı hep kullanılagelmiştir. Oysa bütün bu iftiraların zerre kadar bile doğruluğu söz konusu olmamıştır. Ne demişler? Kişi başkalarını kendisi gibi sanırmış. Recep Tayyip Erdoğan’ın hesabı da o hesap başkalarını kendisi gibi sanıyor. Gerilere gitmeye ne hacet, AKP’nin 12 yıllık iktidarına bakın fonlanmanın da, lojistik desteğin de dikalasını görürsünüz. Bu yüzden de Recep Tayyip Erdoğan nerede ve hangi mevki adına konuşursa konuşsun inandırıcılığını kökten yitirmiş biz zattır o kadar.
Ya Gezi göstericilerine olan kinine ne demeli? Maşallah muhteremin kini ne bitiyor ne de soğuyor. 7 gencimizi “emri ben verdim” dediği polislerine öldürttü. 8 bini aşkın yaralı, 12 gözünden olan yurttaşımız, gözaltına alınan, tutuklanan, haklarında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenenleri de kattığımız zaman hukuk neymiş, itibar nasıl zedelenirmiş, kime ya da kimlere baskı kurularak zulüm iktidarları kurulurmuş orta da ama o yini de zeytinyağı gibi üste çıkmanın bir yolunu bulmaya çalışıyor. Bulmaya çalışıyor diyorum çünkü bulamıyor. Gezi gösterileri Recep Tayyip Erdoğan’ın kimyasını bozdu demişsek bir bildiğimiz var. Yani sizin anlayacağınız durum ortada. Bazıları Recep Tayyip Erdoğan Çankaya’ya çıkarsa değişebileceğini yumuşayıp 75 milyonun padişahı pardon pardon Cumhurreisi olacağını sandılar, tabi ki de yanıldılar.
Ne demişler?
KIRK YILLIK KANİ OLUR MU YANİ?
Kısacası Recep Tayyip Erdoğan’ın hali hal değil…
Eh, onunki hal değil de, bizim halimiz hal mi? muhteremi ne ettiysek Çankaya yolunda durduramadık. O da düşünüyor ki, ben ne yapıyorsam doğrusunu yapıyorum. Haydi, yığınların muhalefet yoluyla denetiminden vazgeçtik, çünkü Recep Tayyip Erdoğan kendisini eleştirenlere bu yönde hiç ama hiç haklılık payı tanımıyor. Ancak düşünüyoruz ki, insanın hiç mi özdenetimi olmaz ve de sel basar gibi orayı burayı basıp durur?
Tamam bassın. Hukuk mukuk tanımasın. Hakimleri değiştirip mustantikleri görevden alıp oraya buraya sürsün. Ne kadar IŞİD’çı varsa getirsin ve de kendisine milis eylesin. Ah fakat diktatör olmanın dermanı yok.
Sonuçta hafif bir halk rüzgârıyla yıkılıp giderler de haberleri olur mu bilemem.
Onu da yaşayıp görürüz inşallah…