KİMSE KENDİNE GÖRE SUÇ ÜRETEMEZ

Yazan: Turgut Koçak 21 Mart 2021

HDP Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun sudan sebeplerle ceza alması ve tezkerenin mecliste okunmasının arkasından milletvekilliğinin düşürülmüş sayılması kabul edilemez. Çünkü Gergerlioğlu HDP adına TBMM’de İnsan Hakları Komisyonu’nda görevlidir ceza aldığı konulara baktığımız zaman ise tamamıyla görevi ile yakından ilgili olup meclis içerisinde kürsü dokunulmazlığı anlayışı ile örtüşen şeylerdir.

Bütün bu gerçeklere karşı, Gergerlioğlu’nun dokunulmazlığı düşürülmüş, kendisi her anlamda hakları yok sayıldığı için zor koşullar içerisinde bırakılmıştır. O da her saygın insanın davranması gerektiği gibi davranmış, kendisine yapılan yanlışı ve baskıları protesto etmek için Meclis çatısı altında ve HDP Grup salonunda direniş başlatmıştır. Direniş konusunda dışarıyla paylaştığı görüşler bahane edilerek hakkında gözaltı işlemi yapılıp sabahın çok erken saatlerinde yaka paça Kavaklıdere Polis Karakolu’na götürülmüştür. Öğrendiğimiz kadarıyla da saat 1.30 civarında serbest bırakılmıştır.

Ancak iş bu noktaya gelinceye kadar üzerinde özenle durulması gereken şeyler var. Örneğin dün MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun meclisteki direnişiyle şu sözleri söyleyerek bir yerleri kesin olarak harekete geçirmiştir.

Bahçelinin söylediklerine bakalım;

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, dün sosyal medya hesabından Ömer Faruk Gergerlioğlu’nu hedef göstermiş, Bahçeli, şu ifadeleri kullanmıştı: “Şayet TBMM Başkanı’nın yetkisi bu konuda sınırlıysa, süratle hazırlanacak bir maddelik kanun teklifinin Genel Kurul’da kabulüyle birlikte Gergerlioğlu’nun yer yatağı ile beraber Meclis’in kapısının önüne koyulması mümkündür ve konu acildir.”

Görüldüğü gibi ülkede pek çok baskı uygulanmasının emri Bahçeli tarafından verilmekte olup. Bahçeli sanki Ali kıran baş kesen örneğindeki gibi bir tutum sergilemektedir. Aynı kişi Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri için de az yenilir yutulur olmayan sözler söyleyerek öğrencileri “başı ezilmesi gereken yılanlar” olarak nitelemiştir.

Bu ülkenin her yurttaşı değerlidir. Bu nedenle Bahçeli gibilerin ağzından bu ülkenin yurttaşları sürekli olarak ne tehdit edilebilir ne de baskı altına alınır. Suç kapsamına girmeyen konular bile eğer Bahçeli konuştu diye suç sayılacak ve o yurttaşa da dünya dar edilecekse ki bu çıkışa da bizler boyun eğmeyiz. Bugün ülkemizde keyfi davranışlar çoktan hududunu aşmış, iktidar olmanın gücüyle olağanmış gibi uygulanır olmuştur. 7-8 yıl öncenin konularını gündeme getirip HDP’nin kapatılmasına gerekçe olarak gösterenler hiç unutmamalıdırlar ki eğer o günlerde yapılan edilen şeyler suç ise bu suçun bir tarafında da iktidar partisi ve yöneticileri vardır. HDP için gerekçe yapılan konular HDP’yi kapatacaksa aynı gerekçeler AKP’nin kapatılması için yeter de üstelik artar bile.

Kim kimi nereye göndermiş, niye göndermiş, tepesinde niye İHA’lar uçurulmuş, uçuruluş gerekçesi iktidar tarafından nasıl ifade edilmiş hepimiz biliyoruz. Daha da önemlisi sınır kapısında mahkeme kuran bir irade bugün nasıl birilerini suçluyorsa hukukun egemen olduğu bir ülkede bu uygulamayı yapanlar da yargı önüne çıkarılmalıdır. Herkesi PKK’nın şurasına bulaştı, burasına bulaştı diye suçlu sayıp yaptırım uygulamaya kalkanlar Öcalan’la nasıl iş tuttuklarını da akıllarından çıkarmamalıdırlar. Hatta Osman Öcalan’ın TRT’ye çıkarılıp konuşturulması bile aynı kapsam içerisindedir.

Bizler bunları yazıyoruz diye parti kapatılması olayına hayırhak bakıyor değiliz. Bugün HDP 6 milyonun üstünde oy alan bir partidir ve de bu partinin de tıpkı iktidar partisi kadar hakları vardır. Suç işlenmişse üstünden dün dündü bugün bugündür diye geçilemez. Bazı konular iktidarın gündemine bile bir kez olsun gelmezken şimdi bütün arı sepetinin HDP’nin tepesine boşaltılmaya kalkışılması da kabul edilemez.

Eğer adım adım HDP milletvekilleri TBMM’den uzaklaştırılacaksa orada hiçbir şekilde oturması olası olmayan ülkeye verdikleri zararın hesabını vermeleri bile mümkün olmayan sayısız iktidar partisi milletvekili ve MHP milletvekillerinin tamamı meclisi terk etmelidir…

Anımsatmak isteriz ki kimse kendine göre suç üretemez…