Yazan: Turgut Koçak 6 Mart 2022
Ukrayna savaşında sık sorulardan birisidir. Kimden yanasın?
Öyleyse bu soruya yanıt vererek başlayalım yazımıza.
Birincisi koşulsuz olarak emperyalist/kapitalist sisteme karşıyız. Sosyalizmden yanayız. Bu gerçeği hiç kimseyle tartışmaya bile gerek görmüyoruz. Sonra orta yolcu bir politika izlemeyi sol ve sosyalist görüşlerimize de aykırı buluruz ve kimileri gibi “barış…barış” çığlıkları atarak “Ne Amerika ne Rusya yaklaşımını da asla ama asla doğru bulmayız. Neden derseniz bugüne kadar bütün işgallerde ve halklara boyun eğdirme siyasetinde ABD’nin AB’nin ve bu kampın saldırı ve savaş örgütü NATO’yu görmekteyiz. Daha dün ABD’nin ve sözünü ettiğimiz emperyalist kampın Ortadoğu’da, Afrika’da gerçekleştirmiş olduğu işgalleri ve Örneğin Irak’ta 5 milyona yaklaşan ölümlere sebep olduğunu da unutamayız, bölgeden yaşanan onca kırımı da hiçbir zaman hayırhak görmeyiz.
İkincisi emperyalist dünyanın tezgâhlarını olağanmış gibi karşılama anlayışı da bizim düşüncelerimizle hiçbir şekilde bağdaşmadığı gibi bazı bölgeleri ABD, AB ve NATO’nun silah deposu haline getirmesine de seyirci kalamayız. Böylesi bir davranış nerede olursa olsun sonuna kadar karşı çıkarız. Sonra burjuvazinin savaş kışkırtıcılığına ses çıkarmayan ama iş mazlum halklara boyun eğdirmeye gelince birden hümanistlikleri tutan bütün burjuva örgütlenmelerinin de kendimizi dışında tutarız. Onlarla birlikte alanlara çıkıp içi boş barış sloganları atıp gerçek suçluların kim olduklarını gargaraya getirip unutturmak yolunda politika yapmayız.
Üçüncüsü bahanelerin arkasına saklanan sermaye güçlerinin hangi konuda olursa olsun başka ülkelere karşı birtakım tedbirler uygulamak adına alınan bütün uygulamaların da karşısında oluruz. Örneğin Rusya’ya karşı emperyalist güçlerin ekonomik ablukasını bu ablukaya bağlantılı olarak her türlü kısıtlamalarına da saldırganlığın bir parçası sayarız. Hayır, bu kadar değil. Bugün emperyalist dünya hepinizin gördüğü gibi Rusya’nın adını çağrıştıracak olan sanattan spora, kültürel ve sosyal etkinliklerden politikaya kadar yasaklarla Rusya’ya yasaklar getiriyor ve en tanınmış Rus yazarlarına, müzisyenlerine, sporcularına, bilim insanlarına yaptırım üstüne yaptırım getirmeye kalkan insanlık düşmanlarının oyunlarına da gelmeyi bir zül sayarız.
NATO’nun Doğuya doğru genişleme ve silahlandırma politikasını ise doğuracağı tehlikeler bakımından insanlığa karşı suç olarak görür bu tür girişimleri “hür düşünce” adına uygulamaya kalkanları ise savaş baronları sayar, mahkum ederiz.
Dördüncüsü Zelensky gibi Neonazi bir kişinin açıklamalarını deli saçması olarak görür, NATO’nun ve Batı’nın savaşa çağrılmasının yaratacağı tehlikeleri hiçe sayıp doğması olası bir üçüncü dünya savaşını çağırmak olarak görür bu gibi kişilerin Ukrayna halkı tarafından olmazsa bugün olduğu gibi Rusya’nın girişimleriyle hak ettiği yere gönderilmesi gerektiği konusunda adımlar atılması ve Ukrayna’da Neonaziler temizlenirken masum halka karşı hiçbir yaptırımın söz konusu olmamasını savunuruz.
Beşincisi, Rusya’nın Ukrayna’ya karşı girişimlerini hem Rusya’nın ve bölgenin ABD, AB ve NATO tarafından kuşatılmasının kırılması olarak değerlendirir bu askeri harekâtı yapmaktan başka hiçbir yolunun kalmadığına işaret ederiz.
Altıncısı, Batının ne kadar ikiyüzlü olduğunu sivil halkı kendi ülkelerine kabul ederken Ukraynalılara görülmemiş bir ayrıcalık tanırken Suriye’den, Irak’tan Afganistan’dan, Afrika’dan gelenlere düşmanca davranmasını ise ırkçı bir davranış sayarız. Öyle ki Ukrayna’dan ülkelerine dönmek için Polonya ve diğer ülkelere geçen Afrikalı, Asyalı öğrencilere ve insanlara salt kimlikleri nedeniyle kötü davranışlarının ise anlaşılacak ve kabul edilecek bir yanının olmadığına döne döne vurgu yaparız.
Sonuç olarak bizler sömürüsüz, özgür sınırsız bir dünya toplumu olan komünizm ereğini savunuruz. İnsanlığın bu yolda ilerlemesine bir engel teşkil edecek şu an Ukrayna’da emperyalist dünyanın uygulamalarına karşı çıkarken Rusya’nın kendi ülkesini korumak amacıyla kalkıştığı askeri harekâtı ise yerinde buluruz. Çünkü Rusya emperyalistlerin Ukrayna girişimini engellememiş olsaydı emperyalistlerin işi nerelere kadar götüreceğini de iyi bilir bu gerçeklerin bir kez daha bilince çıkarılmasını isteriz.
Yani olay şunun bunun belirttiği gibi Rus yanlısı veya başka bir odaktan yana olmakla bir ilgisi yoktur. Yukarıda söylediğimiz gibi biz sosyalistler sosyalizmden yana olduğumuz gibi kapitalist/emperyalist güçlerin bütün savaş kışkırtmalarına, silahlanma girişimlerine ve sömürü tezgâhlarına da cepheden karşı çıkarız.
Bu işte orta yolculuk yoktur. Hem ona hem ona yaranma ya da karşıymış gibi görünme hastalığının sınıf mücadelesiyle ilişkisi yoktur bu da böyle biline…