KİM BUNLAR

Yazan: Turgut Koçak 10 Şubat 2020

Kimisi arsa pazarlar, kimisi ülke.
Kimisi insan satar, kimisi cennet,
Acep ola kimler ki bunlar?

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Pazarcık İlçe Müftülüğü’nce yaptırılan Pazarcık Yatılı Hafızlık Erkek Kur’an Kursu’nun açılış törenine katılıp şöyle bir konuşma yaptı.

  • Allah Resulü efendimizin vermiş olduğu müjdeden 3 sınıf insan payını alacak burada.

  • Buyuruyor ki efendimiz; insanlar öldükten sonra amel defteri kapanır ancak 3 sınıf insanın amel defteri kapanmaz.

  • Bunlardan birisi sadaka-i cariye sahibi hayır insanları.

  • İşte bu Kur’an kursu binasının yapılmasında katkısı olan tüm hayır sahiplerinin bu kurs sayesinde amel defterleri kapanmayacak inşallah.

  • İkincisi ilminden istifade edilen alimler.

  • Bu kursta yetişen gençlerden öyle alimler çıkacak ki inşallah onların da amel defterleri hiç kapanmayacak.

  • Bir de hayırlı evlat yetiştiren anne-babalar.

  • Öyle inanıyorum ki, bu kurstan mezun olan bütün evlatların anne-babalarının amel defterleri kapanmayacak.

-İşte buradan anlıyoruz ki, bir Kur’an kursu 3 sınıf insanın amel defterlerinin kapanmamasına vesile oluyor.

“KUR’AN KURSLARI KÖTÜLÜKLERDEN UZAKLAŞMANIN MERKEZLERİDİR”

Türkiye’de 2 bine yakın yatılı Kur’an kursu olduğunu belirten Erbaş, şöyle devam ediyor.

  • Kur’an kurslarımızın bulunduğu yerlere biz ne diyoruz biz biliyor musunuz? Şeytandan korunmuş bölgeler.

  • Çünkü Rabbimiz buyuruyor ki, bir yerde eğer Allah zikredilirse oraya şeytan yaklaşamaz.

  • Allah’ın Kuran-ı Kerim’i orada okunursa oraya şeytan yaklaşamaz.

  • Kuran-ı Kerim’e uyduğumuz sürece, Kuran-ı Kerim bu topraklarda okunduğu, yaşandığı sürece inşallah biz bu toprakları şeytanın hilelerinden, fitneden tefrikadan, kötülükten muhafaza edeceğiz.

  • Bizim Kur’an kurslarımız kötülüklerden insanları uzaklaştırmanın merkezleridir.

MİNİKLERE ŞEKER VE OYUNCAK DAĞITTI

Konuşmaların ardından dua edildikten sonra kesilen kurdele ile kursun açılışı yapıldı. Aynı zamanda kreşi de bulunan kursu gezen Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, ziyaret ettiği kreşte minik öğrencilerle sohbet etti. Onlara oyuncak ile şeker dağıtan Erbaş ve beraberindekiler daha sonra bir sosyal tesiste düzenlenen toplantıda halkla bir araya geldi.

“BAYRAĞIMIZA, EZANIMIZA BAĞLILIKLA MİLLETİMİZİN YÜCELİĞİNİ DEVAM ETTİRECEĞİZ”

Burada da konuşan Erbaş, birlik ve beraberlik mesajı vererek, şöyle konuştu:

  • Irkı ne olursa olsun, etnik kökeni ne olursa olsun, mezhebi, meşrebi, düşüncesi ne olursa olsun biriz, beraberiz, bu birliğimizi, beraberliğimizi ilelebet sürdüreceğiz.

  • Bugün buradayız, yarın başka yerde olacağız ama inancımızla, muhabbetimizle, sevgimizle, saygımızla, vatanımıza, bayrağımıza, ezanımıza bağlılığımızla bu yüceliğimizi, milletimizin bu yüceliğini ilelebet devam ettireceğiz inşallah.

Bu konuşmalar sizi ne kadar aydınlattı ya da yüreğinize ne kadar sağlamlık yerleştirdi bilemem ama gerçeklerle söylenenlerin hiç de örtüşmediğini görmekten hepimiz illallah dedik. Bu kesimde yer alan insanlar mı şeytan yoksa seytanlar mı daha iyidir bilemez olduk. Çünkü ülkemizde yaşananlara tanıklık ettikçe söylenenlerin ne kadar kıvırma sözler olduğunu iyi biliyoruz.

Neymiş efendim, bu kursların açılmasında emeği geçenlerin amel defteri sürekli açık kalacakmış. Buralarda yaşananlar yüzünden açık kalmış olmasın Sayın Ali Erbaş? Çünkü buralarda küçücük çocuklara tecavüzler yaşanıyor, buralar küçücük çocukların beyninin yıkandığı yerler haline getirilmiş. kreşlerde bile aklınız fikriniz cinsellikte olduğu için kız çocuklarımızı tesettüre girmeye, erkek çocuklarımızı da takke takmaya zorluyorsunuz.

Yok, buralarda iyi insanlar yetişirmiş de onların anne ve babaları da iyi evlatlar yetiştirdikleri için amel defterleri hep açık kalırmış da sayıp döküyorsunuz ama buralarda yetişenlerin iyi anne ve baba olacaklarını nereden çıkarıyorsunuz, işte bunu anlamış değiliz. Ha bir de burada yetişenlerin içinde nice alimler çıkacağından dem vuruyorsunuz ya alim demek ne demek? Bilim insanı olmadığına göre ilim insanı kitabınızda hangi insani ölçülerle örtüşmektedir ve bunlar ne iş yaparlar ki insanlığa hayırları dokunsun?

Bırakalım bu sözleri size dönelim isterseniz. Başında bulunduğunuz Diyanet’in insanlığa ne faydası olduğunu anlatabilecek dayanaklarınız var mı? Ülkenin varlığını hortumlayan bir kuruluş olmanın ve bir sürü işe yaramazın ekmek kapısına dönüşmüş bir yerin ya da iktidarın yığınları kandırmak için din alıp din sattığı ve Allah’la insanları kandırdığı bir anlayışa hizmet etmenin ötesinde sahi ülkeye ve insanlığa ne hayrınız dokunmaktadır söyler misiniz? Ya da insanlığın kanını emen kapitalizme karşı bile değilken ve de faiz açıklamanızda bile sınıfta çakmışken işi kandırma kurumuna dönüşmüş olan hallerinizle savunduğunuz Kuran kursları yatılı ya da değil ne işe yarayacaktır? Yoksul insanların çocuklarını eti senin kemiği benim hesabıyla sindirip köle haline getirmeniz de mi yalan?

Sizi vatan, millet, Sakarya palavrasına iten ince işlerin kaynağı nedir, kim ya da kimlerin sözünü yineleyerek halkımızı mayın tarlasında din adına gezdirmeye yelteniyorsunuz niçin?

Uzatmayalım çünkü takkeniz düşeli keliniz görüneli çok oldu. Yayın müfredatınızla, verdiğiniz fetvalarla, konuştuğunuz kamyon kamyon laflarla bir işe yaramadığınız da bilinmeyen bir şey olmamasına karşın iktidarın dümen suyunda kulaç atar olmanızı da dine, şeytana, kendinize göre iyiliğe ve kötülüğe bağlıyor olabilirsiniz ama hepsinin içi boş, bütün söyledikleriniz fos çıkıyor.

Varın gidin işinize, ülkenin mavi göğünü karartmaya kalkmayın. İki sözünüzden biri şeytan oluyor niyeyse ama sizin aklınıza gelenler eğer şeytanın bile akılına gelirse bakın ne olayım. Evet, dile getirdiklerinizin çoğunun amel defteri açık kalacak ama bu sözünü ettiğiniz şey sözünü ettiğiniz kimselerin hayrına olmayacak.

Çünkü bizler var ya bizler insanlığa zalimliği dokunmuş herkesin defterine öldükten sonra da bir şeyler yazmaya devam edeceğiz.

Çünkü biz büyük insanlığız anladınız mı büyük insanlık!