KENDİLERİNİ DÜNYANIN EFENDİSİ SAYANLAR VE BUNLARA UYUMLU DAVRANMAYA ÖZEN GÖSTERENLER

Yazan: Turgut Koçak 14 Haziran 2021

Emperyalist dünyanın saldırı ve savaş örgütü NATO’nun Brüksel’deki toplantısı sırasında ya da sonrasında Erdoğan Amerikan Başkanı Biden’la görüşerek bazı sorunları gündeme getirecekmiş. Neymiş bu sorunlar acaba?

S-400 füzeleri ve parası ödenen ve verilmeyen F-35’ler. Sonra biz NATO’nun sadık bir bekçisiyiz ya NATO’da bizim konumumuzu buna göre hesaplamalı imiş. Suriye’de PYD/YPG sorunu da konuşulacak ama bir de konuşulacaklar arasında ABD’nin 1915 24 Nisan tarihini Ermenilere karşı soykırım uygulandı savının kabul edilmesi olacakmış. Devamında da tabi zaman olursa ekonomik olarak bir şeyler konuşulacaktır ama bütün bu saydıklarım da ekonomik konular da öyle laf ola beri gele cinsinden konuşulup geçilecek. Bu kadar bir konuşmada bile göreceksiniz Erdoğan’ın ağzından ödün anlamına gelecek pek çok şey duyacağız. Ancak yandaş basının bugünkü sayfalarına baktığımız zaman süngüsünün düşük olduğunu görüyoruz ama yarından itibaren bu görüşmeyle ilgili kahramanlık numaraları uyduracaklarını da hiç aklımızdan çıkarmayalım.

Her şeyden önce AKP ve saray iktidarı Türkiye’yi ne demeye NATO’nun en sadık yandaşı gibi bir konuma oturtmaya çalışmakta bu gerçeğin bilinmesi gerekmez mi? Çünkü NATO deniler saldırı ve savaş örgütü emperyalist kampın dünya halklarını boyunduruk altında tutmak için kurulmuş askeri bir örgütlenmeden başka bir şey olmadığına göre niye yıllardır Türkiye halkı gerçekler tersyüz edilerek kandırılmaya çalışılır gelmiş geçmiş ve de bugünkü AKP ve saray iktidarı bunun bir hesabını vermesi gerekmez mi?

Hani bir de Türkiye’de AKP ve saray iktidarının her şeyi bugünkü Biden görüşmelerine kilitlemiş gibi görünmesi var ya sizlere ilginç gelmiyor mu? Bu görüşme sonrası neler olacak ki ya da iktidar ne gibi ödünler vermeyi planlıyor ki ilişkilerin bir ölçüde de olsa yoluna gireceğini düşünüyor doğrusu bu konunun biraz olsun su yüzüne çıkarılmasında yarar var.

Bir önemli nokta daha var ki onu da önümüzdeki günlerde görüp yaşayacağız. Biliyorsunuz Reza Zarrab tutuklandığında onu dışarı çıkarmak için saray iktidarı az yırtınmadı. Çıkardı da. Hem de el konulan paralarının üstüne faizini de katarak teslim edip özgürlüğüne kavuşturdu. İşte bu konu daha bitmiş değil. Önümüzdeki günlerde bu konu yeniden Türkiye’nin başını kesinlikle ağrıtacaktır.

Şimdi bir benzeri olay da Sedat Peker olayında yaşanacak gibi görünüyor. Pazar günü yeni bir video ile toplumun karşısına çıkması beklenen Peker uzun bir sessizliğe gömüldü. Eğer doğruysa Dubai’de resmi makamlarca çağrılıp kendisine bazı sorular soruldu. Arkasından da uzun süre sonra Peker’e ait twitler geldi. Bu twitler her şey açıklığa kavuşturulmadığı için yoruma muhtaç twitler olarak yazılmış görünüyor.

Bu twitlere bakılırsa Peker başka bir ülkeye gidebilir. Kendisine bulunduğu yerde yetkililer gitmesi için yol vermiş de olabilirler.

Her neyse bu iş sonsuza kadar böyle sürdürülemeyeceğine göre sonuçta bir şekilde ipler kopacak. Öyle sanıyoruz ki Peker her ne kadar yüce devletimiz diye gönderme yaparak vatanseverliğini hep yüksek noktada tuttuğunu göstermeye çalışsa da sığınacağı yer kalmadığını gördüğünde adresi neresi olacaktır ya da bu adres kendisine neyin karşılığında verilecektir?

Bize öyle geliyor ki öykünün tam da burasında aklımıza daha çok Amerika daha zayıf bir olasılıkla da İsrail geliyor. Böyle bir durumda yabancı istihbaratın oturup bekleyeceğini kimse düşünemez. Bu yüzden de gelişmeler sonrası yeni bir Reza Zarrab olayı yaşanabilir. Eğer yaşanırsa şimdiye kadar ateş altına alınmayan Erdoğan’da önümüzdeki açıklamalarda nasibini alabilir.

Ya da bir başka seçenek olarak da Peker’in öyle ya da böyle susturulmasıdır ki her durumda da gerçeklerin üstünü kapatmanın olanağı yoktur.

Sonuç olarak AKP ve saray iktidarının NATO’ya ve ABD’ye uygun politika izlemeye eli mahkumdur. Bu yüzden de her ne kadar ortaya söylenmiş palavra niteliğinde sözler olsa da uyumluluk bu iktidarın seçtiği yol olacaktır. Başkaca da bir seçeneği yoktur. ABD ve öteki emperyalist ülkelere gelince bunların da Türkiye’den vazgeçmelerinin olanağı yoktur. Yoktur çünkü Türkiye NATO ve bu ülkeler için bulunduğu coğrafi konum itibariyle de oynayacağı rol itibariyle de kolay vazgeçilecek bir ülke değildir. Ancak bütün bunlar Türkiye’yi onurlu bir dış politika izleyen, başı dik, mazlum halkların yanında bir ülke haline de getirmeyecektir.

Yıllarca yaşanan budur AKP ve saray iktidarıyla birlikte de bu yaşananların katmerlisi yaşanmaktadır o kadar.