Yazan: Turgut Koçak 14 Mayıs 2014
Soma’da meydana gelen katliam gibi kaza cumhuriyet tarihinde bir ilk. Bilindiği gibi bu ocaklar özelleştirilmiş ve AKP’li patronların işletmeciliğine verilmiş. Konu ile ilgili daha önce Soma Holding’in Yönetim Kurulu Başkanı Alp Gürkan verdiği bir söyleşide “TTK, kendi işlettiği noktalarda 350 metre kadar ilerlemişti. Biz 2-2,5 kilometre kadar ilerleyebiliriz. Aslında 4 kilometreye kadar kömür olabilir, ama Karadeniz çukuru riski var” demişti. İşçilerin mahsur kaldığı yerin de tam da patronun “Risk var” dediği derinlikte olması ister istemez patronun kâr hırsıyla işçilerin yaşamını nasıl riske attığını göstermesi açısından ibret vericidir. Yazıyı yazdığım bu dakikalarda 201 işçinin yaşamını yitirdiği, 80 işçi de yaralandığı yetkililer tarafından açıklandı. Daha ocakta kaç kişi olduğuna dair ise kesin rakamlar verilemiyor.
Bilindiği gibi iş kazaları en çok maden ocaklarında yaşanmaktadır. Bu gerçeğe karşın, taşeron şirketlerin gerekli güvenlik tedbirlerini almaması sonucu kazaların bir türlü önü alınamıyor. Çok değil, 20 gün önce CHP Manisa Milletvekili Özgür Özel Soma’daki kömür işletmelerinde yaşanan kazalarla ilgili sönerge vermiş, Özgür Özel’in önergesi AKP’nin oylarıyla reddedilmişti. Bu önerge görüşülürken Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı’nın söylediği ibret verici sözler ise meclis tutanağına geçmişti. Patron, işçileri Recep Tayyip Erdoğan’ın mitingine başlarında baretleriyle getirmiş, kürsüden maden işçileri burada mı diye bağırıldığında ise işçiler üzgün çünkü iş kazasında arkadaşlarını yitirdikleri için baretlerini havaya kaldırarak orada olduklarını sözümona göstermişlerdi. B konun da gündeme getirilmesi nedeniyle bakan, “Ne var bunda; vatandaş gönül verdiği bir partinin mitingine işçilerin ücretlerini ödeyerek götüremez mi” diye yanıt vermişti. Bize göre bugün Soma’da yaşanan katliamın gerçek nedenini de bu zihniyette olanlarda aramak gerekmektedir. Bir düşünelim; eğer CHP’nin önergesi reddedilmeseydi de şeklen bile bir araştırma komisyonu oluşturulmuş olsaydı, iyi biliyoruz ki, patron ne olur ne olmaz kaygısı ile bazı tedbirler almak zorunda kalacak ve Soma’da bu katliamda yaşanmamış olacaktı.
Yetkililer yaşanan facianın gerçek boyutlarını bile kamuoyuna açıklayamıyorlar. Çünkü kendilerine yönelecek tepkilerden korktukları için rakamları neredeyse vermeyecekler bile. Ancak mızrak çuvala sığmıyor. Birer ikişer hastanelere taşınan cenazeler ve yaralılar söz konusu olunca rakamlara da ister istemez ulaşılıyor. Kaza ile birlikte Enerji Bakanı oraya gidiyor. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı ise ortalarda yok. Enerji bakanı’na gazeteciler ocakta kaç kişi olduğunu soruyor, aldıkları yanıt ise gerçekten utanç verici. Bakan,“Kaç kişi olduğunu söylemem doğru olmaz, çıktıkça vereceğim” diyor. İnsan, biraz olsun utanır arlanır. İçeriye çalışmak için giren kaç işçi olduğu bilinmez mi hiç? Her şey bu kadar başıboşluk içinde mi yapılıyor?
Bir diğer konuda şu; yetkililer ağzından, cenaze törenlerini her aile kendisi yapacak toplu tören yapılmayacak deniliyor. AKP iktidarı toplu cenaze töreni yapılırsa kendilerine yönelecek tepkilerden korktuğu için böyle bir yola başvuruyorlar. Gerçekten de işçilerin yaşamını gözgöre göre tehlikeye atan AKP iktidarı ve bu iktidarı destekleyen patronlar kendilerine gösterilecek tepkilerden korkmalılar. Eğer bu iktidara ve kan içici patronlara tepkisiz kalınarak bu ülkede kimsenin sesi çıkmayacaksa asıl utanılacak durum da budur. Bizler asla söylenenleri unutmayız. Zonguldak’ta yaşanan maden kazası sonrasında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, işçi ölümleriyle ilgili olarak çıkmış; “Bu işin fıtratında var” demişti. Oysa dünyanın başka ülkelerinde de maden ocakları var. Örneğin Almanya’da uzun zamandır bir tek maden kazası yaşanmamış. Nedeni ise alınan güvenlik tedbirleridir. Bizde ise bu tedbir neredeyse yok denecek kadar azdır. Bu yüzden de Soma’daki katliam gibi kazanın nedeni trafo patlaması olarak açıklanmaktadır. Çünkü böyle bir açıklama yapılmasa hiç kuşku yok ki, patronların başı kendilerine yöneltilen sorularla ağrıyacaktır.
Yazıyı uzatmaya gerek yok.
AKP iktidarı ve savunduğu patron düzeni emekçi düşmanı bir düzendir. Bu yüzden de yedikleri insan eti, içtikleri kan olan bunlardan insanlık adına küçücük bir şey beklemenin olanağı da yoktur gereği de.
Bu konu ile ilgili bir tek şey söyleyebiliriz o da insanlık düşmanı bu kapitalist düzeni başlarına yıkacağımızdır.
Yıkacağız da…