Yazan: Turgut Koçak 13 Şubat 2020
Türkiye’de sermaye politikacılarının nasıl politika yaptıklarını öteden beri hep biliriz. Bunlar gelişmemişliğin yarattığı cahillik yüzünden her fırsatta köylü kurnazlığına başvururlar. Hele işin içine bir de dinci gericilik girmişse işin rengi daha da değişiyor. Suçlular suçsuz hale, suçsuzlar ise kolaylıkla suçluya dönüştürülebiliyor.
Oturun bir düşünün, AKP uzun süredir Fetöcülük üzerinden malı götürüyor. Kim sesini çıkarsa kolaylıkla Fetöcülükle suçlanıp dünyası karartılıyor. Herkes Fetöcü olarak AKP ve sarayı bilirken, AKP ve saray kurnazları kolları sıvayıp asıl Fetöcü kim ya da kimlermiş pişkin pişkin açıklamalara soyunarak kendilerini destekleyen hülolara da kolaylıkla inandırabiliyor.
Örneğin; CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında Fetönün siyasi ayağını Recep Tayyip Erdoğan olarak 20 soruda yanıtladı. Bu açıklamalar elbette pek çok insanın işine yaramıştır biliyoruz ama bizler bu durumu biliyorduk zaten.
Bir gün sonra Recep Tayyip Erdoğan’da partisinin grup toplantısını yaptı ve o grup toplantısında iki önemli konu üzerinde felaket olarak niteleyebileceğimiz açıklamalarda bulundu. Bunlardan birisi cümle cihanın Fetöcülerin kimler olduğunu bildiği konuda kalktı üstüne üstlük bir de ayıplı bir açıklamada bulunarak “Bay Kılıçdaroğlu, Fetö yatak odana girmiş senin haberin yok” anlamında laflar etti. Evet, etti de ne oldu diye merak edenleriniz olmuşsa bunun yanıtı da şudur. Erdoğan’ın söylediklerine inanmayanlar zaten inanmadılar ama yandaşları el ovuşturup birbirinin kulağına bak gördünüz mü Fetöcü meğer Kılıçdaroğlu demedilerse ben neyim. Çünkü uzun zamandır beyinleri çamurlaştırılmış bir kesim bu tür söylemlere inanır hale getirilmiş zaten. Hem bunlar için düşünmek ve soru sormak da nedir ki? Adamlar düşünsünler, soru sorsunlar bir de rahatları mı kaçsın? İşte bu yüzden yoksullaştırılıp cahilleştirilen yığınlar sonuna kadar AKP’nin ayak izlerinden yürümeye ant içmiş bir görüntü sergiliyorlar.
Ancak kazın ayağı böyle değil işte. Adamın biri tam da Erdoğan Kılıçdaroğlu’nun nasıl Fetöcü olduğunu açıklayacakken bütün salonun duyduğu şu sözleri haykırıyor:
“Sayın Cumhurbaşkanım ben 15 Temmuz’a katıldım diye beni işimden gücümden ettiler. Çoluğum çocuğum aç. Bana yardım edin. Mahkeme kararını tanıyın!”
Bize göre Fetöcü kim imiş kim değilmişten bu sözler çok daha önemlidir. Önemlidir çünkü bu sözleri duyan Erdoğan’ın yüzü soldu, konuşma akışı değişti. Şimdi bu sözleri işiten milyonlar geçmişe doğru gidip Başbakanlığın önünde Ecevit’in önüne yazar kasa fırlatan adamı anımsamadılar mı sanıyorsunuz? Bence anımsadılar ve de etkisi kesinlikle o yazar kasa fırlatan adamın eyleminden daha fazla oldu. Eğer insanlar Erdoğan binlerce polisle korunuyor olmasa içine düşürüldükleri ekonomik sıkıntılarını binlerce yazar kasa ile ya da başka yöntemlerle ortaya koymazlarsa iki elimi keserim. Çünkü AKP ve saray iktidarından milyonlar bu denli yaka silker hale geldiler ve de artık her evin ne elektriği yanıyor, ne suyu akıyor ne de doğalgazı evini ısıtıyor. İnsanların akşama sofralarına koyup karınlarını doyuracakları yemekleri yok yemekleri.
İkinci konuya gelince o da Recep Tayyip Erdoğan’ın Suriye’ye yönelik Suriye’yi “her yerde vuracağız” açıklaması. Bu sözler aslına bakarsanız bir savaş ilanıdır ki AKP ve sarayı bu noktaya getiren gerçek de kesinlikle ülke içinde zor durumda kalmış olmalarıdır. Çünkü giderek arkalarındaki destek azalmakta, halkın hoşnutsuzluğu ise tavan yapmış durumdadır. Bu gidişi ancak savaş yolu ile yola koyacağını düşünen Erdoğan ise bir kez daha Ey Amerika şu bu deme yolundan dönerek yeniden Amerika’nın dümen suyuna girmekte bulmuş durumdadır. Bu yüzden Amerikalı yetkililer arka arkaya Türkiye’nin yanındayız vurun Suriye’ye anlamına gelen sözleri sarfeder hale gelmiştir. Ankara’ya gelen Amerika’nın Suriye’den sorumlu bilmem kaçıncı derecedeki Jeffrey’si kırık dökük Türkçesi ile “şehidimiz var” diyerek çocuk kandırır havasında AKP ve sarayı öyle bir havaya soktu ki sanki bunlar ABD ve Rusya’yı karşı karşıya getirerek oyun kuruyorlarmış sanar oldular kendilerini. Ama biz isterseniz AKP ve saraya küçük ortakları ağdalı konuşma ustası MHP’ye anımsatalım ki izlediğiniz politika ve durumunuz çok zavallıca çok. Kendinizi büyük devlet olma havaları içinde görebilirsiniz fakat gerçekler hiç de sizin sandığınız gibi değildir. Sizin durumunuz pinpon topu gibi bir oraya bir buraya savrulmaktan ibarettir ki bedelini de kendiniz ödersiniz buna sözüm yok da Türkiye’ye ödettiğiniz bedelin hesabı ne olacak söyler misiniz?
Ha bir de şu var, Amerika’nın bulunduğu bölgelerde az mı askerimiz yaşamını yitirdi? Amerikalılar şehidimiz var derlerken kontrol ettikleri bölgelerde yaşamını yitiren askerlerimiz için ne diyorlar acaba hiç sordunuz mu da Jeffrey’i Dışişleri’nde, Genelkurmaylıkta, sarayda ve Mit Müsteşarlığı’nda kabul edip görüşmek gibi bir gaflete düşüyorsunuz? Yoksa sizin de Jeffrey gibi onun seviyesinde hiç mi görevliniz yoktu? Yoksa Ensar’ın şeyhi şıhı da mı aklınıza gelmedi ona gönderseydiniz bari olmaz mıydı?