KAPİTALİZM, SOYGUN VE DİN

Yazan: Turgut Koçak 18 Temmuz 2022

Artık şunun şurasında Cumhuriyet’in 100. Yılına pek bir şey kalmadı. Kapitalizm ülkeyi öyle bir sorunlar dönemece soktu ki girdiğimiz dönemeçte özellikle de geniş emekçi yığınların durumu ortada. İş, ekmek, özgürlük bırakılmamış.

Demokrasinin D’sinden söz edemeyiz. Aklınıza ne geliyorsa dinsel yöntemlerle anlatılmaya çalışılıyor. Laiklik rafa kaldırılmış. Sınıflar arası uçurum arttıkça artmış sınıf mücadelesini keskinleştiren bir noktaya gelip durmuşuz.

AKP ve saray iktidarının dönemini şöyle bir irdelersek her şeyin kaymağını götürenler varlıklı kesimler oldu. Halksa kuru ekmeği bile alamaz hale düştü. Adamlar iktidarın aldığını ileri sürdüğü tüm ekonomik tedbirlerden kazançlı çıkanlar öncelikli olarak yandaş varlıklılar ve varlıklı kesimler oldu. Kur korumalı bir uygulamaya mı geçildi, parası olanlar vurdu vurgunu. Dövizdeki artış yüzünden yine köşeyi zenginler dönerken kur korumalı uygulama dolayısı ile de alınan faizler zenginlerin zenginliklerine zenginlik kattı. Bu çevreler Merkez Bankasının verdiği rakamlara dayanarak 1 yıl içinde varlıklarını 2 trilyon 690 milyondan 4 trilyon 310 milyara çıkardı ki sebep yukarıda belirttiğimiz şeylerdir.

Oysa faize biz karşı çıkarız, Nas var Nas diye bağıran Erdoğan’ın söylediklerinin tam aksi yaşandı ve Erdoğan’ın neleri nasıl uçuruma itip uçurduğunu da böylece yaşayıp görmüş olduk. Bankalar da kar rekorları kırıyor. Çünkü Merkez Bankası’ndan aldıkları parayı müşterilere ve geri devlete yüzde yirmi beşlere varan bir faizle vererek işlerini tıkır tıkır döndürürlerken olan geniş emekçi yığınlara oluyor. Hani iktidarı bazıları bunlar iş bilmiyor diye eleştiriyorlar ya bu görüş yanlış. Çünkü iktidar kimi zenginleştirmek istiyorsa politikasını da ona göre kurmuş. Yandaş zenginler daha da zenginleşirken, yoksul halk borç batağına itilmiş. Ki bu bataktan çıkmak için öyle kamçılanacaklar öyle kamçılanacaklar ki yiğit olacak bu kepaze politikacıların kölesi.

Şu salgın döneminde iktidar yığınlar için ne yaptı? Onlara kredi alma yollarının kapılarını sonuna kadar açarak borçlandıkça borçlandırdı. Zor dönemlerde başka ülkeler yapılan ekonomik yardımları karşılıksız yurttaşına sunarken bizde yardım adı altında yiğit kamçısı şaklatıldı halkın sırtında. Bu yüzden geçim için sıkıntı içinde olan ve borçla boğuşan geniş yığınların borcu 1.1 trilyonu aştı. Bir yıl gibi süre içinde hane halkı borcu 200 milyarın çok üzerine çıkmış durumda. Kredi kartları, çekilen ihtiyaç kredileri borcu borçla kapatmanın bir yolu olarak kullanılıyor fakat bunun da istop edeceği bir nokta olacak kesinlikle zaten böyle bir evrenin de içinde sayılırız. Aldıkları kredileri ve banka kartlarını ödeyemeyenlerin ve yasal takibata başlanılanların sayısı ise 4 milyonu geçmiş.

Sökük nereye atsan elini büyüyor. Eğitim için verilen krediler yüzünden gençler büyük borç yükü altındalar. Verilen paraya öyle bir faiz bindirilmiş ki anaparasını dana parası üçe katlamış. CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu bu konuyu gündeme getirmeden önce kılı bile kıpırdamayan AKP ve Saray iktidarı bugün bu konuyu da görüşecek ve gençlere müjde verecekmiş. Oysa Kılıçdaroğlu bu konuyu gündeme getirmeden önce gençlere KYK borçlarını ödemeleri için misli misline icra kağıtları gönderilmiyor muydu? İktidar baktı ki olmayacak, Kılıçdaroğlu’nun söylediklerinin aynısını yapmasa da bugün bir adım atacağı muhakkak. Çünkü pabuç pahalı. Bugün borçlu üniversite mezunu gençlerin sayısı 5,5 milyonu buluyormuş.

Eee seçimde olduğuna göre biz yaparız diye gençlerin ağzına bir bal çalmak gerekir değil mi? Bugün AKP ve saray iktidarının bakanları ile görüşeceklerinin arasında bu da var.

Seçim yaklaşıyor ya AKP ve saray iktidarı aynı sorunları yeniden konuşmaya başladı. EYT’lileri unutmuştu hatta Erdoğan bu konuda yemin billah bile ediyordu ama istemese de ele almak zorunda kalacak. 3600 ek gösterge konusu bugüne kadar çok konuşulduğu için büyük ölçüde tavsamış da olsa ele alınacak gibi görünüyor. Çünkü Erdoğan’ın geçenlerde toplayıp konuştuğu eski belediye başkanlarına ne demişti? Bu seçimi kazanmak zorundayız. Varın niye zorun dalarmış siz kafa yorun.

Ama ben söyleyeyim; bu iktidar halkın kanını emen bir canavara dönüştü. Halk için alacağını ileri sürdüğü her adımda bu iktidarın tuzakları olacak. Gençler bile KYK borçlarını öderlerken kredi yoluyla borçlandırılırsa hiç şaşırmayalım.

Yani çözüm göz boyayıcılık şeklinde olacak. Gençlerimizin 20 yıllık süre içinde iflahları kesildi. Bazı zorluklarla gençler sınanıp tarikat, cemaat, dini vakıf ve derneklerin yurtlarına yönlendirilip yaşamları karartıldı. Sizin anlayacağınız gençlerin bu iktidardan alacakları var alacakları.

Yurtlar bu iktidar tarafından gençlere kurulan tuzak barınakları haline getirildi. Diyanet işin içinde, tarikat ve cemaatler sanki bu işin vazgeçilmez bir şeyleriymiş gibi hangi taşı kaldırsanız altından onların çıktığını görüyoruz.

Özetlersek bu iktidarın halkın çocuklarına vereceği bir şey yok. Bu iktidarın işlevi beyinleri yıkamak ve dinci, gerici görüşleri halkın çocuklarına edebileceği kadar şırınga itmekten ibaret. Bu yüzden halkın çocuklarının yararına işleyen ve laikliğin temel alındığı bir anlayışla yurt sorunları çözülmediği ve eğitim için devlet devreye girip parasız hale getirilmediği sürece soru morun çözülmez.

Şimdi kapitalizm Türkiye’de toplumun tüm kesimlerini borçlandırmak ve iliğine kadar sömürmek için en acımasız şekilde uygulanıyor. Yığınlar perperişan edilmiş. Toplumun tüm kesimlerinde bir cehalet ve çürüme egemen kılınmış ki geniş halk kitleleri haklarını aramak ve onurlarına sahip çıkmak için kollarını bile kaldıramasın. Borç, yoksulluk dinci gerici kuşatma ve milliyetçi şoven politikalar hiçbir soruna merhem olamaz, olamadığı gibi her geçen gün yıkımı daha da derinleştirir.

İşte bu yüzden geniş halk kitlelerinin tek kurtuluş seçeneği sosyalizmdir…