Yazan: Turgut Koçak 5 Mart 2022
Bugün emperyalist Batı Ukrayna sorununu bile isteye bu noktaya getirdi ki bu gerçeğin tersini kimse söyleyemez. Eğer insanlık nükleer bir savaşın eşiğine getirilmiş ve sürekli olarak emperyalist/kapitalist dünyanın yalanlarına boyun eğmek için korkutulup duruyorsa olup bitenleri iyi okumakta yarar vardır.
Kapitalizmle ilgili hayırhak tek söz edilemez çünkü kapitalizm artık burnumuzun direğini kıran koskoca bir pisliktir. Öyle olmasaydı dünyayı savaşın eşiğine kadar sürükledikten sonra BATI akıl almaz yasaklar getirerek bunca deli saçmasına gerek duymazdı. Çünkü sanatçılara, sporculara, sıradan insanlara ve hatta Rus olan ne varsa alındığı söylenen tedbirlere kadar hepsi gerçekte kapitalizm pisliğinin bize boyutlarını göstermektedir.
Hani bizler sürekli olarak kendi içimizdeki milliyetçi ve dinci eğilimlere atıf yaparak ırkçılığın ve dinciliğin nerelere getirildiğini AKP ve MHP nezdinde konuşup duruyoruz ya durum çok daha büyük felaketler noktasındaymış. Dünyanın her tarafında kapitalist/emperyalist sistemin havarileri aynı şekilde örgütleniyor aynı şekilde yığınları zaptı rapt altına alıyorlarmış.
Batıda neler oluyor bir bakın, Ukrayna’da savaşmak için sıraya girenler mi dersiniz, müzede bir sergini sona erdirilmesi mi dersiniz say say bitmez akıl dışı şeyler yaşanıyor. Bu tür gelişmeler bizim ülkemizde de yakında patlak verirse şaşırmama gerekir.
Evet, ABD’nin başını çektiği ne büyük sözlerle ekonomik kısıtlamalar Rusya’ya karşı ilan edilir edilmez Ortaklar mırın kırın etmeye başladılar. Başladılar çünkü bu çevrelerin çıkarları da alınan ve alınacak olan ekonomik olarak Rusya’nın kuşatılmasından büyük zararlar görecekler. Birbirine girmiş bağlantılar nedeniyle zarar görenler hık mık demeye başladılar bile. Bu sözler sonrasında ise işi olmayacak yerlere kadar götürmeye kalkanlar kendi kitlelerinin gözünde haklı görünmek için biz tedbirlerde Rus oligarklarını hedefliyoruz demeye getiren açıklamalar yapmak zorunda kaldılar. Kaldılar da Batı emperyalist/kapitalist sistemi o oligark dedikleriyle ne işler çevirmişler bilmeyen mi var? Dolayısı Ukrayna sorunu ne kadar sürer, iş nerelere kadar varır kestirmek güç fakat şimdiden söyleyebiliriz ki Batının aldığı tedbirlerin içi kesinlikle boş.
Ekonomi konusuna sular biraz durulduğunda sermaye kardeşliğinin gecikmeyeceğini biliyoruz. Ancak bugünkü ortamın yarattığı sanat ve diğer sosyal, siyasal konulardaki gericilik korkarız ki kalıcı olacaktır.
Çünkü emperyalist/kapitalist sistemin arzularının başında bu alan geliyor. Niye derseniz toplumu kapitalizm belası sanat, sosyal ve siyasal yöntemleri gericileşerek yığınları bir köşeye sıkıştırdığında önemli ölçüde de kazançlı çıkacaktır. Eee bu durumda aydınlara, sanatçılara, gençlere, kadınlara, sosyalist siyasi yapılara büyük görevler düşüyor. Bu gerici dalganın kırılması için harekete geçmek ve Tolstoy’u bile yasaklamaya kalkanların karşısına dikilerek onların sesini kısmamız gerekiyor
Şimdi çok dikkate alınmayan bir şey var. O da Ukrayna sorunu ile birlikte biz söylüyorduk ama bir kez daha bütün çıplaklığı ile ortaya çıkmış bulunuyor. Kapitalist/emperyalist sistem görüldü ki her alanda örgütlü konumda. Bu örgütlülüğünü de insanlığı teslim almaya yönelik çabalar için harcıyor. Dünyaca tanınmış bir müzisyenini Rusya aleyhine açıklama yapmaya zorlayanlar, onun görevine son verenler, işi Tolstoy, Dosteyevsky yasaklamasına kadar götüren bir gericilik dalgasını hiç unutmayalım çünkü böyle bir dalga insanlık için, emekçiler için yaşamsal bir tehlike boyutundadır ve bu tehlike bizlerin yüksek derecede dayanışması ve karşı koyması ile durdurulabilir ve önüne set çekilebilir. Bugün barış diye sokağa çıkanların barışı NATO’dan bekleme kalın kafalılığını bir yana not edelim ki karşımızdaki düşman nasıl bir düşmanmış hafife almayalım.
Ukrayna’da patlak veren bir savaş bir şeyi daha ortaya çıkarmıştır ki bunu da unutmamak gerekiyor. Ukrayna sorununu bahane eden kapitalist/emperyalist sistem halkları bir kez daha etnik köken üzerinden bölerek birbirine düşman hale getirmeye çabalamış büyük ölçüde de başarmıştır. Konu ile ilgili düşünceler ileri süren kapitalist ağababaların devletlerinde durmadan ırkçı ve faşizan bir politika etnik köken üzerinden pompalanırken aynı şey inanç üzerinden de kaşınıp durulmaktadır.
Bu politikaların sonucu emek eksenli mücadeleler ne kadar geniş yığınları kardeşleştirir ve düşmanlığı ortadan kaldırırsa etnik köken ve inanç üzerinden gerçekleştirilmek istenen politikalarda o oranda halkları birbirine düşman kılar. Sözün özü yine İşçi sınıfının öğretmeni Lenin’in sözünde düğümlenir. Çünkü Lenin, “Kim ki işçileri, emekçileri etnik kökenlerine ve inançlarına göre böler parçalarsa karşı devrimcidir” demektedir.
Ukrayna sorunu bir kez daha bizi bu konudaki yanlışları gözlerimizin önüne sermektedir ki Batı’ya bu fırsat verilmemelidir.