“İSTİKRAR SÜRSÜN TÜRKİYE BÜYÜSÜN”

Yazan: Turgut Koçak 8 Haziran 2011

AKP’nin bu sloganı ne büyük yalanın üstüne oturuyor değil mi? AKP işbaşına geldiği günden bu yana bir “istikrar”dır tutturmuş gidiyor. Kendisine yönelen tüm eleştirileri de bu sözcükle savuşturmaya çalışıyor. Etkili olmadığı da söylenemez doğrusu. Kayseri’de önlerine TV muhabirlerinin mikrofon uzattıkları kimi sinekli bakkallar bile “istikrar” deyip oylarının rengini belli ediyorlar. Sanki onların payına bu “istikrar” sepetinden bir şey düşüyormuş gibi. Sanırsınız adamlar birer ekonomist, AKP’nin patlak balonlarını savunmak onlara düşmüyor düşmesine ya onlar bu yalana alet oluyorlar nedense.

Türkiye’de gerçekten bu “istikrar” dedikleri şey sürüyor mu, yoksa bu da mı her şeyde olduğu gibi AKP’nin kıvırtma yalanlarından birisi midir? Bunu anlamaya çalışmak için olay ve olguların içinde küçük bir gezintiye çıkalım ve görelim o zaman neymiş bu istikrar.

AKP işbaşına geldiğinden bu yana süren özelleştirmelerle Türkiye’nin cumhuriyet dönemi boyunca satılmadık kurum ve kuruluşları kaldı mı? Kalmadı. İşten çıkarılmalar tavan yaptı, işsizlik oranları görülmemiş rakamlara ulaştı mı? Ulaştı. Çalışanların iş güvenceleri var mı? Yok. Taşeronlaşma yüzünden işçiler yok pahasına ve asgari ücretle canları çıkıncaya kadar çalıştırılıyor mu? Çalıştırılıyor. Öğretmen açığı var mı, sözleşmeli öğretmen alımına hız verilirken kadroya alma es geçiliyor mu? Geçiliyor. Kamuda çalışan diğer memurlar için de durum aynı mı? Aynı. Tarım bitirildi, hayvancılık can mı çekişiyor? Çekişiyor. Resmi rakamlara göre yoksullaşan ve geçimini sağlayamayan nüfus 13 milyonu buldu mu? Buldu. (Hoş bu rakamlar daha yukarıdadır ya) Yüksek öğrenim yapan kimseler işsiz güçsüzler mi? Evet. Yapılan sınavların hemen neredeyse hepsi kuşkulu mu, şifre var mı? Var. Yüksek öğrenim yapmak isteyenlerin böyle bir şansları var mı? Yok. Sağlık hizmetleri adım adım paralı hale getirildi mi? Getirildi. Emeklilik çıkarılan yasalarla birçoklarımız için hayal haline geldi mi? Geldi. Ülkemizde bugüne kadar kurulan fabrikalar birer ikişer kapandı mı? Kapandı. İşsizlerin istihdamı için yeni yeni fabrikalar açılıyor mu? Açılmıyor. Hemen her gün yeni yeni şirketler iflas edip kapılarına kilit vuruyor mu? Vuruyorlar. Ülke insanı demokratik hak ve özgürlüklerini özgürce kullanabiliyorlar mı? Kullanamıyorlar. 30 yıldır süren kanlı boğazlaşma durdurulabildi, Kürt sorunu bir çözüme ulaştırıldı mı? Ulaştırılamadı. Bu yüzden sayısız insanımızı yitirdik mi? Yitirdik. Türkiye iç ve dış politikada özgürce bir tutum belirleyebiliyor mu? Belirleyemiyor. Emperyalistler ve onların saldırı ve savaş örgütü NATO’nun oyuncağı haline geldik mi? Geldik. Bölgemizdeki tarihsel ve kültürel bağlarımız olan ülkelerle iyi giden ilişkimiz var mı? Kesinlikle yok. Emperyalistlerin politik ve ekonomik isteklerinin oyuncağı konumunda mıyız? Evet. İş var mı, aş var mı, insanlarımız yarınlarından güvenli mi? İş de, aş da yok, güven de. Vurgun, talan, ihale yolsuzlukları sürüyor mu? Sürüyor. Borçlar 600 milyar dolara geldi dayandı mı? Dayandı? Bankalar yabancıların eline geçti mi? Geçti.

İnanın ki, bu saydıklarımız daha sayacaklarımızın yanında devede kulak sayılır. Kısaca AKP’nin “istikrar, istikrar” diye tepinip durduğu şey bu. Yani Türkiye’de istikrar mistikrar bu anlamda hak getire. Yani yok. Ancak bir alanda istikrar tabi ki de var. O da uluslararası sermaye ve onlarla işbirliği içinde olan işbirlikçi sermaye güçlerinin hiç eksilmeden Türkiye’de kazandıkları para. Yani istikrar varsa onlar için var. 70 milyon için istikrardan söz etmekse gülünüp geçilecek şey.

İşte AKP ve Bay Tayyip’in; “İSTİKRAR SÜRSÜN, TÜRKİYE BÜYÜSÜN” diye hedefledikleri şey bu kadar açık. Bu durumda istikrar var mı? Yok. Türkiye büyüyor mu? Değil büyümek kar gibi eriye eriye bitiyor. Bütün bu yalanlara kanmak için aklımızdan zorumuz olmadığına, talandan, vurgundan, ortaya çıkan ranttan, ihale yolsuzluklarından pay almadığınıza göre yeriniz AKP’nin yanı olamaz. 12 Haziran 2011 Pazar günü sandığa gidip AKP’yi bir dönem daha iktidarda kalması için destekleyemezsiniz. AKP’nin bu yüzden geniş halk yığınları tarafından alaşağı edilmesi ve iktidardan uzaklaştırılması gerekiyor. Yoksa AKP “istikrar” diye diye bu ülkenin de, bu ülkenin emekçilerinin de canına ot tıkayacak. Ya 13 Haziran sabahına uyandığımızda aydınlık bir güne uyanacağız ya da AKP’nin kararmış dünyasını solumaya devam edeceğiz.

SEÇİM SİZİN. TERCİH DE… TABİ AKP KAZANIRSA DİZLERİNİZİ DÖVME AYRICALIĞINIZDA…