İŞTE CUMA

Yazan: Turgut Koçak 17 Ağustos 2013

Bugüne kadar dünyanın pek çok yerinde katliamlar yaşandı. Irak’ta Birinci Körfez Savaşı’ndan bu yana emperyalistlerce öldürülen Müslüman sayısı da 5 milyonu buluyor. Onca yaralanan, zulüm ve tecavüze uğrayan var. AKP iktidarı boyunca; cuma namazından çıkıp da bir kez olsun bu katliamları protesto eden bir eyleme tanık olmuş değiliz. Çünkü bu katliamları gerçekleştirenler ABD ve koalisyon ortaklarıydı, AKP iktidarı da doğrudan bu zalimliğin destekleyicisiydi. Aynı şekilde Libya’da, Suriye’de, Tunus’ta Bahreyn’de de katliamlar oldu Türkiye’de Müslüman’ım diyenler cuma namazından çıkıp da bu katliamları protesto etmediler.

Sonuçta yine emperyalist dünyanın planları doğrultusunda Muhammed Mursi Mısır’da iktidara getirildi ve yine emperyalistlerin deliğe süpürme kararı ile de iktidardan götürüldü. Yani emperyalizmin uşaklığını yapanların başlarına gelebilecek olağan şey Mursi’nin de başına gelmiş oldu. Bu gerçekleri bir kez bile düşünmeyi akıl edemeyenler şimdi cuma namazından çıkıp Mursi’yi destekleyen eylemler yapıyorlar. Açtıkları flamalarda yazılanlara bakınca da bu zatı muhteremlerin amaçlarının ne olduğunu açıkça görüyorsunuz. Neymiş efendim, demokrasiyi değil ümmetçiliği savunuyorlarmış. Hoş zaten öyle olmasaydı şaşardık ya neyse. Bu kesimlerin Mursi’yi desteklemelerindeki amaç görüldüğü gibi ne demokrasi ne de insan hakları. Gözlerini kan bürümüş, dış güçlerin etkisiyle afyonlanmışlar ve insani duyguları büyük ölçüde yitirmişler.

AKP iktidarının demokrasi ile ilgisinin olmadığını şu olay bile kanıtlamaya yeter de artar bile. Gezi Parkı gösterilerine katıldıkları düşünülen lise öğrencilerinin tespiti için Ankara’da Milli Eğitim Müdürleri okul müdürlerine polisin çektiği görüntüleri sunarak tespite çalışıyorlarmış. Bu ve buna benzer olay ilk değil ki, sayısız örnekler sunmak olası. İnsanlar dinleniyor, insanlar fişleniyor, kısacası ülke tam anlamıyla bir polis devletine dönüştürülmeye çalışılıyor. Üstelik de bu olanlar olağanmış gibi Başbakan ve Cumhurbaşkanı tarafından ne olacak bizi de dinliyorlar diye karşılanıyor. Bu yaklaşım gerçekten de ilginç bir yaklaşımdır. En üst kademede yer alan kişiler olayların üstüne gidecekleri ve dinlemelerin önüne geçilmesi için gerekeni yapacaklarına olağanmış gibi karşılamaya çalışıyorlar ki, bu tür dinlemeler de olağan görülsün isteniyor.

Sonuç olarak; bu yaşananlara baktığımız zaman ortada kendi dışında kimseye özgürlük, politika yapma hakkı tanımayan bir anlayışla karşı karşıyayız. İş kendilerine gelince demokrasi amaca varmak için bir araç olarak görülüyor ve asıl amaç da saklanmıyor. Nitekim AKP iktidarının bölge ülkelerine yaklaşımı, dış politikayı bu bağlamda oturtmaya çalışması bir rastlantı değil. Çoğumuz bugün Suriye’de ÖSO’nun AKP iktidarınca desteklenmesine şaşırıyor. Oysa bunda şaşılacak bir yan yok. Ülkemizdeki AKP iktidarı görüşleri doğrultusunda bir anlayışın ülkemizde ve bölgemizde oturtulmasına çalışıyor. Hem bu politikaları yerleştirmeye çalışırken de ABD ve AB emperyalistlerinin ne yazık ki, desteğini alıyor. Bu ikiyüzlülüğü iyi görmeliyiz. Cuma namazı sonrası ortaya dökülenler düşünce ve niyetlerini gözlerimizin içine batıra batıra gerçekleştiriyorlar. Olay bundan ibarettir. İşte karşınızda AKP iktidarı, işte gerçekler.

Çözümü de belli. Bu iktidar iktidardan gitmeli yerine emekten, özgürlükten yana bir iktidar getirilmelidir.

Yoksa daha uzun süre boş konuşmaya devam ederiz ki o zaman da atı alan Üsküdar’ı geçmiş olur.