İŞTE AMERİKANIZ

Yazan: Turgut Koçak 5 Ekim 2020

İkinci Paylaşım Savaşı’ndan sonra ABD’nin öyle bir yıldızı parladı ki artık ABD emperyalist/kapitalist sistemin baş aktörüydü ve de dünya jandarması olup çıkmıştı. Dünyanın neresinde bir kargaşalık söz konusu olsa ABD’nin parmağı vardı. Sovyetlere karşı yürütülen Soğuk Savaş ortamında da en öndeydi. Ancak bu durum sürgit devam edemezdi. ABD’nin ister istemez sonunun da başlangıcı olarak 1970’li yıllara işaret edilebilirdi.

Artık ABD’nin kapitalist/emperyalist sistemi her anlamda bir gerileme ve çürüme dönemine gelip dayanmıştı.

Günümüzde Çin tam anlamıyla bir yükselişteydi. Rusya Sosyalizmin yıkılışından sonra ortaya çıkan pek çok zorlukları birer birer aşmış yine eski gücüne ulaşmak için diyebiliriz ki epey yol kat etmişti. Her alanda ABD ile yarışacak konuma girdiği için ABD’nin başlattığı Ortadoğu politikalarında bir anda oralara inip denge unsuru olarak ortaya çıktı.

ABD’de de bir çalkalanma dönemi yaşanıyor, Trump’un had bilmez gerici politikaları toplum katında geniş bir muhalefetle karşılaşıyordu. Ayrıca Trump’un başkanlıktan düşürülmesi için dava bile açılmıştı. Tam da işler kör topal giderken korona virüs salgını dünyayı sarınca en büyük etkisinin de ABD’de olduğu görüldü. Bilimin yolu izleneceği yerde tam anlamıyla faşizan bin anlayışla davranıldı ve virüs ABD için özellikle de yoksul kesimler arasında ağır yıkımlara neden oldu. Sağlık sistemi ise olup bitenlere yanıt verecek durumda değildi. Bu yüzden eleştirilen Trump tüm faşistler gibi ırkçı politikalara yöneldi ve bu politikalar ise halktan gerekli yanıtı aldı diyebiliriz. Irkçılık karşıtı gösteriler günlerce devam etti.

Önümüzdeki Kasım ayında ABD’de seçimler var. Trump bu seçimleri kazanmak için dünyanın bütün diktatörleri gibi he yola kesinlikle başvuracak kesin. Gerektiğinde ırkçılığı köpürteceği gibi gerektiğinde de emperyalist/kapitalist sistemin gerektirdiği gibi savaş yanlısı politikalar izleyip halkları halkları kırdıran bir politikanın başını çekecektir. Seçimleri de bir kez daha çürümüşlüğüne ve kokuşmuşluğuna karşın, “Büyük Amerika hayali yaratarak yığınların bildiğimiz en geri yanlarına hitap ederek en gerici, en halk düşmanı yol ve yöntemlere başvuracaktır.

Trump yalancı ve bir o kadar da sahtekârdır. Korona virüs tehlikesini hiçe sayan ve ABD’de 200 binin üstünde insanın ölümüne de sebep olan kişidir. Virüsle ilgili öyle davranışları olmuştur ki bulaştığını kendisi de çok iyi bildiği halde ABD yurttaşlarının en geri yanlarına seslenerek hastalığın yayılmasında rol oynamış fiili bir katildir fakat kendisini başarılı olarak gösterme gayretlerini de bütün dünya görmekte ve bilmektedir. Üstelik iyi bir iş adamı olarak kendisini kamuoyunun önüne sunması da gerçek olmayıp bütün şirketleriyle birlikte batma aşamasındadır.

Son Trump - Biden tartışması da göstermiştir ki her ikisi de al birini vur ötekine cinsindendir fakat Trump’un saldırganlığı tam anlamıyla ABD ve dünya kamuoyunun da gözleri önüne serilmiştir. Söylenen sözlerin ve efelenmenin her birisinin nedeni ABD sisteminin ve yöneticilerinin çürümüşlüğünden ibarettir. Bu tartışmada Trump tıpkı Ku Klux Klan örgüt üyeleri kadar ırkçı ve siyahi halkın düşmanıdır. Bu konuda sarf ettiği sözler bile Trump’un ne kadar tehlikeli bir kışkırtıcı olduğunun kanıtıdır.

Son olarak salgınla ilgi konuşmalarında Trump salgını demokratların bir yalanı olarak nitelemesinin ardından kendisinin de Korona virüse yakalandığını hastaneyi boylamasıyla birlikte anlamış mıdır diye düşünüyoruz da bunun mümkünatı yoktur. Çünkü dünyanın bütün kapitalist yöneticileri tartıldığında hepsinin üç aşağı beş yukarı Trump benzeri bir kişilik sahibi olduklarını görmek olasıdır.

Sonuç olarak ABD rejimi yani kapitalist/emperyalist sistem çürümüştür.

Yöneticileri de bu çürümüşlüğün birer aktörüdürler.

Bu yüzden de Trump’u sistemle bütünleştirip düşünmek ve hem ABD halkı için hem de bütün dünya halkları için kapitalist/emperyalist sistem ve yöneticilerinin ne kadar tehlikeli olduklarının altını kalın çizgilerle çizmek ve bütün dünyaya da işte Amerikanız diyerek gerçekleri tek tek ortaya dökerek bunların ipliğini pazara çıkarmak gerekir diyoruz.

O kadar…