Yazan: Turgut Koçak 29 Temmuz 2013
Anımsıyorsunuz değil mi? Ecevit başbakanken patlayan ekonomik kriz sonrasında iş dünyası gazetelere, televizyonlara çarşaf çarşaf ilanlar vermişler ve Ecevit’in salt izlediği politikalar nedeniyle değil, aynı zamanda da hastalığından dolayı söylemediklerini bırakmamışlardı. Süreklilik haline getirilen bu saldırı sonuçta Ecevit’in iyice yıpranmasına neden olduğu gibi operasyonun bir parçası olarak partisinin de bölünmesiyle sonuçlandı. Zayıflayan Ecevit ister istemez bir seçim hükümeti ile erken seçime gitmek zorunda kaldı. Aynı operasyon Erbakan’ın partisine de çekildi ve Recep Tayyip Erdoğan, Abdullah Gül ve Bülent Arınç gibi önde gelenlere AKP kurduruldu.
Ecevit’e niçin operasyon çekildi?
Birinci önemli neden; Amerika Irak’ı işgal etmeyi planlamıştı Ecevit’se bu işgale karşıydı. Daha da önemlisi Ecevit, Irak’ın işgalinin Türkiye üzerinden gerçekleştirilmesini kesinlikle istemiyordu.
İkinci önemli neden; uluslararası sermaye güçleri Türkiye’de gerçekleştirilecek özelleştirmeler yolu ile açılacak olan kazanç kapısını sonuna kadar aralayacak bir iktidar arayışındaydı dolayısı ile bu iş Ecevit iktidarı ile götürülemeyeceği için yeni bir iktidarın işbaşına getirilmesi gerektiğinden işbirlikçi sermaye kesimi Ecevit hükümetinin düşürülmesi için ilan üstüne ilan verdi ve Ecevit iktidarının düşürülmesinde başarılı oldu.
AKP iktidara geldiği günden bu yana iş dünyasına yönelik bütün operasyonlara karşı küçücük bir tepki gösterilmediği gibi aksine operasyonlar sonrası bu sermaye kesimleri ya tamamen sesini kesmek ya da iktidarın en önemli destekçileri arasına girmek zorunda kaldı. Bu süreç özellikle de medya dünyasında kesintisiz sürdü ve medya sistemli şekilde sayısı çok olmasına karşın bir tek AKP iktidarını destekleyen tek sesli hale getirildi. Gezi Parkı olayları nedeniyle susturulan ve tek sesli hale getirilen yazılı ve görsel medya akıl almaz bir yanlılıkla Recep Tayyip Erdoğan’ın arkasına dizildi. Halk TV, Ulusal Kanal, Cem TV gibi televizyonlar dışında tiksinti verecek yayınlar yaptılar.
Gezi olayları sırasında Koç Grubu’nun göstericileri desteklediğini ileri süren Recep Tayyip Erdoğan, 30 bin kumanyayı göstericilere gönderildiği gerekçesiyle hesap sorulacağın belirtti ve şimdi Koç Grubu’na yönelik mali operasyon başlatılmış oldu. Bu operasyon sonrasında iş çevrelerinin gıkı bile çıkmadı. AKP yanlısı olmasına karşın, bu operasyona bir tek Kayseri Oda Başkanı Mustafa Boytak karşı çıktı.
Dünyanın her yerinde burjuva demokrasisinin boğulmak istenmesine burjuvalar karşı çıkarlar. Nasıl oluyorsa Türkiye’de böyle bir gelenek bugüne kadar yaşanmış değildir. Bu durum da gösteriyor ki, burjuvazinin kendi demokrasisini bile savunamayacak duruma düşmesi anlamlıdır. Dolayısı ile Sosyalistler bu gerçeğin de bilinciyle sosyalizme doğru gelişecek bütün demokratik hak ve özgürlüklere sahip çıkacak ve faşist diktatörlüklerin can alıcı düşmanı olarak mücadele alanlarında olacaktır.
Bu nedenle her anlamda devrimci barutunu yitirmiş olan burjuvazinin bu tepkisizliği bizi şaşırtmaz çünkü iş dünyası sadece çıkarına bakar.