Yazan: Turgut Koçak 25 Ağustos 2015
AKP iktidarı ile birlikte bunların dünya görüşünü savunanların da ipliği iyice pazara çıkmış oldu. İnsanlar bunları sanıyorlardı ki, Allah korkusu ile çarpmazlar, çırpmazlar, yolsuzluk yapıp haram lokma yemezler. Gerçeklerin öyle olmadığı kısa zamanda belli oldu. Bugüne kadar gelmiş geçmiş sistem savunucusu ne kadar iktidar varsa çalmada, çırpmada, vurgun vurup harama gırtlaklarına kadar batmada bütün iktidarlara nal toplattılar. Bunların dincilerinin imancılarının insanlığının da varlık nedenlerinin de para, pul, mal, mülk olduğu bütün çıplaklığı ile ortaya çıktı. Bunlar yalanı o kadar kolay söyler oldular ki, bir gün önce söylediklerini bir gün sonra hiç sıkılmadan tersini söyleyerek ne menem bir baş belası olduklarını gösterdiler. Bunlar aynı zamanda da zalimdiler. Kendileri gibi düşünüp davranmayanlara yaşam hakkı bile tanımamak için her türlü katakulliye başvurmaktan da geri kalmadılar.
Başkalarının ocaklarına ateş düştü bunlar hiçbir şey yokmuş gibi tınmadılar bile. Sandılar ki ülkenin geri kalan yurttaşları bunlar şan, şöhret, şaşa, debdebe içinde yaşamaları için yaratılmışlar. İnsanlar ölecek, insanlar yok pahasına çalıştırılacaklar, insanlar kuru ekmeğe talim edecekler ama bunlar görülmemiş zenginlik içinde yüzecekler. Camiler onlar için, okullar onlar için, Kur’an kursları onlar için, üniversiteler onlar için çalışacak. Bir başka deyişle AKP iktidarının arka bahçeliği görevini yapıp bunlara gözü dönmüş iftiracı ve katil takımı yetiştirecek. Bunlar da ülkemizin en seçkin evlatlarını kendilerine yönelik bir eleştirimi oldu linç edip işlerini bitirecekler. Bunların içinde palacılar, kefenciler, ellerinde sopalarla polisle birlikte adam öldürenler çıkacak ve herkesi vurup öldürüp sindirecekler ki, başkan yapmak istedikleri muhteremlerinin saltanatı sürebilsin. Yalanın ve vurgunun bekçiliği bu tür hastalıklı faşizan kafalara yaptırılabilsin ki, birilerinin eli kirlenmesin.
Kim ne söylerse söylesin, kim ne palavra keserse kessin 7 Haziran seçimlerinin arkasından gelen kaosun sorumlusu Recep Tayyip Erdoğan ve AKP’dir. AKP ve Recep Tayyip Erdoğan iktidarı yitirmiştir. Bu nedenledir ki, savaş ortamı yaratılmış, her gün beşer onar halk çocuklarının cenazesi gelmektedir. Bu zavallı iktidar sahipleri ise iktidarlarını ülke çocuklarının canlarının üzerinden sürdürmek istemektedirler. Bugüne kadar sözüm ona “çözüm süreci” altında yürütülen iflas etmiş politikaları yüzünden işler bu denli sarpa sarmıştır. Bu gerçekleri kim ki bu halk düşmanlarının yüzüne vurmakta ve eleştirmektedir bunların hepsi bir yerlerine iğne batırılmış gibi ayağa kalkmaktadırlar.
Nitekim bu utanmaz arlanmazlar yaşamını yitiren Yüzbaşı Ali Alkan’ın abisi Yarbay Mehmet Alkan salt bir gerçeği dile getirdi diye ayağa kalkmışlardır. Kimisi bu yarbayı şerefsiz ilan etmiş, kimisi linç etmeye kalkışmış, kimisi ordudan atılmasını önermiş velhasılı karşımızda tam anlamıyla bir şerefsizler topluluğu korosu yer almıştır. Yarbayın ne Aleviliği kalmıştır ne de PKK’lı oluşu. Ne acı değil mi? Sen kalk PKK’ya karşı mücadele ederken canından ol sonrada bir kısım haramzade sürüsü seni PKK’lı olmakla suçlasın. Bunlar utanmazlığı o kadar ele almışlar ki, bunlara Yarbayımızın Alevi kökenli oluşu bile dokunmuş.
Kanun tanımaz, hukuk onun için çerez olmuş, kimseye saygı duymaz, kısa bir süre içinde milyarların sahibi olmuş, bunun hesabını verecek durumda bile değildir ama kalkmış başkomutanlık taslamakta, başkanlık havalarında seçimin yenilenmesi kararı alarak ülke kan gölüne dönmüşken salt iktidarı için seçim kararı alıp Resmi Gazetede yayınlatmaktadır.
Bunlara ne denilebilir ki? Bunlarda ne insanlık kalmış, ne ülke sevgisi, ne de demokrasiye inanç. Madem bunların hiçbiri yoktur, o zaman bizler de niçin yurttaşlık hakkımızı kullanıp bunları yerle yeksan eylemiyoruz?
Unutmayalım Kasım ayında yapılacağı söylenen erken seçimden sonra bunların bir daha ne sesi çıkmalı, ne borusu ötmeli.
Yaptıklarının hesabını bir bir vermeli ve oturmalıdırlar yerlerinde o kadar…