Yazan: Turgut Koçak 10 Eylül 2015
Tamam, Türkiye zor günlerden geçiyor. Evlere düşen acı arşı âlâya çıktı. Üstelik de bu yaşananların sorumluları gözümüzün önündeyken tehlikeli sularda kulaç atmak da neyin nesi oluyor? Türkiye neredeyse kent kent, kasaba kasaba ayağa kaldırıldı. Asker ve polislerimize yapılan saldırıya karşı tepki adı altında çığırından çıkan eylemlere başvuruluyor. Ülkü Ocakları, Alperen Ocakları ve Osmanlı Ocakları gibi bildiğimiz belli politik yapılara bağlı örgütler sokakta terör estirmeye başladılar. AKP’ye yakın besleme kimseler sokaklarda doğrudan AKP kimliği ile değil de başka başka kimliklerle AKP’nin toplumu terörize etmek isteyen politikaları doğrultusunda ortalığı kırıp geçiriyorlar.
Kimi kent ve kasabalar; sen daha çok hadlerini bildirdin, ben daha çok bildirdim diyerek birbirleriyle yarışıyor. Taşlanan, içine girilip tahrip edilen HDP binalarının yanında bir de Kürt kökenli yurttaşlarımıza yönelik saldırılar söz konusu. Doğu ve Güneydoğu illerimizin otobüsler yollarda durdurulup saldırıya uğruyor. Kürt kökenli yurttaşlarımızın işyerleri tahrip ediliyor. Üstelik bunu yapanlar internet ortamında gerine gerine övünüyorlar. Bunlara bakarsanız bölücülere karşılar. Oysa en utanmaz arlanmaz bölücü kendileri. Çünkü Kürt yurttaşlarımıza yönelik terör estiriyorlar. Ayrıca internet ortamında öyle kimseler var ki, bunların tutumları karşısında ağzımız açık kalıyor. Vurmak, kırmak, öldürmek, en ağır küfür ve tehditler bunlardan geliyor. Öylesine lümpen bir ağız ki, bunlara katlanmanın olanağı yok.
Bu olup bitenler karşısında birtakım siyasilerden ise çıt çıkmıyor. Kalkıp da sokağa saldıkları ağzı salyalı taraftarlarına durun biz böyle düşünmüyoruz bile demiyorlar. Onlar da bu politik destekten güç alıp her gün arabaları ile yollara dökülüp sanki kendileri dokunulmazmış gibi bir tutum sergileyerek her haltı yiyebileceklerini düşünüyorlar. Bir düşünün Ş. Koçhisar’ın ortasından geçen şehirlerarası yol bir süreliğine de olsa kapatılabiliyor. Bu işi kışkırtanlar bir adım daha atsalar bu yoldan Güneydoğu illerimize giden otobüslerin cam çerçevesi indirilip yolcularının da hayatına kast edilecek. Bu eylemi yapanlar hem vurup kırıyorlar hem de yaptıklarının fotoğrafını çekip internete koyarak güya kahramanlık taslıyorlar.
Aynı duruma dün gece Ankara/Tuzluçayır semtinde rastlıyorsunuz. 50-60 kişi bayraklarıyla Tuzluçayır istikametine giden yolu kesmişler “Ya Allah Bismillah Allahüekber” bağırtıları ile gösteri yapıyorlar. Trafik keşmekeş. O tarafa giden araçlar yol değiştiriyor. Bu grubun biraz ilerisinde ise polisler konuşlanmış öylece duruyorlar. Yolu kesenlere ise ne müdahale ediyorlar ne de yolu kesmeleri engelliyorlar. Araç gitmediği için ister istemez eve yaya gitmek zorunda kalıyorum.
Tuzluçayır göbeğinde kimse yok. Bu mahallenin sakinleri önceki gün yaşadıklarını iyi bildikleri için tedirgin bir bekleyiş içindeler. Mahallenin gençleri arka sokakları çekilmiş onlar da tıpkı dünkü gibi buranın baskına uğrayacağını düşünerek bekliyorlar. Yürüyüp evime gidiyorum, görüyorum ki, Akdere istikametine giden yolda da polisler konuşlanmışlar. Bunlar güvenliği sağlamaktan çok Tuzluçayır’da oturanların dünkü gibi mahallelerine gelen MHP’lilere karşı koyarlarsa müdahale etmeye hazır bekliyorlar.
AKP ipi ucunu kaçırmış. Olayların daha da artması yönünde girişimlerde bulunuyor. Sanılıyor ki, böyle yaparsa kazançlı çıkacak. AKP’nin kurt bulanığı sever politikaları nedeniyle birtakım karanlık güçler sokaklara dağılmış, provokatif eylemler için fırsat kolluyorlar. İşte bu yüzden şehitler konusunda duyarlılık gösteren yurttaşlarımız mümkün olduğu kadar bu çevrelerin eylemlerine katılmamalı destek vermemelidir. PKK için bölücü diyenler, en az kendileri de bir o kadar bölücü tutum ve davranışlar sergilemektedirler. Yapılan tepkiler çizmeyi aşan tepkilerin de ötesindedir.
HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş’ı Kürde ait her şeye düşmanlar betimlemesi yaparken haksız kılan nedir?
Arabaları yak, parti binalarını yakıp tahrip et, Kürtlere ait işyerlerini kundakla, Kürt mevsimlik işçilerinin çadırların sök oradakilere saldır sonra da vatan koruyuculuğuna soyun. Selahattin Demirtaş’ta oturup size “ne güzel yapıyorsunuz mu” desin? AKP çevresinde kümelenmiş bütün sağcı ve dinci yapılar halk düşmanıdır, bölücüdür, bir o kadar da demokrasi düşmanıdır.
Dolayısı ile AKP ne edilip edilmeli 1 Kasım seçimleri sonrası bir daha gelmemek üzere iktidardan gönderilmelidir.
Yoksa daha büyük tehlikeler kapımızdan içeri girmek üzeredir.