Yazan: Turgut Koçak 6 Eylül 2022
Şu an resmi TÜİK rakamlarına göre enflasyon yüzde 80. Gerçek enflasyon ise yüzde 200’le geçmiş. Bütün bu gerçeklere karşın AKP ve saray iktidarı en yetkili ağızlardan işlerin iyiye gittiğini açıklamakla kalmıyor, resmi rakamları bile bir yana bırakarak işsizlik yokmuş gibi algılansın istiyor. Ülke tek adam yönetiminde inim inim inlemesine karşın, üstüne üstlük bir de yurttaşlara; “Utanmadan sıkılmadan iş yok diyorlar” deniliyor.
Bu ülkede gerçekten de iş olsaydı eğer üniversite bitirmiş onca gencimiz kendi mesleğinde çalışmaz mıydı? İş bulamadıkları için niye polisliğe veya uzman askerliğe insanlar başvuruyorlar? Ya da sınavlara girerek o da eğer mülakatta elenmezlerse başka başka memuriyetlerde çalışmayı göze alıyorlar? Sayısız genç özel sektörde hangi iş olursa olsun yapmak için neden kapı kapı iş arıyorlar. Bir sürü gencimiz, kafelerde, lokantalarda, büro işlerinde vs. için neden çalışmaya razı oluyorlar acaba?
Salt bir iktidar işsizlik nedeniyle eleştirildiği için niye kalkılıp da eleştirenlere “Utanmadan sıkılmadan iş yok diyorlar” diye bir anlamda hakaret ediliyor. Evet, iş de yok, aş da, ekmek de. Aksini söyleyenler yoksa başka dünyada mı yaşıyorlar da bizim gördüklerimizi görmezden geliyorlar? Kapitalist sömürü düzeninin genelde çarkı böyle dönüyor. Bizim gibi ülkelerde ise bu çark daha da rezilce dönüyor ki bir durum saptamasında bile bulunulsa iktidar tarafından olmadık hakaretlerle karşılanıyor.
Dedik ya işin özünde sömürü var, işin özünde işçilerin, emekçilerin özetle tüm çalışanların kanını bir kene gibi emmek var. Bu yüzden İngiltere gibi ileri kapitalist ülkelerde bile sermaye iktidarının temsilcileri sendikal hakların kısıtlanmasından tutun da emekçilerin kanını emmeye yönelik bir sürü değişiklik gerçekleştireceklerinden söz ediyorlar. Bizdeki olup bitenler zaten sömürünün de zulmünde katmerlisi.
Hal böyle olunca AKP ve saray iktidarının mızrağı çuvala sığmıyor. Çünkü ne söylerlerse söylesinler ülkedeki gerçekler kendilerini anında yalanlıyor. Bütün bu gerçeklere karşın halkı yalan bombardımanına tutmaktan vaz geçmedikleri gibi aynı zamanda da ileri tarihleri göstererek halk uyutulmaya çalışılıyor. Neymiş efendim AKP ve saray iktidarının 2053 hedefleri şöyleymiş de böyleymiş de her şey dalga dubara yani. 20 yıldır iktidarı elinde tutan bir iktidar düşünün ki koskoca ülkeyi ekonomik, sosyal ve siyasal yıkıma uğratmış. Bugün işsizlik akıl almaz boyutlarda, halk barınacak ev, giyinecek giysi, beslenecek besin maddelerinden uzak kaldığı gibi eğitim ve sağlık hizmetlerinden de yararlanamaz hale gelmiş. Yoksul yığınlar borç içinde yüzüyorlar.
Kimse ev alamadığı gibi kirasını karşılayacak bir gelirden bile yoksun hale düşürülmüş. Konut alabilmesi için banka kredilerini kamu bankalarında şöyle aşağı çektik böyle aşağı çektik denilse bile bugün ev fiyatları varmış en azı 1 milyona dayanmış. Bankaya ev almak için o da kamu bankalarına başvurulsa 250 bin liradan fazla kolay kolay kimseye kredi verilmiyor. 250 bin liraya artık bu ülkede bırakalım bir ev almayı evin balkonu bile alınamıyor. Eh tabi o da eğer banka 250 lira kredi verilmesini onaylarsa. Çünkü banka kredi isteyenlerin beyan ettikleri aylığın kredi taksitlerini karşılayıp karşılamadığına bakıyor.
Ama bütün bu gerçeklere karşın AKP ve saray iktidarı halkın ağzına olmayan balı çalmaya kalkışarak sanki verilen sözlerin bir anlamı varmış gibi 2053 yılından söz ediyor.
Hani AKP ve saray iktidarı her fırsatta “yaparsa AKP yapar” diyor ya işte o hesap 2053 yılına aktarılan vaatlere bakıyoruz da diyoruz ki:
Böylesine kandırıkçılığı ve altı boş şeyleri halkın gündemine utanmadan sıkılmadan getirse getirse AKP ve saray iktidarı getirir, getirir de kandıracak kitle bulabilirse tabii…