Yazan: Turgut Koçak 13 Ocak 2021
Derdimiz çok. İşsizlik, geçim sıkıntısı, iktidarın akıl almaz boyutlara vara baskıları, çalma, çırpma, yalan iftira, haksız kazanç, yandaşlara yürü ya kulum hesabından vurgunlar say say bitmez dertlerin içindeyiz özetle. Bu dertlere bir de korona virüs salgını eklendi ki can derdine düştük. Sağlıkçılar ölüyor kimsenin derdi değil. Her gün ölen sayısız yurttaşımız var. Aşı ne zaman yapılacak, kime yapılacak tam bir karmaşa yaşanıyor. Oysa bazı “ünsüz ünlüler” sıyırmışlar kollarını aşı pozu veriyorlar.
Ancak her konuda yetkili ve etkili olan Recep Tayyip Erdoğan’dan aşı konusunda yapılan açıklama için ne diyebiliriz ki? Zaten ülkeye getirile getirile üç milyon aşı getirilmiş. Aşının etki gücünü bilmiyoruz ama nasıl başlanacağı konusunda da net düşüncemiz yok. Oysa bir odada sağlıkçıların resmini çeken Hürriyet gazetesi, “Aşı Odaları Vatandaşı Bekliyor” diye başlık atmış bile. Erdoğan Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’ya dönüyor ve soruyor. Arkasından da inşallah bir iki güne kadar aşıya başlarız diye bizim içimize su serpen sözler ediyor. Konuşmasının gerisini ise CHP’ye ve Kılıçdaroğlu’na ayırarak ne yaman bir siyasetçi olduğunu topumuza gösterip ağzımızı bir karış açık bırakıyor.
Oysa ülkemizde binlerce hasta var, ortalama 300’e yakın insanımızı kaybediyoruz. Gerçek o ki savaşta olsak bu kadar kayıp yaşamayız kesin. Ama her niyeyse bu ölümler iktidar tarafından olağanmış gibi görülüyor olmalı ki bu kadar rahatlık söz konusu.
Ama bir şey var. AKP ve saray iktidarı sorunları sorun saymadığı için ortada sorun olarak görülen bir şeyin de olması düşünülemez elbette. Ekonomi dibe vurmuşmuş, işsizlik tavan yapmışmış, enflasyon başını almış gitmiş, zam üstüne zam varmış, demokrasi rafa kaldırılalı çok olmuş, yargı emir ve komuta zinciriyle en tepeye bağlanmışmış, birileri ihale kodamanı oluyormuş, deli Dumrul hesabı geçenin de geçmeyenin de ücret ödediği köprülerimiz yollarımız varmış ne gam efendim ne gam. Sorun saymazsın olur bitermiş.
Birileri mızıkçılık yapar ve altın yürekli yöneticilerimizi mi eleştirirmiş basarsın cezayı, terörist ve vatan haini ilan edip bitirirsin işlerini her şey yoluna girermiş. Şu kendilerini bir şey sanan gazetecilere ise hiç aldırılmamalıymış, onlar zaten teröristin ileri gidenleriymiş. Onları içeri atmak olmadı enselerine sopayı indirmekten kolay bir şey yokmuş.
Şu TÜİK’in verdiği rakamlara inanılacağı yerde bazıları ille de pazarda soğan atıkları içinden soğan seçenlerin resmini çekip kuru soğana nasıl muhtaç edildiğimizi yazarsa, zamlardan sürekli söz ederse yolsuzluk üstüne yazıp çizerse, özetle işi gücü bırakıp iktidara karşı veryansın edip durursa onların ensesine binilmeyecek mi? Onların kuru iftiraları karşısında iktidar kendisini savunup onları hop içeri göndermeyecek de ne yapacak? Demek Kılıçdaroğlu reise “sözde cumhurbaşkanı” derse bunun hesabı sorulup ondan tazminat olarak 1 milyon lira alınmayacak da ne yapılacak? Yani arkadaş bizim ülkemizde bazıları sanki köpeksiz köyde gezer gibi değneksiz geziyor ama sonucuna katlanmayacak hiç olacak iş mi yani? Ya işte iktidarın gücü bu işte. Bu gücü görmek istemeyenlere dünya kaç köşe bucakmış bildirilir anlıyor musunuz?
Şimdi bu söylediklerim birilerine karşı yapılmasa tıpkı İbrahim Kalın’ın söylediği gibi Cumhurbaşkanı’nın yetkileri tartışılacak. Bu yetkileri tartışmak kimin haddine ki? Erdoğan Melih Bulu’yu Üniversiteye kayyum atadım derse pardon pardon rektör atadım derse atayamayacak mı yani? Ya da dünya çapında bir güreşçimiz salt sahte lise diplomasıyla bir sürü göreve getirilemeyecek mi? Bu olacak iş mi? Üstelik de adamın kucak dolusu diploması varken bu ne hat bilmezliktir ki buradan eleştiri yapılıp cumhurbaşkanına çamur atmaya kalkılır hiç bu olacak şey midir?
Yani hiçbir şey sorgulanılmasın, üstünde kafa yorulmasın isteniyor. Biz bilmeyiz büyüklerimiz bilir niye demiyoruz da güneşin altında dur bakalım ne varmış diye araştırma gayretine düşüyoruz? Ne demişler; erken öten horozu keserler. Size ne dünyanın başka ülkelerinde ne nasıl yapılırmış? Cumhurbaşkanı yetkileriyle ilgili kimi eleştiriler yapılırken bunlar ta başından tartışmayı bitirmek için “Türk tipi başkanlık sistemi” demediler mi?
İyi de Türkiye’de de yurttaşlar hak ve özgürlüklere, demokrasiye, yurttaş olma haklarına ve yükümlülüğüne kıyısından köşesinden de olsa alışmışlar bir kere ki gerçekten AKP ve saray iktidarının işi hiç de kolay olmayacak bizden söylemesi…