İKTİDAR NEREYE?

Yazan: Turgut Koçak 9 Haziran 2020

Evet, iktidar bugün geldiği noktada zor durumdadır. Bu yüzden de istediği rejimi uygulamak için bir seçim yapmak zorundadır. Bugün yaşadığımız şey hemen aynı gün eskiyor yeni bir gündemle uğraşmak zorunda kalıyoruz. Bu girişimleri kimileri iktidarın ustalığı olarak değerlendirebilir ancak hiç de akıllı bir iş olmadığı anlaşılmaya başlanmıştır. Öyle şeylerle karşı karşıyayız ki AKP ve saray iktidarı olup bitenleri çıkıp inandırıcı bir şekilde açıklayamayacak hale gelmiştir. Geriye tek bir şey kalıyor o da iktidarın evet ben diktatörlük kurdum, bundan böyle ülke İslami kurallarla yönetilecek demesi ama bunu yapması da sanıldığı kadar kolay değildir.

Bence AKP ve saray iktidarının durumu geçmişte pek çok iktidarın durumundan farklıdır. Geçmişteki iktidarların seçimleri yitirdiğinde geri çekilme ve hatta bir süre sonra yeniden iktidara gelme şansları vardı, bu iktidarın böyle bir şansı yok. Bu nedenle kim ne söylerse söylesin AKP ve saray iktidarının yerel seçimlerle birlikte geri çekilme dönemi çoktan başlamıştır ancak bu iktidarın geri çekilme şansını da ortadan kaldıran gerçekler yine kendisinin eseridir. Dolayısı ile AKP ve saray iktidarı sürekli saldırı halinde olmayı başka bir çıkar yolu olmadığı için ve de dünya görüşü bu anlayışa hizmet ettiği çini sürdürüyor. Bu kadar kısa süre içinde Mecliste CHP ve HDP milletvekillerinin milletvekillikleri düşürülüyor. Hemen arkasından ise basından öğrendiğimize göre casusluk suçlamasıyla Gazeteci Müyesser Yıldız ve İsmail Tükel gözaltına alınıyor.

Şu an yapılan anketler, toplumun çeşitli kesimlerinden gelen tepkiler öyle gösteriyor ki AKP’nin tabanını genişletmesinin olanağı kalmamıştır. MHP desteği ile bile AKP’nin en zorlamalı haliyle oy yüzdesi yüzde 45’ten daha ileriye geçememekte, dahası MHP’de AKP açısından kolay sırtlanılacak da bir ittifak değildir. Ayrıca AKP’nin içinden çıkan Deva ve Gelecek Partisi ve MHP’den bölünüp ayrılan İyi Parti de iktidar tarafından ikinci planda görüldüğü için fazladan sıkıntı olarak görülmese de iktidar asıl hedef tahtasına CHP ve HDP’yi koşmuş bulunmakta ve çabalarını da daha çok bu iki parti üzerinden sürdürmektedir. Çünkü iktidara göre toplum katında HDP halen iktidar için suçlanılacak ve suçlandığı oranda da oy alınacağı sanılan bir parti konumundadır.

Öteden beri söyledik. AKP her ne kadar sermaye güçlerinin partisi olsa da yine de kendisini sistemin bir partisi olarak saymadığı gibi onların ortak olarak sürdürdüğü ne sınıf anlayışına ne de davranışını çok da iplemediği için sistem aklıyla düşünememektedir.

CHP’nin üzerine gidiş nedeni ise bellidir. CHP sadece bugünlerde değil geçmişte de onca zorluklar yaşanmış ve neredeyse hemen hepsine de diklenen bir tutum sergilemiş bir parti kimliği sergilememiştir. Zaman zaman ülkenin kurucu partisi olma kimliğiyle, demokrasi, hak, hukuk anlayışı ile sesini çıkardığı olmuştur fakat egemen güçler de çok iyi bilmektedir ki CHP süreç içinde bu konuda epey uysallaştırılmıştır. AKP ve saray iktidarı ile birlikte de zaman zaman yukarıda saydığım özelliklerini anımsasa da sonuç itibariyle çok da daha ileri gidememekte, gittiğinde de egemenler de bugünün AKP’si de CHP’nin Aşil topuğunu iyi bildikleri için hemen çıkıp o yanlarına odaklanarak CHP’yi etkisizleştirme konusunda çok da zorluk çekmemektedirler. Geçmişe gitmeye gerek yoktur. Bunun en iyi örneği son Cumhurbaşkanı seçimlerini yitiren Muharrem İnce aradan daha saat bile geçmeden, ne nedir, nasıl olmuştur durum değerlendirmesi bile yapılmadan CHP’deki iç çekişmenin fitilini ateşlemiş, CHP kendi içindeki dertlerle uğraşırken de AKP ve saray iktidarı bir güzel işini görebilmiştir. Şu anda bile Muharrem İnce bir yandan daha küçük yuvarlar CHP içinde kazan kaynatmaya hazır durumdadırlar. Dolayısıyla da AKP bir anlamda CHP’yi çözdüğünü düşünmekte, her yeri geldiğinde de buradan kolaylıkla yürümeyi önemli ölçüde de başarmaktadır.

HDP’ye gelince; HDP kendisinin kendisi ile ilgili söylediği gibi kaç seçimdir Türkiye partisi konumuna geldiğini diyebiliriz ki göstermiş bir partidir. İşte bu yüzden yerel seçimlerde olsun genel seçimlerde ve Cumhurbaşkanı seçimlerinde olsun HDP es geçilerek Türkiye’de siyasetin kolay yapılamayacağı belli olmuştur. İktidar da bu durumu iyi bildiği için geceli gündüzlü oyununu HDP üzerinden oynamakta, üst yöneticilerinden sıradan üyelerine kadar üstüne giderek bu partiyi canından bezdirip terörize etmeye çalışmaktadır. Bunu başardığı zaman iktidar çevreleri de iyi bilmektedir ki iktidar çok ama çok rahatlayacaktır. Bu gerçeği HDP’liler de çok iyi bildiklerinden yerel yöneticileri görevden alınıyor siyasete kalanlarla devam ediyor. Meclisteki milletvekillerinin milletvekillikleri haksız hukuksuz olarak düşürülüyor HDP meclisten çekilmediği gibi sonuna kadar da mecliste kalarak mücadele edeceğini açıklıyor.

Eğer iktidar HDP’yi bulunduğu mevzilerden bir söker atarsa bu partide siyaset yapanları boşluğa düşürüp etkisiz kılarsa ki bu en önemli hesabı. Hem oy sorununu çözeceğini hem de ne olursa olsun ilk sırada olmayı başaracağını düşünüyor.

Eğer iktidarın bu politikası bir de tutarsa var ya yeme de yanında yat bir sonuç elde etmiş olacak ki bütün demokrasi güçleri de oturup düşünmeli ve AKP’nin düzeysiz köylü kurnazlığı giydirilmiş politikalarını boşa çıkarmanın bir yolunu ya bulmalıdır ya bulmalıdır.

Başkaca da bir çıkış yolu yoktur.