Yazan: Turgut Koçak 4 Ekim 2022
Bugüne kadar kim başörtüsü taktı diye önü kesildi şiddete uğradı. Hele söyleyin başörtü veya türban taktı diye yolda izlenip hiç katledilen var mı? Ya da ne bileyim böyle giyindi ve dolaştığı için sözlü ya da eylemli olarak tacize uğrayanlara tanık oldunuz mu? Bence böyle bir durum yaşanması olası değil. Çünkü ülkede bir kesim var ki onların büyük bir bölümü devrimci, sosyalist, ya da sadece laiktirler fakat hiçbirisinin aklından yukarıda saydığım eylemleri gerçekleştirmek akıllarının ucundan bile geçmiş değildir.
Ya peki, dinciler, tarikatçılar, cemaatçi ve siyasal İslamcılar böyle midir? Asla onlarda kimsenin giyimine, kuşamına, yaşam tarzına karışmamak gibi bir anlayış söz konusu bile değildir. Bu yönde öldürmeden tutun da, şiddet eylemlerine, tacizden tutun da yaralamalara, birçok yerde doğrudan veya dolaylı baskı yöntemlerine kadar her bir şey rahatlıkla yapılır ama yine de her defasında türban ve başörtüsü takanlar mağdur yerine konularak bu kesimler siyasete malzeme yapılıp toplumun duyarlılığı ile her fırsatta oynanmaktan geri çekinilmez. Özetle söylemek gerekirse bu sözünü ettiğimiz kesimler yaşam tarzları, giyim ve kuşamları kendilerine benzemeyenleri iyice benzetip yok etmeden durmazlar bir başka anlayışla hiçbir zaman insani ölçüleri benimseyerek insanlığa bir geçiş yapmayacakları gibi kendilerini terbiye etmek gibi bir yola bile açık değillerdir. Bu yüzden bunların önde gelen dincileri, imancıları çoğu zaman cinsellik üzerinden kendileri gibi olmayanlara her bir şeyin yapılabileceği hükmünü veren konuşmalar yapmaktan da hiç mi hiç hicap duymazlar.
Düşüncelerini öyle sapıklaştırırlar öyle sapıklaştırırlar ki çocuklar, kadınlar, en yakın akrabalar, erkek çocukları bunların tahrik olmalarına bile bir sebeptir. Bu yönde açıklamalar yapan bir kimseye kimse özellikle de sağcı ve dinci kesimden en küçük bir tepki gelmediği gibi bir yaptırım uygulamak da hiç mi hiç akıllarına gelmez. Yasa çıkarmak da dahil her türlü siyaset yapma alışkanlığı bu çevrelerin kendisi gibi düşünmeyenleri hedef tahtasına koymaları biçiminde sürer gider ve sonuçta çember daralır daralır toplum içinde de bu tarz davranmaktan zararlı çıkanlar hep kendileri gibi düşünmeyip kendileri gibi yaşamayanlar olur.
Bu sermaye savunucusu iktidarlar neden bugün kadar toplumun her kesimini eşit tutacak, yaşam tarzı dahil hak ve özgürlüklerin bir bütün olarak korunması için gerekli tedbirlerin alınması ve hatta tedbirlerin yetersiz kaldığı yerde yasalarla desteklemeyi düşünmezler de sürekli olarak laik, ilerici, devrimci ve sosyalist kesimleri bir kıskaç içinde tutmak için yasa teklifinde bulunup dururlar? Niye? Mağduru oynaya oynaya bu sermaye uşağı iktidarlar yüzünden ülke neredeyse şiddetin ayyuka çıktığı bir ülke haline getirilmiştir. Bir kendini bilmez çıkar ahlaktan dem vurarak birilerine her bir şeyin yapılabileceğini söyler, bir başka gözü dönmüş biri namaz kılmayanların öldürülebileceği şeklinde konuşur, bir başkaları da bu çevrelerden aldığı ileti ile kışkırtır oruç tutmayanları sokak ortasında dövmeye ve katletmeye kalkar bunlar ülkemizde yaşanmıyor mu?
Peki, siz hiç ilericilerin, devrimcilerin, sosyalistlerin başörtüsü veya türban taktıkları için, oruç tutup camiye gittikleri için taciz edildiğini, önleri kesilip şiddet uygulandığını ya da katledildiğini duydunuz mu? Duymazsınız çünkü saydığım kesimlerde insan sevgisi, başkalarının hak ve özgürlüklerine saygı duyma kültürü gelişmişken sizin tarafınızda tam olarak tersi gelişmiştir. Bu yüzden de ikiyüzlü olarak oy kaygısıyla sürekli gericiliğe prim veren adımlar atmaktan an olsun çekinmezsiniz. Birçok İslam ülkesinde yaşananlar, son olarak İran’da olup bitenler bizim ülkemizde de kimi yaşanan şeyle sizleri hiç mi ürkütmüyor?
Dünün Komünizmle Mücadele dernekleri, dinci gerici dernek ve vakıfları bu ülkeye neler yaşatmıştır ne çabuk unutuldu? Ya da herkesin unuttuğunu mu sanıyorsunuz? Hayatımıza aydın imam yetiştireceğiz diye soktuğunuz imam hatip okullarının sayısı sürekli arttığı normal okullarının azaldığı halde hatta gereksinim olduğu halde yeni okullar bile yaptırmayan sermaye iktidarları ne diye imam hatip okulları ile Türkiye’yi donatıp durur? Onca köy okulları kapatılmışken 5-10 hanelik köylere imam atamayı unutmayan iktidarlar nasıl bir hevesin peşindedirler? Siz ülkeyi ne hale çevirmenin peşindesiniz?
Biraz daha açık konuşalım; onca dini hassasiyetleri olan sağ parti var. Yukarda da ülkede yaşananlara şöyle bir değindik. Peki, hangi sağ parti yaşananlara bakıp da başkalarının da yaşam hakkı başta olmak üzere yaşam tarzına sahip çıkan bir TBMM’ye yasa teklifi getirip yasalaşması için çaba harcadı? Hiçbirisi? Niye?
Kılıçdaroğlu başörtüsü ile ilgili yasa teklifi vereceklerini söylüyor. Bu teklifi destekleyeceklerini söyleyen ilk Ahmet Davutoğlu oldu. Soruyoruz onların aklına niye bir yasa teklifi yapıp yaşam tarzı, giyim kuşamı farklı olan kesimler açıkça şiddet, taciz, baskı ve hatta öldürüldükleri halde o kesimleri de koruyan bir yasa teklifi vermek gelmiyor da bu işi Kemal Kılıçdaroğlu durur dururken başörtüsü ile ilgili bir yasa teklifinden söz ediyor? Yanıtı açık, sermaye olabildiğince gericileşmiştir. Onların iktidarını savunan her bir kesim de bu yönde tutum almak gibi bir hassasiyet göstermektedirler. Kemal Kılıçdaroğlu anlaşıldı ödün üstüne ödün vermeyi ve hatta bu yüzden de oy kaybına bile uğrayacağını söylüyor da üstelik de helalleşmeyi sanki bazı her türlü eza ve cefayı çekmişler gibi o kesimlerin üzerinden yürütmeye çalışıyor? Hani biz sosyalistler var ya bu işin kin ve nefret üzerinden yürütülmesi gerektiğine inansaydık var ya bize bunca yapılanlardan sonra kimse tutamazdı fakat biz sınıflar gerçeğine inanıyoruz. Bu yüzden de en ileri derecede insani özellikler kazanan biziz. Örneğin bizim gibi biri asla Onur Şener’e cam parçalarıyla saldırıp canına kıymazdı mesela. Bu kimse bizim gibi düşünmüyor, yaşamıyor olsa bile.
Bu yüzden de uyarıyoruz, dinci gericiliğin, siyasi İslam ve faşizmin güç kazanmasına hizmet eden herkes kendisini bir boy aynasında her yönüyle görmek zorundadır. Sağın en gerici, en halk düşmanı, en sömürücü kesimlerinin kazanması için kazanın altına odun taşıyıp durmamalıdır.
Bizim de duyarlılğımız olduğu unutulmasın. Unutulanlarınsa ne sosyal demokratlığı bizi ilgilendirir ne de bilmem kimden ülkeyi koruma kandırmacası.