Yazan: Turgut Koçak 14 Haziran 2024
Yerel seçimlerin üzerinde 75 gün geçmiş. CHP birinci parti olurken iktidar partisi AKP ise ikinci parti konumuna düşmüş. Özetle AKP topal ördek konumuna düşmüş. MHP ise çalma çırpma oylarını alarak bir ölçüde de olsa genel durumunu korumuş. Olan nedir diye sorarsanız olan AKP ve saraya dolayısıyla da halkın cumhur ittifakına bir ikazı olarak görmek işi en doğrusudur. Bırakalım yeter çekmeyi CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve şimdiki parti yöneticileri olup bitenleri doğru okumuş olsalardı koştura koştura “olağanlaşma” adına Erdoğan’la görüşmek için postu saray önüne sermezler, halkın istemlerini de rica minnete dönüştürüp birtakım şeyle elde etmeye kalkışmazlardı. Şimdi bir süredir Olağanlaşma” ve “yumuşama” siyasetini tartışıp zaman yitirmezdik. Ya da şöyle diyelim “devri sabık yaratmayalım” devlette süreklilik gereklidir postuna bürünmeye kalkmazdık.
Sizin anlayacağınız, seçimleri ikazdan öteye bir şeymiş gibi görmeye ve göstermeye kalkılmaması en iyisi. Çünkü daha önce aynı yönde SHP’nin bir serüveninin olduğunu devamının da gelmediğini unutmamak lazım. Daha açık konuşmak gerekirse CHP’ye fazladan bir görev de biçmemek en iyi yoldur fakat bugünkü yönetimin hatalarını da iyi okumakta yarar vardır. Çünkü böyle giderse halkın umudunu CHP’den kesmesi olmayacak bir iş değildir. Kötü gidişi gören yığınlar sol ve sosyalist partilerde yığınak yapmayacağına göre yeniden aslına dönmeleri uzak bir olasılık değildir. Böyle giderse erken ya da geç yapılacak bir seçimde bir kez daha Erdoğan’ın kahramanlaştırılması söz konusu olabilir. O zaman da ayıkla ayıklayabilirsen pirincin taşını.
İktidarın bu yenilgiyi üstüne bile almadan yolunda devam ediyor oluşunu doğru anlamakta yarar var. Zaten İslamcı ve faşist ittifak yenilgiyi hiç de üzerlerine alınmıyor görünüyorlar ki daha fazla çözülme olmasın. Bunun için de lafebeliği bunların en önemli silahı. İttifak içindekiler yeterince çalışmamışlar da, yerelde hatalar yapılmış da, bunlar necip millete ne icraatı ise doğru anlatamamışlar da falan filan çalıyı arkasından dolanıp duruyorlar işte. Sanki ne ekonomik yıkım var, ne ak ve özgürlükler çiğnenmiş, adalet yerli yerinde yargı dersen tıkır tıkır işliyor hak hukuk gözetiliyor. İktidar her aklına estiğinde birilerine basıyor cezayı, alamadığı yerel yönetimlere kayyumlar atayarak iktidar işine bakıyor. Sorsanız 22 yıldır iktidarda kendileri vardı var olmasına da olumsuzlukların nedeni onlar değil. İçerde ve dışarda kendilerine kumpaslar kurulduğu için bu duruma gelinmiş. Yersen böyle yemezsen de sen bilirsin.
Görünüre bakıp muhalefetin durumu nasıl okuduğuna da bakmak gerekiyor. 6’li masacılar CHP’nin bu başarısını bizim başarımızın etkisi de unutulmasın diyemediler de. Çünkü yok öyle bir şey.
CHP 47 yıl sonra böyle bir başarı elde ettiği için başkaca da yol bilmediğinden hemen Erdoğan’ın kapısını çalıp birtakım isteklerini dile getirdi fakat kadar karşılık bulacağını da göreceğiz nasıl olsa. Şimdi bu sonuç CHP tarafından “Normalleşme” olarak sunulurken Erdoğan ise bunun adını 2yumuşama” koyup CHP’nin salvolarını etkisiz hale getiriverdi.
Gerçek şu ki Erdoğan’ın masasına konulduğu ileri sürülen isteklerin hemen hiçbiri özellikle de ekonomik istekler pek kabul görmedi. Geriye kalan şeyse kim ne dedi, kim ne yaptı dedikodusunun yapıldığı bir karamsarlık kaldı orta yerde. Şu anda bile ne konuşulduğun nasıl karşılıklar alındığını bile doğru dürüst bilmekten uzağız çünkü bütün bunlar sanki nezaket icabı konuşulmuş.
İktidar gerici müfredatı uygulamak için birçok okulumuzda denemeler bile başlattı. Bildiğimiz kadarıyla masaya ne laiklik, ne aydınlanma ve cumhuriyet ne de eğitim konusu gündem bile olmadı.
Özetle ortalık toz duman fakat bu konuşmalardan geriye sel gitti kum kaldı. MHP burada yeniden sahnede. Önüne gelene tehdit savurmakta, mafya ağzıyla konuşarak huylu huyunu takınmış olmanın sözüm ona yürekliliği ile verip veriştirmektedir.
Şimdi gelelim sonuca bu son seçimler ikazın ötesinde bir şey olsaydı eğer Özgür Özel’in yol haritası bu olamazdı. Erdoğan ise allem gallem hesabı yapıp sonucu değiştirmek için zaman kazanmak ve yeniden ülkenin tepesine oturmak için yüreklenemezdi. Çünkü halkın yeter çektiği ülkelerde hiçbir iktidar yerinde kalamadığı gibi iktidar da halkın sinir uçlarıyla oynamaya kalkışamazdı.
Çünkü bu ülkede sosyalistlerin de olduğunu, yaşanan altüstlükte onlarında rol oynayacaklarını herkes bilirdi. Bilmeyenler de nasıl olsa sırası geldiğinde öğrenirlerdi.