İFLAS'IN KANITI

Yazan: Turgut Koçak 22 Ocak 2014

AKP iktidarı ve bu iktidarın başı Recep Tayyip Erdoğan, kendisini nasıl savunursa savunsun iflas etmiş ve işi bitmiştir. Bir iktidar düşünün ki, İzmir’deki yolsuzluklarla ilgili olarak Adalet Bakanı Müsteşarı Kenan İpek’e İzmir Başsavcısı Hüseyin Baş’ı arattırıyor; “Yolsuzluk soruşturmasını durdur” dedirtiyorsa, bunun üzerine konu ile ilgili olarak Başsavcı Hüseyin Baş tutanak tutup denileni yapmadığı için birkaç saat sonra HSYK tarafından görevden alınıyorsa iktidarın içinde bulunduğu durumu iyi okumak gerekiyor.

Öte yanda yurtdışına giden Başbakan Brüksel’de yaptığı açıklamalarda, “Yasadışı yollardan edinilen delillerle masumiyet karinesini hiçe sayıp suçlu havası estiriyorlar” diyorsa ve de bugüne kadar başkaları için yapılanları bir kez olsun dile getirmeyip tam tersine kendisini kimi davaların savcısı sayıyorsa, bir değil bu adamları bin kez düşünmek gerekiyor.

AKP iktidarı bugünlerde koro halinde en tepedeki yöneticisinden en aşağıdaki yöneticisine kadar ‘Paralel Devlet’ten söz ediyorlar. İktidara geldikleri günden başlayarak günümüze kadar ‘Paralel Devlet’ suçlaması akıllarına gelmeyenler, ya da ‘Paralel Devlet’ örgütlenmesini bilerek ya da isteyerek önlemeyenler şimdi çıkmışlar, kendilerini tonga altına götürecek her eleştiriye karşı ‘Paralel Devlet’ suçlamasıyla yanıt vermeye kalkışıyorlar. Bir anlamda Recep tayyip Erdoğan ve tayfası hem ‘Paralel Devlet’ örgütlenmesine göz yumduğu için suçlu, hem de yolsuzluklara, rüşvete, talana, vurguna bulaştığı için suçludur.

Bugün yasal kılıf uydurarak suçlarını kapatmak isteyen bu iktidarın ileri gelenleri ne yaparlarsa yapsınlar işledikleri suçun hesabını vermekten kurtulamayacaklardır. Bugün tartışılan konulara baktığımız zaman AKP iktidarının ülke ekonomisini ne duruma düşürdüğü ortadadır. Dolayısı ile AKP iktidarı kendisini ister ‘milli irade’ diyerek, isterse kendisine yönelen suçlamaları işlevsiz kılmak için hangi yola başvurursa vursun üstüne örtmeye iradesi yetmeyecektir. Bu iktidarın geriye bir tek çıkışı vardır. Ya ülkeyi terketmek, ya da her şeyi göze alarak zora başvurarak iktidarda kalmak yolunda en tehlikeli yöntemleri kullanmaktan çekinmemek. Bu yüzden de önümüzdeki günlerde iktidarın karanlık oyunlarına gerçekten de hazır olmak gerekmektedir.

Bugünkü Sabah gazetesinin ilk sayfasında bir başlıktan söz etmekte yarar var. Sabah gazetesine göre:

  1. 130 bini aşkın insanı işkenceyle, varil bombalarıyla, katliamlarla, açlıkla öldüren ESAD,

  2. Esad’a destek vererek katliamlara yardım eden ülkeler ve sessiz kalarak pasif suç ortağı olan DÜNYA;

  3. Şam’ı ziyaret ederek Esad’a katliamlarında manevi destek veren CHP ve bazı siyasetçiler,

  4. Sivil halka ve direnişçilere Türkiye’nin gönderdiği yardım TIR’larını basarak insanlık suçuna ortak olan PARALEL YAPI,

Bu tespitler Suriye sorununun görüşülmesi öngününde yazılmakta, Suriye’de AKP iktidarının desteklediği katil sürülerinin işlediği cinayetler tersyüz edilerek üstü örtülmeye çalışılmaktadır. Gazetenin başlıklandırdığı suçlamalara bakınca bu çevrelerin ne büyük bir bataklığın içinde kulaç attıkları açıkça görülmektedir. CHP ve bazı siyasetçilerin suçlanmaya kalkışılması, silah yüklü TIR’ların aranmasını Paralel yapıya havale eden bir kafa, gerçekten de haritasını pusulasını iyice yitirmiş bir kafadır ki, bunların her söyledikleri gerçeklerin üstünü örtmeye yönelik girişimden öteye bir şey değildir.

AKP iktidarını şimdiye dek sayısız kez iktidardan düşürecek suçlar gün gibi ortadadır. Bütün bu gerçeklere karşın AKP’nin debelenişi bu iktidarın hem son çırpınışı hem de iflasının kanıtı olarak görülmelidir.

Bunlar gitmesine gidecekler, ancak giderken de açabilecekleri kadar zarar açmaktan çekinmeyeceklerdir.