Yazan: Turgut Koçak 13 Ocak 2015
Hünkâr buyurdu.
Saray tüm görkemiyle hazırlana, hiçbir masariften kançınılmaya.
Derhal başvezire, kubbealtı vezirlerine duyurula, huzurumda toplana.
Diyanetişleri, pardon şeyhülislama haber salına, huzuruma gele, yaptığımız, ettiğimiz işlerin dinen caiz olduğuna dair bir fetva çıkara.
İlim, irfan sahibi ülemalara bildirile, ceddimizle ilgili çaplı bir araştırma yapmaları sağlana, onların günümüzde nesillerimiz tarafından en iyi şekilde öğrenilip tanınmaları için hiçbir fedakârlıktan kaçınılmaya.
Okullara din dersi konula, dindar ve kindar gençlik yetiştirilmesi için gerekli görevler yerine getirile.
Son ceddimiz atamız Osmanlı’nın dört dörtlük araştırılması yapıla, Osmanlı’ya dönüşün önündeki tüm engeller temizlene. İşe herkesin Osmanlıca’yı öğrenmesi zorunlu hale getirilerek başlanıla.
Ve dahi ülkemizi ziyaret edecek küffar ve dost ülkelerin temsilcilerinin Saray görkemimiz karşısında dudaklarının uçuklamasının sağlanması için gerekli hazırlıklar yapıla, gerekirse saray altınla kaplana, bütün kullanım malzemeleri altından ola.
Saray ülkenin gözü kulağı haline getirile, herkes dinlene, herkesin gözüne kül üfürülüp kör edile, onlar adına saray görevlilerimiz göre.
Konuşma ve yazma ülke genelinde yasaklana, saray soytarılarımız konuşup yazmaya başlaya.
Görkemli saltanatımın başlangıcı için 40 gün 40 gece eğlence düzenlene, hokkabazlar, cambazlar, halkı ve saray hanedanını eğlendire, fakir fukaraya, garip gürabaya yiyecekler dağıtılıp karınları tıka basa doyurula.
Orada, burada densiz densiz konuşup bizi eleştirmeye kalkanlar izlene, gerekirse yakalanıp zindanlara tıkıla, daha ileri gidenler olursa kelleleri alınıp bu çuval içinde Saray Burnu’ndan denize atıla.
Sarayların sayısı çoğaltıla, eskiler onarılıp gerek benim, gerek veziri azamımın ve de gerekse devlet erkanının hizmetine açıla.
Bize düşmanlık besleyecek olanların üzerine sefer eylene, düşmanlığa kalkışacak olanlara gözdağı verilip susup oturmaları sağlana.
Devlet hazinesi halka konulacak yeni yeni vergilerle doldurula, bu paralarla saray giderleri sağlana, beslemeler bir güzel beslenip iradem doğrultusunda görev yapmaları için hayatları kolaylaştırıla.
Halka göz açtırılmaya, uyanmaları önlene, bize karşı darbe hazırlıklarında bulunanlara dünya dar edile.
Sanırım, siz bunlara inanmadınız. İnanmazsınız inanırsınız sizin bileceğiniz iştir. Ancak; bu Kaç/ak Saray’da karşılanan Filistin Devlet Başkanı Mahmut Abbas’ın karşılanması törenine iyice bir bakın. İnanıyoruz ki, orada bu saydıklarımın tamamına yakınını göreceksiniz. Merdivene dizilmiş hokkabazlar mı dersiniz, bu komik durumu seyreyleyen Mustafa Kemal’in askerleri mi dersiniz, kısaca ne ararsanız orada bulmanız mümkündür. Neymiş efendim tarihte kurulu 16 Türk devletinin asker giysileri ve silahıyla bir tertip düzenlenmiş. Hoş bu kıyafetlerin çoğu da başka medeniyetlerin kıyafetiydi ya neyse. Demek ki, Türkler ordan oraya dolaşırken karşılaştıkların ülkelerin asker giysilerini de taklit etmiş olmalılar. Kimimiz bu durumu biraz tırlatmışlık olarak da görebiliriz.
Ancak bu değerlendirme gerçekten de olup bitenlerin karşısından çok hafif kalır çok.
Bir de muhteremin konuşması vardı. Ne diyor muhterem? Paris’teki özgürlük yürüyüşünde Netanyahu’nun işi ne? Ne diyelim gerçekten de doğru söylemiş. Orada Netanyahu’nun işi ne? Ancak bir de siz bu sözü söyleyene bakın. Ya da ne bileyim Ahmet Davutoğlu’nun işi ne diye sorun. Sen ülkedeki özgürlükleri bir bir budayacaksın. Yasaları hiçe sayacaksın. Devlet Başkanı olarak seçilmediğin halde kendini devlet başkanı yerine koyup padişah gibi davranacaksın. Ne kadar ipten kazıktan kopma terör örgütü varsa destekleyip yedirip içiricek, onlara her türlü silah ve lojistik destek vereceksin sonra da kalkıp dünyaya dert anlatmaya yelteneceksin. Olmaz, yırtınsanız da olmaz, çatlasanız da. Hem, Alman Başbakanı Ahmet Davutoğlu’nun konuşmasına nasıl karşılık verdi?
“Bu son derece süpekülatif yaklaşım. …”