Yazan: Turgut Koçak 23 Nisan 2015
Afyonkarahisar Barosu’na kayıtlı Av. Umut Kılıç daha önce hakimlik sınavını yüksek bir puanla kazanmış olmasına karşın müalkatta eleniyor. 21 Nisan günü bir kez daha yazılı sınavı kazandığı için yeniden mülakata çağrılıyor. Mülakatta kimliği sorulan Av. Umut Kılıç; “kimlik bilgilerim önünüzde” karşılığını veriyor. Bunun üzerine başka kışkırtıcı davranışlara bir kışkırtıcı soru daha eklenerek Umut Kılıç’a “Sen Alevi misin” sorusu soruluyor. Bu sorudan sonra Umut Kılıç tepkisini mülakatta görev alanlara ve AKP’ye gösterip karşılık veriyor. Polis çağrılıyor ve Kılıç dışarı çıkarılıyor. Sonrası malum tutuklamayı gerektiren bir ceza yaptırımı olmadığı halde çok bilmiş hakimler tarafından tutuklanıp Sincan F Tipi Cezaevi’ne gönderiliyor.
Kılıç, savcılık ifadesinde ise tutanaktaki bazı bölümleri kabul etmediğini belirterek, “Kimliğimi söylemedim ve mülakatta bulananlara karşı ‘siz emperyalizmin uşağı olan AK Parti’nin içinden geliyorsunuz, hükümetin adamlarısınız’ dedim.
Bunu da Adalet Bakanlığı’nda memur oldukları için söyledim. Sesimi de yükseltince ‘hakaret etme’ tarzında uyarı aldım. Onlara hakaret etmediğimi, sadece eleştirdiğimi, beni mağdur ettiklerini, hayatımı engellediklerini söyledim. Dışarı çıkarken de ‘Hırsız, katil Recep Erdoğan’ diye bağırdım. Onu da Cumhurbaşkanı sıfatından dolayı söylemedim. Başbakanlığı dönemindeki icraatları nedeniyle söyledim. Ben geçen sene sınava girmiştim. Mülakatta elenmiştim. Bu düşüncelerle yeni mülakata girdiğimde bu sözleri sarf ettim. Giderken böyle bir planım yoktu.” diyerek kendini savundu.
Şimdi bu olayı kısa bir süre için unutalım. AKP 13 yıldır iktidarda. Bu süre içinde gerek orta öğretim gerek Üniversite, gerek KPSS, gerek polis, hakim, savcı, gerek TUS sınavlarında bir sürü hile hurda ortaya çıkmadı mı? Bu hile ve hurdaları; bu iktidar “yoktur” diye savunabildi mi? Aksine bu sınavlarda hile yapıldığı, soruların çalındığı mahkeme kararlarına da geçmedi mi? Bütün bu suçların tek sorumlusu olan iktidar üstüne üstlük yapılan bu haksızlıklar yetmiyormuş gibi bu sınava bir de mülakat eklemedi mi? Mülakatın getirilmesinin nedenini cümle alem bilmiyor mu?
AKP iktidarı devletin her katında yukarıdan ağşşağı örgütlenmek ve devleti ele geçirmek için bu yolu izlemiyor mu? Bu iktidar zamanında insanları çileden çıkaran olayların bunca sayısı çoğalmışken Av. Umut Kılıç’ın yaşadığı haksızlığa tepki gösterip karşı çıkışta bulunmasına neden ve niçin şaşırıyoruz?
Sınavları hileli yapan sizin iktidarınız. Sınavlarda yüksek puan sıralamasına göre değil de AKP’ye yakınlığını dikkate alıp onları memurluğa çağıran da sizsiniz.
Üstüne üstlük gözümüzden belki kaçar korkusuyla mülakat engeli de koyarak ülkemizin sizin gibi düşünmeyenlerine eza cefa çektiren de siz değil misiniz? Zaten sizin döneminizde milyonlarca insan işsiz ve sokakta kaldı. Sizin yüzünüzden öğretmen olarak atanamayanların sayısı varıp yarım milyona dayandı.
Yaptığınız haksızlıklar yüzünden çocuklarımızın intihar etmeleri bile sizi uyarmış değilken, ortaya çıkmış sizlere hakaret edildiğinden dem vuruyorsunuz. Şunu bilin ki, ülkenin bunca haksızlığa uğramış insanı daha uğradıkları haksızlığın bilincinde bile değiller. Büyük bir çoğunluk hak adalet nedir, nasıl işler ayırdına bile varamamış.
Yıllardır insanlarımız “dayınız varsa kazanırsınız"a koşullandırılmış. Bu yüzden de gördüğünüz tepki ne yazık ki, tıpkı Av. Umut Kılıç’ın gösterdiği tepki gibi sınırlı kalıyor. Hani oturup bir düşünün; haksızlık yaptıklarınızın tümü olup bitenleri doğru olarak kavramış olsa, hak neymiş, hukuk neymiş, bu işler dünyanın başka ülkelerinde nasıl uygulanırmış bilseler, acaba siz ve sizi yurttaşların sesini kısmaya memur eden iktidar bir gün bile yerinde durabilir misiniz?
Gördüğünüz gibi hileli sınavlarınız ve mülakatınız da sizi kesmedi. O kadar şirazeden çıkmış bir iktidarla karşı karşıyayız ki, AKP’nin kodamanlarının çocukları ve AKP il ve ilçelerinden gelen istekler üzerine sınavsız şunsuz bunsuz memurlar atayıp bazılarına yüksek mevkiler bile veren bir iktidarın olduğu yerde siz Av. Umut Kılıç’ın gösterdiği tepkileri suç olarak mı görüyorsunuz? Bize kalırsa hak, hukuk tanımayan, adaleti tatile gönderen eğer AKP iktidarının ömrü yeterse daha ne büyük tepkilere tanık olacaksızın bekleyin görün…
Ancak 7 Haziran’a bir şey kalmadı.
Sizler nasıl gelmişseniz öyle gideceksiniz.
Ne derler “Sel gider kum kalır.”
Sizler de uluslararası güçlerin projesi olarak sel gibi geldiniz, 8 Haziran sabahı da geldiğiniz gibi gideceksiniz.