Yazan: Turgut Koçak 18 Kasım 2013
Neydi o günler?
Recep Tayyip Erdoğan, Kuzey Afrika ve Büyük Ortadoğu Projesi Eşbaşkanı olduğunu her adımda dile getiriyor. Ortadoğu ülkelerine emperyalist dünyanın müdahalesi için her şeye maydanoz olmaktan bir an bile geri durmuyor. Libya’ya müdahalenin eylemli olarak içinde yer alıyor. Kaynayan öteki Arap ülkelerinde ise sergilenen her türlü Alicengiz oyunlarının bir numaralı figüranı. Afganistan ve Irak’ta gerçekleştirilmiş olan işgal ve katliamların ortaklığını ise her fırsatta dile getirmekten çekinmiyor ve geliniyor Suriye’nin kan gölüne çevrilmesine.
Kükreyen bir Recep Tayyip Erdoğan ve Stratejik Derinliği ile sığ Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu. Hem ülkemizin insanlarını hem de dünyayı şaşırtacak eylem ve girişimlerde bulunuyorlar. Büyük sözler havada uçuşuyor. Neymiş efendim Suriye’yi iki saat içinde işgal edermişiz. Recep Tayyip Erdoğan Abdestini almış bekliyor, Şam’a girilecek ve Emevi Camisi’nde cuma namazı kılacak. Emperyalistler AKP iktidarını kışkırttıkça kışkırtıyor. Türkiye bir an önce emperyalistler adına Suriye’ye girmeli Beşar Esad’ı devirmeli. Bu yönde büyük hazırlıklar yapılıyor. Türkiye kamuoyu ise böyle bir savaşa alet olunmasına dipten doruğa karşı. Ortada bir tek AKP’nin tepe silahşorları var. Onlara kalırsa girdik gireceğiz Suriye’ye.
AKP iktidarı tiynetine uygun davranışlarını sürdürüyor. Tıpkı kendisi gibi dini hasletlerle iktidar olma ateşiyle yanıp tutuşan Suriye’deki Müslüman Kardeşler Örgütü muhatap alınıyor. Arkası çorap söküğü gibi geliyor. EL Kaide, El Nusra ve dünyanın her tarafından sökün edip gelen katiller sürüsü Türkiye sınırından Suriye’ye sokuluyor. Bunlar yedirilip içiriliyor, ceplerine para konarak silahlandırılıp salınıyor sınırdan Suriye’ye. Artık gün geçmiyor ki, Suriye kentlerinden en gaddarca işlenmiş cinayet haberleri gelmesin. Çoluk çocuk denilmeden kendileri gibi düşünmeyen herkesi düşman ilan eden bu gözü dönmüş katiller, kafa uçurup ciğer yemekten tutun da akıl almaz cinayet yöntemleri uygulamaya devam ediyorlar. Bunlara her türlü silahı verenler ise Suudi Arabistan, Katar ve Türkiye. Türkiye üzerinden salt silah sokulmuyor Suriye’ye, aynı zamanda da kimyasallar gönderiliyor. Katil çeteler de en acımasız cinayetler işlemeye devam ediyorlar.
Ne var ki, Ne Erdoğan’ın ne de Davutoğlu’nun hayallerinin gerçekleşeceğine dair en küçük bir belirti yok. Beşar Esad taraftarları direniyor ve katil sürüleri sıkıştıkça sıkışıyor. Suriye’ye BM’nin de kabul etmesiyle müdahale yolları aranıyor. Rusya ve Çin’in engeli aşılamıyor. Üstelik artık BM de, eskisi gibi Suriye’ye müdahale konusunda eski iştahını yitirmiş durumda. AKP iktidarının onca yırtınması boşa gidiyor. Suriye’de kullanılan kimyasalın izi de BM görevlilerinin araştırması sonucunda Türkiye ve Suudi Arabistan’ı işaret ediyor ki, işler daha da bir çatallaşıyor. Amerika ve Batı ağız değiştiriyor. Müslüman Kardeşler Örgütü’nün, El Nusra’nın, El Kaide’nin terör örgütü oldukları birden ABD’nin ve Batı’nın aklına düşüveriyor düşmesine ya AKP iktidarı bu örgütlerle boğazına kadar suça batmış. Türkiye’den bunları desteklememesi isteniyor. Ancak Recep Tayyip Erdoğan’ın birden bu terör örgütlerinden kopmasının olanağı yok. Çünkü öylesine içli dışlı olmuşlar ki, terör örgütlerinin sağı solu mu belli olur ya açıklayıverirlerse suç ortaklıklarını ne olacak?
Hey gidi günler hey! Nereden nereye gelindi. Ne demişler; mızrak çuvala sığmaz. Çuvalın orası burası yırtılıverir. Yırtılıyor da. Adana’da sarin gazı yakalanıyor. Reyhanlı’da katliam gerçekleşiyor. Yine Adana’da bir tır dolusu mühimmat operasyonla ortaya çıkarılıyor. Özetle Recep Tayyip Erdoğan da Ahmet Davutoğlu’da zorda. Öğrendiğimize göre Amerika Ahmet Davutoğlu’nu çağırıp fırçalayacakmış. Neden mi? Suriye’deki terör örgütlerini destekledikleri için. Şamaroğlanlığı böyle bir şeydir işte. Gelen vurur giden vurur.
Ha bir de Suriye, Türkiye’yi BM’ye şikayet edecekmiş. Kanıt mı, kanıt sayılamayacak kadar çok. Recep Tayyip Erdoğan ve dövdüğü bakanları hazır olsunlar. Ne diyelim işleri zor. Yakında boy boy Amerika’nın karşısına çıkıp hesap verecekler.
Geçerken söyleyelim. AKP iktidarının Suriye politikası konusunda işini aslında Gezi Parkı gösterileri bitirdi.
Anlaşılan ABD’de bunları bir güzel yumuşatacak.