HESAP KİME VERİLİR?

Yazan: Turgut Koçak 4 Nisan 2014

Hakkında fezleke düzenlenen bakanlardan Egemen Bağış, milletvekillerine birer mektup göndererek demiş ki, “Hesabımı rabbime veririm. Ahirette iki elim iftira atanların yakasında olacak.”

Ben kendimi bildim bileli suça bulaşmışların çoğu işin içine Allah’ı karıştırır ki, yakayı kurtarma umudu olsun. Kurtarır mı diye sorarsanız, orasını iyi bilemem ama demek bir yararı oluyor ki, insanlar öteden beri hep böyle davranıyorlar. Egemen Bağış da aynı yolu seçmiş. Yakayı kurtarmak için “Hesabımı rabbime veririm” demiş. Kendisine yöneltilen rüşvet suçlamaları bir yana o zatı muhterem değil miydi “Bakara, makara” diyerek, Bakara Suresi ile dalga geçen. Diyelim ki, bu dünyada hesap vermekten yakayı kurtardı, öbür tarafta rabbinin karşısına ne yüzle çıkacak sizce?

İşte böyledir. Önümüzdeki günlerde 4 bakanla ilgi fezlekeler meclis gündemine gelecek ya Egemen Bağış da ne olur ne olmaz korkusu ile milletvekillerini birer mektup döşenmiş. Onların; özellikle de AKP milletvekillerinin en duyarlı yanına sesleniyor, “Hesabımı rabbime veririm” diye. Ve zaten basına sızan bilgilere göre 4 Bakan’la ilgili olarak meclise gelecek olan fezleke AKP oyları ile reddedileceği, bakanların Yüce Divan’a gönderilmelerinin önünün kesileceği yolunda. Ancak Egemen Bağış yine de ne olur ne olmaz korkusu ile AKP milletvekillerinin duygularına seslenmeyi gerekli görüyor. Malum kendisinin Bakara Suresi ile ilgili “Bakara-makara” diye dalga geçen konuşmaları kamuoyuna yansıdı ya. Olurda dini bütün AKP’liler bu işe kızar ve Egemen Bağış’ı Yüce Divan’a gönderirse o zaman ayıkla pirincin taşını nasıl ayıklarsan. İşte bu nedenle Bağış da işini sağlama almak istiyor.

Ülkemiz, gerçekten de olağaüntü bir dönemden geçiyor. Hak ve özgürlükler kısılıyor. İktidar koltuğunda öyle bir zat oturuyor ki, eli her yerde. Yargının işine karışıyor, polisin işine karışıyor özetle herkesin işine karışarak ağzından çıkan her sözün kanun sayılmasını isteyen bir hali var. Bugün de Anayasa Mahkemesi’nin Twitter’la ilgili verdiği karara saygı duymadığını söyledi. İşte durum bu kadar açıktır. Başkaları ile ilgili yargı yaptırımlar uygularsa alkışlayan, kendisini yasal alana çekmek isteyen bir yargı söz konusu olursa saygı duymadığını belirten bir Başbakan. Bizler, Yargı ile Yürütme’nin birbirinden bağımsız olduğunu öğrendik. Ama gördük ki, hiç de böyle değilmiş. R. Tayyip Bey, iktidara geldiği günden bu yana akla ziyan davranışlar sergiliyor. Bizde anladık ki, Yargı ile Yürütme erki bağımsız değilmiş. Öyle olsaydı son zamanlarda yargıda iktidar eliyle yaşanan deprem hiç yaşanır mıydı?

Benim en çok dikkatimi çeken konulardan birisi de hiç kuşku yok ki, kendilerine bu kadar karışılan yargıç ve savcıların sesinin hiç mi hiç çıkmamasıdır. Bunca olaylar karşısında Yargı erkinin hiç mi söyleyeceği bir şey olamaz?

Durum bu merkezde olunca tabiki de Egemen Bağış gibiler hesabını yargıya vermek istemeyeceklerdir.

Onlar yollarını çizmişler.

Hesaplarını rablarına verecekler.

İyi de madem iş böyledir o zaman ne gerek vardır bunca yargıca ve bunca savcıya?