HER ŞEY POLİTİKTİR

Yazan: Turgut Koçak 1 Ağustos 2021

Bizler doğaya öyle bir hoyrat davranmışız ki sanki doğa bizim hizmetkârımız ondan ne istersek alacağımızı düşünüyoruz. Kapitalist sistem bu konuda sınır tanımaz bir gayretle her şeyi ama her şeyi sömüreceğini düşündüğü için yaşanacak tüm olumsuzlukların da aynı zamanda sorumlusu. Ancak doğanın buna izin vermeyeceğini de aradan geçen uzun yıllar sonra da olsa öğrenmiş bulunuyoruz.

Sıcaklıklar artıyor. Kuraklık dünyanın her yanını kasıp kavuruyor. Yangınlar, sel, toprak kayması, görülmemiş fırtınalar, kısaca her türlü felaketin bir nedeni kesinlikle var ve bizler bunu çoğu zaman canımızdan olarak ödüyoruz. Doğa ise kendisinde açılan yarayı bir şekilde onarıyor fakat bu kez doğayı bu denli hoyrat bir şekilde kullanan ve yok eden biz insanlar da olmayacağız. Oysa doğa uzun yıllar sonra da olsa bir şekilde işin üstesinden kesinlikle gelecektir.

Bugün dünyanın her yanında yangınların artmış olması sizce düşündürücü değil mi? Bilim insanlarına sorarsanız bunun en önemli nedeni uzun yıllar doğayı bu kadar hoyratça kullanmanın sonucu iklim değişikliklerinden kaynaklanıyor. Bizim yöneticilerimiz ise bu konuda hala bu incelemelerin dışındalar. Onlar ne zaman bir felaket yaşansa yaşanan felaketlerin nedenini değil de kim ya da kimlerin üzerine atılırsa sonuçtan nasıl yararlanılır onu düşündükleri için hop işin içine sabotajları katıyorlar. Eh sabotaj da olabilir ancak madem böyle bir durum vardır ülkemizde onca noktada çıkan yangınların sorumluları da bulunup ortaya çıkarılmaz mı? Şu orman yangınlarında bugüne kadar bir sabotajcı bulunamadı ama bol bol sabotajcı tespiti yapan felaket tellallarından da ortalık geçilmiyor.

Bir olumsuz durum varsa çözümü de olmalı değil mi? Ülkemizin ormanları cayır cayır yanıyor ama ortalıkta yangını söndürecek uçaklarımız yok. Kiralanan uçakların sayısı ise bu işin üstesinden gelmeye kesinlikle yetmediği gibi üstelik de bize mal oluşu astarı yüzünden pahalıya geliyor. Daha düne kadar övünçle söz edilen THK’nın uçakları niyeyse toz olup gitti. En yetkili ağızlardan bile yapılan açıklamalara bakılırsa THK’nın envanterinde uçak muçak yokmuş. Var mı yok mu? Yoksa var olanlara ne yapıldı hurda demir fiyatına mı satıldılar yoksa? Hesaplar ortada kiralama yerine satın alınsa uçaklar bize daha ucuza geliyor ama yetkililer de bir direnç bir direnç ki bunların direnç noktalarını aşıp da uçak aldırtılmasının olanağı yok. Ülkemizde her şey için para bulunuyor fakat böylesine yaşamsal bir gereksinim için para da yok kaynak da niyeyse.

Hani öyleyse saraylar niye yaptırılıp duruyor? Sarayın kaç uçağı var, bu kadar uçak niçin var? Önüne gelen AKP ileri gelenleri üç-beş-10 maaş alırlarken para bulunuyorsa uçak alımına mı para bulunamıyor? Her yetkilinin altında milyonlarca liralık araba varsa, bu kişiler istedikleri kadar parayı hesapsız kitapsız bulup harcayabiliyorlarsa nasıl oluyor da iş yangın söndürme uçağına gelince para bulunamıyor. Halk Akdeniz’de çıkan yangınlardan nasıl bunalmış vaziyette görmüyor musunuz? O halk böylesine zor zamanlarında devletin yanlarında olmasını istemeyecek de ne yapacak? AKP ve saray iktidarı iş yapıp çözüm üreteceğine ya en can alıcı konuları bile istismara hazır. Muhalefeti suçlamak ve başka suçlular icat etmek çıkış yolu değil ki. Madem iktidarsınız çözüm bulmak da size düşüyor. Bunu yapacak yetenekte değilseniz istifayı basar çekip gidersiniz elinizden tutan mı var?

Gerçekleri herkes görüyor ama sizler görmüyorsunuz. Güzelim Karadeniz’i ne hale çevirdiniz? Her tarafa elektrik santralleri kurdunuz, ağaçları kesip maden ocakları açtınız, doğal olmayan yerlere yollar yapıp bütün dengeleri altüst ettiniz. Akdeniz ve Ege’yi turizme açacağız diye doğasını vurguna açık hale getirdiniz. Yıllarca yangınlar çıkıyor, SİT alanı bile deyip yağmalamaya açık hale getirdiniz. Bütün bu saydıklarımı dikkate alırsanız nelere sebep olabileceğini sizler görmeye bilir misiniz? Dahası olanların çoğu da bir yerlere çökmek için olmuşsa ve de orman alanı yapılaşmaya açılmayacak demenize karşın hemen oraya oteller dikilmiş villalar yapılmışsa şimdi kalkıp da bizlere ne anlatabilirsiniz? Seller, toprak kayması yaşanıyorsa, ülkemizde habire depremler oluyor da hiçbir tedbir almıyorsanız, üstüne üstlük felaketin en büyüğünün yaşanacağı İstanbul’da bile deprem gerçeğini hiçe sayıp Kanal İstanbul’un yapılmasında ayak diretiyorsanız daha size ne söyleyebiliriz ki?

Tarım Orman Bakanı her konuda olduğu gibi bu yangınlarda da eleştirilen kişilerin başında geliyor ama bugüne kadar ürettiği bir çözüme de rastlayamıyoruz. Sizce şu yanıt sorunlu değil mi? “milli birlik ve beraberliğe en çok ihtiyacımız olan bu günlerde” ağaç üzerinden siyaset yapanları ayıpladığını söylemesi de neyin nesi oluyor?

Bize sorarsanız yaşamda politik olmayan ne var. Bir iktidar ki her şeyi ama her şeyi kendi iktidarının sürgit devam etmesi için kullanabiliyor politik olmuyor da ağaç gibi hele bir bakın anlayışa üzerinden iktidarı eleştirmek mi milli birliği ve beraberliği bozuyor.

Ne diyelim, doğrudur politik bakıyoruz. Politik baktığımız için de bir ağaca, hatta yaprağına, bir sincaba, yılana, kaplumbağaya, ayıya, kurda, kuşa, özen göstermeyenlere de bizim bakışımız politik olduğu için çekip gitmelerini istiyoruz çok şey mi istemiş oluyoruz yani?

Çok şey mi?