HELALLEŞME KÜLTÜRÜ CAHİLİYE KÜLTÜRÜ

Yazan: Turgut Koçak 26 Kasım 2021

Durup dururken CHP bir de işin içine helalleşme katı ki neye uğradığını yurttaş bilemez oldu. Helalleşme kültürü diye bir şey var var olmasına da biz bunu birinin diğeri üzerine hakkının geçesi sonra bu hakların bağışlanması olarak bilirdik bu sözleri. Şimdi bu sözcük CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun çıkışıyla bambaşka bir anlam kazandı. Neymiş efendim, toplum giderek geriliyormuş, bu gerginliği ortadan kaldırmak için de böyle bir yola gidilmeliymiş. Hiç kimsenin böyle bir tespit yaparken kim ya da kemler toplumu geriyormuş niyeyse sordukları bile yok.

Geçtik toplumun gerilmesini. İşçinin, emekçinin, köylünün, dar gelirli insanlarımızın hakkını kim çiğniyormuş ve de çiğneyenler kimlermiş bunun sorgusu bile yapılmadan ortaya atılan bu sözcükle birlikte beşli çete denileninden tutun da her işine hile katıp toplumu soyup soğana çevirenlere kadar herkes bu işin içinde sokuluyor sanki. İşin içinde ideoloji olmayınca, sağdan geleceği sanılar oyların böylelikle devşirileceği düşünüldüğünden böyle bir politika gündeme getirilmiş olsa gerek. Gerek de bunca fiyat artışları, doların TL. karşısında tavan yapması, aradan birilerinin köşeyi dönerek çıkması unutulacak şey mi acaba? Ya da ne bileyim büyük bir çoğunluk asgari ücrete talim eder, emeklisi kuru ekmeğe muhtaç hale getirilir, onca işsiz sokaklarda gezerken bazılarının üçer, beşer maaş almaları helalleşmenin kitabında yazıyor olabilir de acaba bu hakların açıktan açığa çiğnenmesine nasıl göz yumulur da nasıl bu çevrelerle helalleşmeye gidilir?

Belediyeleri ile devletin kurum ve kuruluşlarıyla halkın ensesinde boza pişirenlere mi denilecek hakkımızı helal ediyoruz diye? Dinci dernek, vakıf ve cemaatlere devletin kasalarından verilen paraları verenlerle niye hukuk önünde hesaplaşmıyoruz da al takke ver külah hesabı dalga ve dubaraların kapatılması için birileriyle helalleşiyoruz acaba? Rüşvetçiye, irtikapçıya, ihaleye fesat karıştıranlara kanunlarda yazılanlar niye uygulanmıyor da bir helalleşmeyle olup bitenlerin üstüne çizgi çekiliyor? Yoksa burası kanun devleti olmaktan çoktan çıktı da dini bir devlet düzenine mi geçti?

Doğrusu insan bir şey söyleyecekse bin kez tartar öyle söyler. Tartıldı söylendiyse işin daha da vahim olduğunu buradan açıkça söylüyoruz. CHP salt sağın olurunu kazanmak için bu tür çetrefilli işlere soyunuyorsa hemen buradan açıkça söyleyelim ki ortada kurtarılacağı söylenen pek de bir şey yok demektir. Bu yüzden de partiler hangi sınıf ve tabakaya seslenecekse buna göre politika üretmelidir ki bunun bir anlamı olsun. Yoksa mazlumla da kafasında cıfıt çarşısı kurmuşlarla da can ciğer kuzu sarması olunacaksa eğer AKP’nin gitmesine ne gerek var ki? Zaten üç aşağı beş yukarı kapitalist sistem böyle bir yönetimi hem de en çıkmaza girdiği dönemlerde halka dayatır zaten. Bugün dayatılan rejim bu yüzdendir ki dinci gerici ve faşist bir sistemdir ki politika da belirlenecekse bu gerçeğe göre belirlenir.

Mevcut sistem partilerinin tümü biz kapitalist sistemi daha iyi yürütürüz ayaklarındalar. Ülkenin ve halkın içinde bulundukları zor koşulları da fırsat sayarak ha babam sağ düşüncelerin aşısıyla sersemlemiş yığınları daha da sersemletmek için kimin ne hakkı var ki politik literatürümüze bu ucube helalleşme sözcüğü sokulmasına gerek duyuldu?

İşin doğrusunu söylemek gerekirse bir parti eğer kendine sosyal demokrat diyorsa ki CHP öyle diyor. Bunun bile ilkeleri ve ideolojisi vardır. İdeolojiyi inkâr edip her fırsatta sermaye kuruluşlarının sesine dönüşecek çıkışlarla bu topluma hiçbir şey kazandırılamaz. Hele de laiklik konusunda bir ikirciklik içinde olunursa bu da akla ve bilime karşı işlenmiş bir suçtur ki işte o zaman cahiliye döneminin insanları çıkar ülke yönetimine talip olurlar. Olmakla da kalmazlar şu andaki AKP ve saray iktidarı gibi iktidar olurlar ki yüzümüzü aydınlığa ve sola çevirmeksizin hiç ama hiçbir zaman sağlıklı bir politika da yapılamaz.

Her şeyin tepetakla olduğu bir dönemde CHP’nin çıkıp bir söz söylemesi artık kimin aklıysa adeta yaraya tuz basıyor. Yaraya tuz basarak hiçbir yara teravi edilemez. Olsa olsa Ha Kel Ali ha Ali kel iktidara iner çıkar ki bu da sonucu hiçbir zaman değiştiremez.

Sosyalistler elbette faşizme karşı nasıl mücadele edilir, burjuva demokrasisi nedir, sosyalist demokrasi nedir, sömürü nasıl ortadan kalkar bilirler bunun için de bu gerçekler ışığında kendilerini konumlandırırlar. Bu yüzden de biz birincisi helalleşmeye inanmıyoruz. İkincisi helalleşileceklere bakar kullanılan sözcüğü de ancak öyle kullanırız Yoksa gerisi git gel Konya altı saat olur…