Yazan: Turgut Koçak 20 Ocak 2022
Cumhur ittifakı gerçekten de zor durumdadır. Her görüntüsü ile çökmüş yıpranmış, halka vereceği hiçbir şeyi kalmamış bir iktidarın başvuracağı yollar elbette ki ahlaki falan olmayacaktır. Zaten iktidarın yapıp ettiklerine baktığımız zaman iktidarını sürdürmek için elinde baskı ve şiddetin dışında bir silahı da kalmış değildir. Ancak öyle ki neye başvurursa başvursun iktidarın hesapları da tutacak gibi görünmüyor.
AKP ve saray iktidarı küçük ortağı MHP’yi saymaya bile gerek yok bu hali ile seçimleri kazanması hemen hemen neredeyse olanaksızlaşmıştır. Bu yüzden de bu iktidarın her yolu denemenin dışında bir yolu da kalmış değildir. Son zamanlarda kurulan bir oyun ise İmralı/Edirne hattında oynanmak istenmektedir. Erdoğan aklınca HDP’yi bölecek, böylece oy yüzdesini düşürüp etkisizleştirdikten sonra aradan nasıl sıyrılacağının hesabı içindedir. Bu yüzden de öyle bir söz etmiştir ki gerçekten de gündemi bir anda değiştirmiş, tartışmaları önemli oranda “Edirne’deki, İmralı’dakine hesap verecek tartışmasının içine çekivermiştir. Şimdi bu konu üzerinden çeşitli çevrelerde tartışmaların sürdürüldüğüne tanık oluyoruz.
Sözü söyleyen Erdoğan’dır ama her niyeyse tartışmalar HDP üzerinden yürütülmektedir. İş böyle olunca da Erdoğan sınırlı da olsa sanırız hesabının tuttuğunu düşünebilir fakat yanıldığını kısa süre içinde görecektir. Çünkü oyun HDP içinde bir ayrılık var üzerinden kurulmak istenmektedir. Gerçekten de bu konu iyi işlenirse HDP’nin parti olarak da seçmen çevresi olarak da dağıtılacağı yönünde umutlananların olduğunu görüyoruz. Ancak şurası bir gerçek ki HDP seçmeni düşünülenin aksine uyanık bir o kadar da politikleşmiş olduğu için iktidar çevrelerinin bu oyunları kesinlikle tutmayacaktır. Ayrıca HDP parti olarak da bu tür olası saldırıları kolaylıkla boşa çıkaracağı gibi kendi çıkış yollarını da yaratacaktır. İşte tam da burada sol ve sosyalistlere de görevler düştüğü düşüncesindeyiz.
Son günlerde sol, sosyalist kesimlerle HDP’nin üçüncü bir ittifaka evrilecek çalışmalar yürütmesini TSİP olarak önemsiyoruz. Konu ile ilgili dünkü yazımızda da bazı anımsatmalar yaptık ve dedik ki bu ittifaka niçin gereksinim duyulduğu ortadadır. Bu yüzden de iktidarın oyununu bozmak ve yaratacağı tehlikelerin önünü kesmek için bir güç birliğine gerek vardır. Böylesi bir güç birliği inanıyoruz ki Erdoğan’ın sözünün arkasındaki hevesleri ta kökünden yok edecektir. Daha da önemlisi seçimlerde olduğu gibi diğer pek çok alanda da birlikte davranmanın kültürünün yaratılmasında küçümsenemeyecek bir ortamın doğmasına katkısı olacaktır.
Şimdilik “bak gördünüz mü İmralı iktidarın dediği yolda devam ediyor düşüncesiyle niyet okumaya kalkmanın gereği yoktur. Buradan kalkarak HDP’ye yönelik salvolara girişmenin de bir yararını olacağını düşünmüyoruz. Öyle şeyler var ki gayet insani olan bir konuda söylenen sözlerin bile altında bir şeyler arayıp güç birliğinden uzak durmak için neden yaratmanın gereği yoktur.
AKP ve saray iktidarı HDP’yi kapatmak da içinde birçok yolu deneyerek bölgede kendi oyunu arttırmak istemektedir. Bazı illerde evet AKP oy alabilmektedir ama bazı yerlerde de AKP’nin yükselişe geçmesinin hiç mi hiç olanağı yoktur. Hele AKP’nin bu girişimi güç birliği kurulursa diyebiliriz ki her yerde oyununu geçersiz kılacaktır.
Sonuç olarak iktidarın elinde patlaması olası son oyununun altı boştur. İktidarın yaratmak istediği havaya kapılarak boş atıp dolu tutmak gibi bir yöntemin hiç mi hiç bizce yararı yoktur. Bu konuda biliyoruz HDP şerbetlidir kurulan tuzakları da bozacaktır kesin de olası geniş bir ittifakın zararına gelişebilecek düşünceleri de uluorta savurup durmanın hiç mi hiç alemi yoktur.
Tamam, iktidarın her girişimi HDP’yi yalnızlaştırmak üzerine kurulu olabilir fakat unutmayalım ki HDP’nin yalnızlaştırılması demek daha çok da bu ülkenin ilericilerinin, devrimcilerinin, demokrat ve sosyalistlerinin de yalnızlaştırılması demektir bunu da hiç unutmayalım.