Yazan: Turgut Koçak 8 Temmuz 2022
HDP kongresinde kendileriyle konuşulduğu söylenen tanınmış bazı kimselerden bir danışmanlar listesi oluşturulmuş. Bu listelerdeki isimlere baktığımız zaman bayağı şaşırmadık desek yalan olur. Çünkü bu listedekiler öncelikli olarak liberalizmi savunan, bu Anayasa’nın kabulü için “Yetmez ama evet” diyen isimlerden oluştuğu gibi uzun zamandır da AKP iktidarına akıl hocalığı yapmış olan kimseler olduklarını görüyoruz. Hatta içlerinde bazıları Fetöcülerle de içli dışlıydılar. Şimdi her ne pahasına olursa olsun böylelerine kapı aralanmış olması ve de buna karışı çıkanların da HDP’nin kendisine ve politikalarına karşı çıkan kimseler olarak değerlendirilmesi de bize göre yanlış bir bakış açısıdır. Kaldı ki oluşturulan bu listeye HDP’nin de içinde yer alıp da karşı çıkanlar bile bulunduğuna göre bu denli uca savrularak suçlamalara girişilmesini asla doğru bulmuyoruz.
Sosyalistler olarak emeğin bu denli dibine kadar sömürülmesini politikaları haline getiren AKP ve saray iktidarına hayırhak bakmak demek basbayağı bir emek ve sosyalizm düşmanlığıdır ki biz noktada durmuş olan ve de durmayı bir tutum haline getirenlerin kimseye yararı olmayacağına inanıyoruz. Eğer HDP’in etkili kesimleri AKP’nin de yapıp ettiklerini olağan buluyorlarsa bir diyeceğimiz olamaz fakat AKP’nin uygulamalarına baktığımız zaman bu iktidardan bugüne kadar en çok çeken Kürtler ve de bu coğrafyanın emekçileri ve aydınları olduğunu da görmezlikten gelemeyiz. Ki bu danışmanların içinde bazıları Alınlarına iyice şafağın ışığı vuruncaya kadar ne yazık ki AKP’nin ve sarayın akıl hocalığına soyunduklarını da unutmamak gerekiyor.
Bu ülkede adım adım hak ve özgürlükler yok edilirken, ülkeye AKP iktidarı tarafından demokrasi getirildiğini savunanlar bunlar değil miydi acaba? Milliyetçi anlayışı ayyuka çıkarıp faşist uygulamalara dayanak hazırlayan bir iktidarın arkasında durmak nasıl bir şey ki bu gerçekler bilindiği halde HDP bütün bunlar önemsizmiş gibi davranarak karşı çıkanlar için HDP’nin daralmasını isteyenler denilerek suçlamalar yapılabiliyor? Öyle şeyler vardır ki sizler unutsanız, toplum unutsa tarih asla unutmaz.
Şu yaşananlara bir bakalım isterseniz; ülkemizde her zaman bir mafya olgusu söz konusudur fakat bu mafya olgusu en çok 12 Eylül sonra iktidarlar tarafından gerçekleşmedi mi? Mayfa-tarikat, siyaset üçlüsü Turgut Özal’ın marifetleri arasında değil mi? Aynı politika Mesut Yılmaz tarafından da ayyuka çıkarılarak yaşam bulmadı mı? Peki, Çiller neyin nesi? Ya da ne bileyim Çiller döneminde yıldızı parlayanlardan Mehmet Ağar’ın sürecini izlerseniz neler görürsünüz neler de işte o partinin bir zaman sonra başına geçen Nesrin Nas hiç mi bütün bunlardan habersizdi de gidip bu partinin Genel Başkanlığını üstlendi? Şimdi televizyonlarda o sorun, bu sorun ve ekonomi hakkında konuşuyor bizler de işitiyoruz da geçmişin hiç mi önemi yok yani?
Nesrin Nas’a değinmemizin nedeni yaşamda olup bitenlerin asla hafife alınmaması gerektiği düşüncesinden kaynaklanıyor. Yoksa şahsen benim Nesrin Nas’la hiçbir tanışıklığım da olmamıştır, düşündaşlığım da. Ama tarihin unutmayacağı şeyi olsa olsa dar görüşlü politikacılar unutur. Bu yüzden de bizler asla AKP’ye akıl hocalığı yapmış, AKP’nin ülkeye demokrasi getireceğini savunan, dinci gericiliğe perde olmuş hatta bir bir tarikatın gazetelerinde yazılar döktürüp düşünceler açıklamış olanları öyle kolay kolay unutamayız. Hem bu insanların da Kürt halkına bir şey kazandıracaklarını da sanmıyoruz. Hani birilerinin entelektüel birikimleri var diye her yerde kendilerine bir yer bulmalarını do doğrusu aklımız kesmez bizim.
Eğer baz alınacak özelliklerden birisi entelektüel olmaksa Mehmet Barlas’ın ve Ertuğrul Özkök gibilerinin de evvel Allah entellektüellikleri hiç de fena değildir. Bunlar da AKP’den biraz yan çizseler onlara da mı kapı aralanacaktır?
Neyse HDP’nin bu anlayışı kendi bileceği iştir de ilericiler, devrimciler ve sosyalistler olarak Kürt halkının ve demokrasiden, emekten yana olanların duyarlılığından hiç söz etmeden geçersek asıl bizlerin dostluğu kuşku götürür. Çünkü dostlar acı söyler fakat doğru söyler…
Son bir soru daha HDP’in danışmanlara gereksinimi var mıydı acaba?