Yazan: Turgut Koçak 10 Kasım 2021
Dünün kuşaklarında bir gelecek umudu vardı. Bu yüzden de istedikleri hayali kurabiliyorlardı ve bu yüzden de yaratıcıydılar. Bugünkü kuşakların hayallerinin de umutlarının da üzerine işbaşına gelen iktidarlar beton döktü. Salt vurguncular para kazansınlar diye insanların yaşamı cehenneme çevrildi. Öyle ki artı bir şeylerin sahibi olmayanların deniz kıyısına gidip hava almak, kırlara çıkıp piknik yapmak, ırmak boylarında balık avlamak vb. hiç ama hiçbir olanakları kalmadı. Daha doğrusu doymazlar, her yeri satın alıp mülkleri yaptıkları için sıradan insanlara nefes alabilecekleri yer bile bırakılmamış oldu.
Bugün her bir alana korkunun ve hükmün bayrağı dikilmiş durumda. İsteniyor ki insanlar herkesten her şeyden korksunlar. Devlet yöneticilerinden, büyük büyük zenginlerden, valisinden, kaymakamından, polisinden, memurundan korksunlar ki bir şey istemeye bir olumsuzluğu eleştirmeye cesaretleri bile olmasın. Sokakları dolduran devlet büyüklerinin geçiş törenlerine bir bakın isterseniz o ne hay huy, o ne şatafat, o ne sağa sola korku veren heybet…
Düşte gibisiniz vallahi de bu düş hayalsiz bir düş. İçine bol bol korku doldurulmuş bir düş. Bu görüntü umudunuzu da götürüyor, hayallerinizi de. Sonra ne olup çıkıyorsanız çıkıyorsunuz işte. Sözüne güvenilemeyen yaratıklar bir kez daha canınızı sıkıyorsa da sosyalistler olarak umudunuzu kesmiyorsunuz. Her soluklanış yeni bir yükleniş olarak görev olarak karşınızda duruyor. Bu yüzden de iş yine başa düşüyor. Evet her şeyi ama her şeyi hiçbir şeyden şikayetlenmeden bir kez daha örgütleyecek olan da insanlara umut aşılayacak olan da hayallerini geri verecek olan da sizsiniz yani sosyalistler.
Sayacağımız bir sürü nedenler sizleri korkutuyor olabilir. Ülkenin topraklarının, nehirlerinin, fabrikalarının, kıyılarının, ormanlarının ve hatta yöneticilerinin bile satıldığını düşünerek son nefesinizi verme isteği de duyabilirsiniz ama buna hakkınız yok. Kendinizi bir de sosyalistlerin yerine koyun. Onlar niye hayallerinden vazgeçmiyorlar? Niye bütün bu zorluklara karşın umutlarını hiç yitirmeden mücadele içindeler varın bir düşünün ki canınıza can gelsin. Kıpırdayamayacak kadar cansızlığınızı silkelenip bir köşeye fırlatın. Fırlatın ki her bir şey yeniden güzelleşsin ki yaşamak için bir umudunuz olsun. Mücadele edin ki yarınlarınızı kurtarabilesiniz.
Bir düşünün? Her şey bu kadar niye kötüleşmiş. Kapitalizm dört koldan insanlara neden bu kadar saldırgan hale gelmiş? Gelmiş çünkü artık işi daha ileri götürecek takati de yok, gücü de…
Sonuç olarak yeryüzünde yıkılmaz olan ne krallar, imparatorlar yıkıldı. Ölümü öldüren İskender’den geriye kalan ne ki kapitalizmden geriye kalacak olan ne olsun?
Artık yolun sonu göründü. Işığın hepimizin üstüne düşeceği günler uzakta değil. Sosyalizm inanın ki kapıda. Siz şöyle bir uyansanız, kapıyı açık derin bir soluk alsanız her şey çorap söküğü gibi gelecek? Sonrasında ise ortada ne ağa ne bey ne sultan hükümranlığı kalmayacak! İnanın ki kalmayacak!
HAYALİNİZ VE KURTULUŞ UMUDUNUZ SOSYALİZM OLSUN!
Yeter ki…