HALKIMIZA

Yazan: Turgut Koçak 24 Kasım 2021

20 yıldır iktidarda olan AKP ve saray iktidarı ve onlara katılıp cumhur ittifakını kuran MHP artık ülkenin bir güvenlik sorunu haline gelmiş bulunmaktadır. Dün dolardaki artış sonrası ekonominin tüm bentleri yıkıldığı halde bütün bunlar yetmiyormuş gibi bir de üstüne üstlük halkın gösterdiği tepkiyi OHAL’le tehdit eden bir anlayışla karşı karşıya bulunuyoruz. Bu kadarla da değil. İktidarın ne kadar mafyalaştığının kanıtı olarak Alaattin Çakıcı’da doların yükselişi ile ilgili sokağa çıkan yurttaşlara karşı şu açıklamayı yapmış; “CHP ve HDP’nin, uluslararası provokatörlerin bu kışkırtmalarına fırsat vermeyiniz. Devlet sahipsiz değildir.

Devletinize lütfen güveniniz. Kamuoyuna saygılarımla arz ederim."

Yirmi yılın sonucunda halkı ne hale getirdiklerini hepimiz en ince noktalarına kadar biliyoruz. Bu saatten sonra bu iktidarın halk için yapacağı hiç ama hiçbir şey kalmamıştır. Halkımız açtır, yoksuldur, evinin kirasını bile ödeyemeyecek duruma düşürülmüş olup zamların da ardı arkası bir türlü kesilmemektedir. Bu durumda bile iktidarın politikalarını eleştirenlere karşı iktidar çevreleri “MANDACI” suçlamasında bulunarak yavuz hırsız örneğini sergilemekten geri durmamaktadır.

Şurasını açıkça belirtelim ki bu ülkede mandacılar ve emperyalist/kapitalist dünyanın kuklası konumuna gelmiş olanlar kesinlikle vardır. Eğer bu anlayışta olanları arıyorsak bu gibiler kesinlikle iktidarın tam da odağına yerleşmiş kimselerdir neden? Bu iktidar, bugüne kadar ülkeyi ayakta tutan ne kadar fabrika, kurum, kuruluş varsa özelleştirme adı altında yabancılara peşkeş çekmiştir. Bu yüzden ülkemizde buğday ve temel gıdalarla ilgili büyük sıkıntılar varsa ki aşırı derecede vardır bunun nedeni de iktidarın satıp savma politikasıdır. Bugün en stratejik fabrikalar ve işletmelerin neredeyse tamamı yabancıların elindedir. Daha dün Tank Palet Fabrikası Katarlıların eline bu anlayışla geçmiş bulunmaktadır.

Öyle ki Osmanlı döneminde kapitülasyonlar neyse bugün de AKP ve saray iktidarının uygulamaları sonucu gelinen nokta odur.

Açız, ses çıkarmayacağız;

Özgürlüklerimiz elimizden alınmış ses çıkarmayacağız;

İşimiz yok ses çıkarmayacağız;

Eğitim hakkımızı kullanamayacak ses çıkarmayacağız;

Sağlık hakkımızı politikalarınız yüzünden kullanamaz olduk, ses çıkarmayacağız;

Ülke batmış, ekonomi çökmüş, kitleler altında eziliyor ses çıkarmayacağız;

Mafya bizleri tehdit edecek gıkımız çıkmayacak;

Sizler de halkımıza cehennem yaşata yaşata iktidarınızı sürdürecek, halkımızın kanını emdikçe emeceksiniz öyle mi?

Hiçbir şekilde ve hiçbir zaman ne iktidarınızdan ne de mafya bozuntularınızdan korkumuz yoktur. Bu yüzden de bütün politikalarınıza karşı çıkacak ve asla boyun eğmeyeceğiz. TÜRKİYE SOSYALİST İŞÇİ PARTİSİ olarak yarattığınız sömürü düzenine de, baskılarınıza karşı da mücadeleden bir adım bile geri atacak değiliz.

Bu da böyle biline!