Yazan: Turgut Koçak 18 Kasım 2014
AKP iktidarı her gün karşımıza yeni bir şey çıkarıyor. Toplumu böylesi bir bombardımanla şaşkına çeviren faşizm heveslisi iktidar, toplumu düşünemez hale getiriyor ki, iktidarını sürgüt devam ettirebilsin. Bu yüzden de sürekli olarak iktidarın ve Recep Tayyip Erdoğan’ın yarattığı olay ve olguları tartışıp duruyoruz.
Soma’da 301 madem işçisi kömür olup yaşamını yitirmiş, Ermenek/Güneyyurt’ta 18 işçimiz kömür madeninde çamurlu sulara gömülmüş, Torun İnşaat’ın işmerkezinin yapımında 32. kattan yere çakılarak paramparça olmuş işçiler bu iktidarın neyine ki?
Üniversitelere Recep Tayyip Erdoğan tamı tamına 14 yeni rektör atayarak Cumhurbaşkanı olarak önemli görevlerinden birini yerine getirmiş. Bugün üniversiteler bilim yuvası olmaktan çıkmış, Özgürce bilimsel araştırmalar ve eğitim yapacak hali kalmamış. Bolu İzzet Baysal Üniversite’sinde ve Ankara Dil Tarih Coğrafya Fakültesi’nde dün güvenlik güçleri öğrencileri feci şekilde pataklamakta ve gözaltına almakta iken acaba Recep Tayyip Erdoğan’ın yeni atatdığı herbiri birbirinden şahane özgür zihniyetten yoksun rektörlerle nereye varılacak dersiniz?
Toplumsal kıpırdamalar nerede olursa oraya otobüs otobüs polis veya jandarma sevk ediliyor. Soma/Yırca köyü’nün 6 bin zeytin ağacını doğrayan hukuk tanımaz Kolin şirketinin güvenlikçileri de köylülere saldırıp köylüleri sopalamaya kalkarken AKP’nin para düzeni yeter ki ayakta kalsın isteniyor. İşsizliğin gerçek rakamlarının %25’leri bulduğu bir ülkede bir iktidar rahat rahat koltuğunda oturabiliyorsa yatıp kalkıp dua etmelidir. Çünkü başka uygar ülkelerde işsizlik bu noktalara çıktığında yer yerinden oynar, işsizliği önleyemeyen iktidarı da bir gün bile işbaşında tutmazlar.
AKP iktidarı bunu bilmiyor mu? Biliyor elbette. Yığınlar yoksulluk içinde yüzerken haşmaetmeapları saray üstüne saray yaptırıyor iktidar sözcüleri de bu saray merakını bir ülkenin prestiji ile açıklayarak sanki halkla dalga geçiyorlar. Yolsuzluklar almış yürümüş. 17 Aralık operasyonu tapeleri ile tapeler bire bir aynı çıkmış.
Anlayacağınız işin içinde montaj falan yokmuş. Hissiyatı güçlü bakanın ne yazık ki hissiyatının üzerine kamyon devrilmiş. Bununla birlikte gerçeklere inat Ahmet Davutoğlu G-20’ler toplantısında atıp tutarak yalanda zirve yapmaya devam ediyor. Neymiş efendim? Artık Türkiye’yi kimse tutamazmış. Belli belli gerçekten de Türkiye’yi yalanda, talanda, dibe vurmuş dış politikada kimseler tutamaz.
Bir iktidar düşünün ki, baskının akla gelen gelmeyen envai çeşidini uygulasın ama yine de ne büyük tehlike ile karşı karşıya olduğunun her daim farkında olsun ne yapacaktır? Böyle bir iktidarın başkaca bir seçeneği olduğu söylenemez. Böyle bir iktidar, iktidarda kalmak için her yola başvuracak ve de iktidarda kalacaktır. Çünkü böyle bir iktidar iktidardan düştüğü gün hesap vermek zorundadır. AKP’nin iktidardan düştüğünde hesap vermek zorunda kalacağını da herkes bilmektedir. İşte bu yüzden AKP yeni baskı yöntemlerine gereksinim duymaktadır.
Almanya’da Hitler faşizmini bir düşünün. Hitler faşizminin de güvenlik işlerinden sorumlu bir bakanı vardı. Şimdi de AKP iktidarı ‘Güvenlik Bakanlığı’ adı altında yeni bir bakanlık kuracakmış. Bu bakanlık ne işe yarayacak diye soruyorsanız söyleyelim.
Faşist ve gerici AKP iktidarına karşı olan yığınları susturmak ve onlara dünyayı dar etmek görevini yükümlenecek ve böylece Türkiye yeni bir evreye daha girmiş olacaktır.
İşte bu evre faşizmin kara gömleklilerinin astığı astık, kestiği kestik bir dönemidir iyi biline…