GÜL ve DİKEN

Yazan: Turgut Koçak 6 Mart 2021

Önce “iktidarın ağzından “Yargı Reformu”nu duyduk. Bu plan için az söz söylenmedi. Adalet Bakanı Gül, konu ile ilgili konuşurken “adalet yerini bulsun da isterse kıyamet kopsun” sözünü etti. Sonra ortalık sessizleşti. Arkasından da AKP ve saray iktidarı ‘İnsan Hakları Eylem Planı’ ile karşımıza çıkıverdi.

Konu ile ilgili daha adım bile atılmamışken Erdoğan gül diken benzetmesi yaparak her çiçeğe de su veremeyeceklerini belirtti. Bu durumda bu ne oluyor? Bizim yararımıza değilse öylesi eylem planlarını kimse bizden beklemesin oluyor. Tabi bunlar konuşulurken bu kez de topa AKP sözcüsü Ömer Çelik girdi ve o da şöyle dedi. “Laf çok icraat yok” eleştirilerini bağlamından kopardı: “İnsan hakları adı altında başka şeyler peşinde koşanların rahatsız olması normaldir”

Eh bu durumda demek ki AKP’nin eylem planı ne muhalifleri kapsayacak, ne Kürtleri ne de solcu ve sosyalistleri. Erdoğan’ın söylediklerinden anlıyoruz ki Erdoğan dikensiz gül bahçesi düşü görmekte ve de bunu çok açık söylemektedir Ömer Çelik’in söyledikleri de aynı anlama gelmektedir. Bazıları yıldızlara çıkmaktan söz etse de demek ki sarayın getirmek istediği ‘İnsan Hakları Eylem Planı’nın kıstasları varmış.

Ancak bu düşüncede olanların düşüncelerinin muğlaklığı ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz örneğinde olduğu gibi pat diye ortaya çıktı. HDP için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı inceleme başlatmış. Baskılar devam ediyor, baskılar demokrasi, insan hakları gözetilmeksizin sürüyor. HDP’li 28 milletvekilinin dokunulmazlığının kaldırılması için fezleke var. 5 milletvekilinin daha fezlekesi meclise ulaşmış durumda.

Çok yazdığımız için usandık. Ülkede ‘İnsan Hakları Eylem Planı’ hazırlayan iktidarın yapıp ettiklerine baktığınız zaman her şeyin ne kadar da anlamsız olduğunu anlamakta zorlanmıyorsunuz. Bugüne kadar pek çok yargı kararlarının uygulanmadığını da eklersek iktidarın neyin peşinde olduğu gün gibi açığa çıkıyor.

Eğer Anayasa’nın 26. Maddesi; “Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir. Bu hürriyet resmi makamların müdahalesi olmaksızın haber veya fikir almak ya da vermek serbestliğini de kapsar” diyor.

90’ıncı madde ise; “Türkiye Cumhuriyeti adına yabancı devlet ve milletlerarası kuruluşlarla yapılacak andlaşmaların onaylanması, Türkiye Büyük Millet Meclisinin onaylamayı bir kanunla uygun bulmasına bağlıdır. Usulüne göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası andlaşmalar kanun hükmündedir” dediğini görüyoruz. Şimdi bu maddelere iktidar uysaydı, iktidarın getirmek istediği ‘İnsan Hakları Eylem Planı’ndan daha mı geriye düşülmüş olacaktı? Bu nedenle ortaya atılan 11 maddelik planın bizim gibiler üzerinde ne etkisi olabilir ki? Yazılan bir eleştiri yazısı bile Erdoğan’a veya cumhur ittifakının herhangi bir yöneticisine hakaret sayılarak insanlara kan kusturulmak isteniyorsa bizler ne diye yıldızlara ulaşmak düşü görelim ki biz aklımızı peynir ekmekle mi yedik?

Ortada bir samimiyet yok. Baktığımız zaman hem içerde hem de içine düştükleri durum itibari ile iktidar sadece ve sadece bir oyalama taktiği peşindeler o kadar.

Niye? Çünkü 9-11 Mart 2021 tarihinde Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi AİHM’nin mahkemesinin kararlarının uygulanılıp uygulanmadığını da görüşecek. Konsey Türkiye’ye insan hakları çalışmaları için 1,2 milyon dolan para da vermişti anımsatalım.

AKP ve saray iktidarı artık 19. Yılının içinde. Bugüne kadar adım adım kısıtlı demokrasiden de eser kalmamış insan hak ve özgürlüklerinden de. AKP’nin karnesi bu bağlamda çok ama çok kötü. Sadece ceğiz cağız diyerek bugüne gelinip dayanıldı. Bundan sonrası ise eğer böyle giderse tufandır.

Bu yüzden de gül ve diken açıklaması çok ama çok önemlidir.